Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yazar incelemesi-anketi (yorum yapmanızı rica ediyorum)
ERDAL DEMİRKIRAN-AHMET ÜMİT kitapları hakkındaki görüşlerinizi belirtir misiniz?
··
3 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Müptedi Kâri okurunun profil resmi
Öncelikle
Ahmet Ümit
Ahmet Ümit
'in yani nam-ı diğer Başkomiser Nevzat'ın methini çok duydum. Bende kitabı da var ama henüz okumak nasip olmadı.Olumsuz bir görüşe de rastlamadim. Ayrıca değinmek istediğim ayrı bir konu var. İletiyi görünce durup düşündüm, acaba mı dedim; eskiden olsa hemen yazmaya karar verir ve kendimce heyecanla
Erdal Demirkıran
Erdal Demirkıran
'ı ve kitaplarını anlatmaya başlardım. Neticede yine bir şeyler yazacak bazı noktalara değineceğim lakin yeni bir ben olarak... Esas konuya gelecek olursak; yazarın kitapları genel anlamda kişişel gelişim temalı. Söyleşi ve roman tarzında eserleri var. Benim yazarı tanıma hikayem
Sadece Aptallar 8 Saat Uyur
Sadece Aptallar 8 Saat Uyur
ile başladı. Lisede bir öğretmenimin önerisi ile okumuş, okudukça yazarı haklı bulmuştum. Burada fazla uykunun ömrü tükettiğine değinen bir içerik vardı ve bu roman tarzında işlenmişti. Okuyunca mest oldum, çokça beğendim. Sonrasında
Yerim Seni ÖSS
Yerim Seni ÖSS
kitabı ile sınavla baş etmenin yollarını arayıp, kısmen buldum. Diğer romanlarına gelecek olursak;
Sadece Başbakan Okusun
Sadece Başbakan Okusun
Bazı Sırlar Tek Kişiliktir
Bazı Sırlar Tek Kişiliktir
Parayı Bulduğum An Alayını
Parayı Bulduğum An Alayını
Bir Ayağın Çukurdaysa Ötekiyle Bas Çık
Bir Ayağın Çukurdaysa Ötekiyle Bas Çık
Ve diğerleri genel anlamda yine kişişel gelişim barındırmakla birlikte içerisinde proje barındıran eserler. Okunduğunda insanı etkileyen ve iz bırakan içeriğe sahip. Belki de kesinlikle okunmalı. Dini içerikli iki eserine de değinmem gerek diye düşünüyorum,
Allah'a Borç Veren Adam
Allah'a Borç Veren Adam
Azrail'in Secde Ettiği Adam
Azrail'in Secde Ettiği Adam
Bu iki eserinde kendince Kuran-ı Kerim'i yorumladığını, okurken yanlışlar-yanılışlar varsa bunların sadece yazara ait düşünceler olduğunu kitabın başında belirtiyor ve ekliyor, kesin hüküm saymayıp okuyun diye. Genel olarak ikisi de roman ve birbirinin devamı olarak birbirini tamamlar nitelikte. Yazarın bilgi düzeyi, bu konudaki araştırmaları vs. vs. ne düzeyde bilemem lakin kişisel olarak yanlış olduğunu düşündüğüm noktalar olmuş olsa da genel mana itibariyle mühim konulara değiniyor. Ve zannımca daha iyi bir insan olmaya yönlendiriyor. Zira yanlış yapılan, hızlandırılan ibadetler ve insanın hayat yolundaki olması gereken duruşu hakkında da bilgi veriyor. İsimlerinden de anlaşılacağı üzere farklı bir çağrışım yapsa da düşüncelerini ayetlerde bağdaştırıp bu şekilde açıklamalarını yapıyor. Tabi bu bir olay örgüsü içinde gerçekleşiyor. Bu kitapları okuduktan sonra daha dikkatli olduklarını söyleyenleri , kuranı anlamaya çalışanları, meali okumayanların okumaya yöneldiğini duymuştum. Kişisel gelişim içerikli, söyleşi şeklinde ilerlerleyen eserlerine gelince; yazarın kendini, dünyanın en akıllı insanı ilan etmesi, esasında üniversiteye hazırlık dönemindeyken "birine 40 gün deli dersen o kişi kendinden şüphe eder" düşüncesinden ileri gelip, kimsenin de kimseye sen en iyisin sen başarırsın sen akıllısın gibi övgüler yağdırmayacağından, kendi kendini motive etme şekli olarak bu ifadeyi seçmesi ve akabinde bunu noterde onaylatmasıyla ortaya çıkmış ve sonuçlanmıştır. Yazarın okur üzerindeki etkisinden bahsedecek olursak, kendini tanıyamamış, kendine kendi varlığını ilan edememiş kısaca kendini keşfedememişlere yönelik olarak kaleme alınan eserler, benimle birlikte çoğu kişinin de hayatını değiştirmiştir. Peki o değişen hayatlar şimdi ne olmuştur diyecek olursak, kimseden haberim yok lakin kitapların, çoğu kişinin elinden tuttuğunu biliyorum. Zaman geçse düşünceler ve gayeler değişse de bi yerde var olmuş olan o uyanışın izi hep kalacaktır. Normal şartlarda kişisel gelişime karşı olan ben nedense yazarın kitaplarını okuyunca kendimi tanımış bunca yıllık öğrencilik hayatımdaki başarılarımı rastlantıya bağlamışken artık kendini kendinden doğuran, yeni bir ben olmuştum. Bilirsiniz bu tarz kitaplar, insanı şişirir okuyan ne oldum demez ben neymişim der vs. gibi ifadeler ortalarda dolanır. Ben sönüş yaşamadım aksine kendimi keşfetme yolunda ilerledim.Aslında bu kişinin kendine olan inancı ve hedefleri yolundaki çabası ile belli olacak bir şeydir. Şimdilerde kendimi kaybetmiş olsam da Hatta hiç bulmamak belki de bulup da kaybetmekten daha iyi olabilir mi düşüncesi kafamı kurcalasa da bu kayboluşun yazarın ifadelerinden ya da kitaplarından değil hayat akışında, ummadık zorlukların insanı ummadık zor şartlar altında, karanlığın en zifirisinde bırakmasındandır. Zamanında kendimi tanımasaydım daha mı çok çökerdim, kesin öyle olurdu. Şimdilerde yazarın kitabını okusam tekrardan bulur muyum kendimi, diye de düşünmüyor değilim lakin, çokça okuduğumdan hep bildiğim ifadelerle karşılaşıyor ve kendime gelmem gerektiğini bildiğim halde karmaşaya düşüyorum. Kendini bulduktan sonra kaybetmek çok daha büyük azap verici, zira telafisi çok zor oluyor. Neyse sözü fazla uzattık kusura bakmayın. Her şeye rağmen yeniden okuyup kendime dair izler arayacağım. Son olarak değinmek istediğim şeyler ise şu şekilde: Şimdilerde diyorum ki yazar neden kaynakça kullanmamış, o kitaplarda okuduğum bazı nüansları yazara ait sanmışken okuma yelpazem genişledikçe esasında alıntı olduklarını anlamış olup, bi nebze hayal kırıklığına uğradım. Yazar artık kitap çıkarmıyor, hatta Türkiyede kitaplarının basımı devam ediyor mu onu bile bilmiyorum. Her fuarda ziyarete gittiğimden dolayı artık yazarın fuarlara katılmadığını biliyorken, kitaplarına stand da açılmayacağını öğrenmiştim. "Türkiyeye ayırdığım vaktin sonuna geldim hoşça kal Türkiye" deyip sosyal medyalarını da kapattı hatta ofisi de kapandı. Nedendir bilemem. Yabancı dillere çevrilen ve çevrilmekte olan eserlerinin olduğunu biliyor nedense bi nebze seviniyorum. Neden seviniyoruma gelecek olursak, Hakikat yazarın felsefesi olan ve genel olarak tüm kitaplarında parça parça işlediği
Kashna Felsefesi
Kashna Felsefesi
diyebilirim. Ve ayrıca
Kashna Felsefesi
Kashna Felsefesi
kitabında der ki; Dünyaya bir defa geldin doğru yaşa güzel yaşa Ne yapıyorsan en iyisini yap geriye güzel izler bırak Güneş her gün senin için doğmakta ama sen uyku ile kendini karanlığa hapsediyorsun, uyan ve aydınlık yarınlar için hayal kurup bu gayede çalışmaya başla... veee daha nicesi. Ayrıca yazarın "15 Mart 2030 - Sonsuz Dünya Barışı" ideali vardı. Bu bağlamda kitaplarında da mesajlar vermiş olup bazı çalışmalar yaptığını da biliyorum. Şimdilerde her şey son bulmuşken yazar bu ideali doğrultusunda yol alıyor mudur bilemem lakin yüzbinlere barışı aşıladığı doğrudur. Derdimi anlatabildim mi Yahut haddimi mi aştım bilemiyorum. Yazarın zamanında sıkı takipçisi olduğumdan, birkaç görüşmemiz olduğundan ve tüm kitaplarına ismime imza ile sahip olduğumdan ve aynı zamanda kendimi onun vesilesiyle keşfettiğimden dolayı sözü birazdan çok uzatmış oldum. Hakkınızı helal edin. Sürç-i lisan etmişsem affola. Tüm bunlara binaen kendimi Barış Temsilcisi addediyor ve bu gayede çalışıp, bu yolda olmaktan gurur duyuyorum.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.