Sarı ışık yandı. Sonrası ise tam bir beyazlık. Trafik ışıklarında beklerken araç kullanan bir adamın birden gözlerine beyaz bir perde inmesiyle kör olur. Adama yardım edenler, gittiği doktor ve o doktora giden herkes, akabinde de kısaca birbiri ile temas halinde olan herkes birdenbire kör olur. Tıbben açıklanamayacak bir körlüktür bu. Çünkü fizikten gözde hiçbir kusur yoktur. Kör olmayan tek kişi ilginç bir şekilde doktorun karısı olur sadece. Kapatıldıkları karantinada ki orası bir akıl hastanesi tam bir vahşet yaşanır. Kaos, karmaşa, açlık, ölüm ve daha fazlası. Tam bir insanlık dramı etkilenmemek mümkün değil. Bir kadının tek başına mücadele ederek nasıl dayanışma ve direniş örneği sergilediğini görüyoruz. Doktorun karısının kiliseye gitmesinden sonra olaylar yeni bir hal alıyor. Bence başlangıç noktası kilit yer kilise. Doktorun karısının son sözü hafızalara şöyle kazınıyor: "Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük. Gördüğü halde görmeyen körler." Distopik türde harika bir eserdi.