Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
208 syf.
9/10 puan verdi
Kitab haqqında fikirlərimə keçmədən öncə Bertrand Russell kimi bir şəxsiyyəti bu qədər gec tanımış olmanın verdiyi təəssüf hissini sizlərlə bölüşmək istəyirəm.Yaşadığı dönəmə damğa vurmuş, olduğu hər sahədə reforma səbəb olmuş tam bir intelektualdır Bertrand Russell.1872-ci ildə İngiltərədə aristokrat ailədə dünyaya gəlmiş,riyaziyyatçı,filosof,ictimai xadimdir.1902-ci ildə riyaziyyatdakı "Çoxluqlar" haqqında yazılmış Gottlob Frege'nin kitabındakı təzadları tapmış,sonradan "Russell paradoksu" olaraq adlandırılan riyazi məsələnin əsasını qoymuşdur.Riyazi sahədən nəaliyyətləri bununla da bitmir. Birinci dünya müharibəsində pasifist çıxışlarına görə,dəfələrlə həbs olunmuş,buna baxmayaraq yaşamı boyunca savaşa qarşı çıxmış,kifayət qədər təqibçisi olmuşdur.Bu adam eyni zamanda International War Crimes Tribunal(Russell məhkəməsi)nin qurucusudur.Bu qədəri yetərli olar,indi keçək kitaba)) Kitabda yazarın həddən artıq rasional olduğu hissələr var,hansı ki,oxuyarkən "Bu qədər rasional olmağa gərək varmı?" deyə düşündüm. •Qadın və kişinin evlilikdən kənar romantik deməyək də seksual münasibətlərinin olmasının normal qəbul edilməsini və bunun boşanma səbəbi olmaması gərəkdiyi kimi bir fikri var (səh.150) •Uşaqlara cinsiyyət haqqında doğru məlumat verilməsinin önəminə toxunur hansı ki,məncə həqiqətən də vacib məsələlərdən biridir (səh.66) •Yevgenika(öjeni) haqqında razılaşdığım fikirləri var (səh. 164) Bütün olaraq kitaba baxdığımızda dəyərli məlumatlara,fərqli baxış bucağına sahibdir.Bəyəndim.
Evlilik ve Ahlak
Evlilik ve AhlakBertrand Russell · Cem Yayınevi · 2005410 okunma
16312 Pdf Var, Pdf okuyan varsa İstediği kitabı indirip atabilirim
1917 Sovyet Devrimi Cilt 1 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,5 MB Kütüphane 1 1917 Sovyet Devrimi Cilt 2 Gorki vd. Evrensel Basım Yayın.pdf 5,7 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler I Dönüşüm Yayınları.pdf 4,1 MB Kütüphane 1 3. Enternasyonal'de Faşizm Üzerine Tartışmalar Belgeler II Dönüşüm Yayınları.pdf 5,2
Reklam
"ancak tümcenin bağlamında bir adın gönderimi vardır" (tractatus)
"Bağlam İlkesi", Frege'nin sayının doğasına yönelik araştırmasının temel ilkelerinden biridir ve bu ilkenin dayandığı felsefi zemin de, yukarıda söz ettiğimiz gibi nesnenin ve kavramın mekânının yargı olduğuna ilişkin Kantçı yargı anlayışıdır. Yargıdan bağımsız nesne ve kavram olmadığına göre, ontolojik bir incelemenin temel birimi yargı ve yargının dilegetirilişi olan bildirim tümcesi olacaktır.
Sayfa 42
Anlam Bilgisi :
. İnsanoğlunun bir nesilden diğerine aktarılan ortak bir düşünce deposuna sahip olduğu inkar edilemez. .
Tümdengelimi ne kadar küçümsersek küçümseyelim, tümevarımla ortaya konan yasaların yeterli olmadığı gerçeğini de yadsıyamayız. Bu yasalardan, tek tek yasaların hiçbirinde içerilmeyen yeni tümcelerin türetilmesi gerekir. Kuşkusuz bu tümcelerin, yasaların tümünün bir araya gelmesinde içeriliyor olmaları, bizi, onları çekip çıkarma ve kendileri için ortaya koyma işinden kurtarmaz. Bununla şöyle bir olanak doğmaktadır: Çıkarım zincirlerimizi dolaysızca olgulara bağlamak yerine, olguları oldukları gibi bırakır, ama içeriği bir koşullu önerme biçimi altında kabul ederiz. Bütün akıl yürütme boyunca, olgular yerine bu şekilde koşulları geçirerek, akıl yürütmeyi bazı sonuçların belli bir koşullar dizisine bağımlı hale geldiği bir biçime indirgemiş oluruz. Bu doğruluk yalnızca düşünce yoluyla ortaya konacaktır, ya da Mill'in ifadesini kullanarak, "dilin ustalıklı bir kullanımıyla"
Frege icin aritmetiğin yasalarının ve sayal sayının ne olmadığı hk.
Frege, A T'de 1) aritmetiğin yasalarının tümevarımsal olduklarına (§ 9); 2) sayal sayıların fiziksel şeylerin özellikleri olduklarına (§ 21); 3) sayal sayıların öznel zihinsel şeyler olduklarına (§ 26); 4) sayal sayıların fiziksel nesnelerin topluluğu olduklarına (§ 28); ve 5) sayal sayıların sayı göstergeleriyle özdeşleştirilmesine karşı çıkmaktadır. Böylelikle, sayal sayının tanımlanmasında psikolojizm [1), 2), 3), ve 4)] ve formalizm [5)] yadsınıyor, sayal sayının deneyci anlayışı bir kenara bırakılıyordu.
Sayfa 41
Reklam
Düşünce içeriğinin aynılığı durumundaki tumcelerce kurulan ideografi hk.
Frege Begriffsschrift'te "Yunanlılar, Perslileri Plataea'da yendiler" tümcesiyle, "Persliler, Plataea'da Yunanlılara yenildiler" tümcelerinin düşünce içeriklerinin aynı olduğuna ve geliştirdiği ideografinin aynı düşünce içeriğine sahip tümceler arasında bir ayrım gözetmediğini ifade etmektedir. Yani mantıksal çıkarımlar, sadece görünüşteki farklılıklarla iş göremez; onun asıl farklılıklara, asıl benzerliklere ve asıl bağıntılara gereksinimi vardır.
Sayfa 38
Sayıların şeylerin biraraya yigilmasi olmadığını gösteren denklem
Jevons 3 -2 = 1 denklemini, herhalde şöyle yazardı: (1' + 1" + 1"') - (1" + 1"') = 1' Ama bu durumda aşağıdaki çıkarma işleminin sonucu ne olacaktır? (1' + 1" + 1”') - (1”" + 1”'") Kesinlikle 1' değil. Dolayısıyla, Jevons'un görüşüne göre yalnızca farklı birler değil, farklı ikiler vb. vardır; çünkü 1"" ve 1'"", 1" ve 1"' 'ün yerine konamazlar.
Sayfa 133
En yüksek kesinlige ve keskinlige /ad astra per aspera
7 + 5 = 12 gibi sayısal ifadeler ve Toplamanın Birleşme Yasası gibi yasalar her gün yapılan sayısız uygulamalarla o kadar çok doğrulanmıştır ki, onların kanıtlanmalarını isteyerek onları tartışma konusu yapmak neredeyse gülünç gözükebilir. Ancak, bir kanıtlamanın olanaklı olduğu her yerde, kanıtlamayı, tümevarımla onaylamaya tercih etmek matematiğin doğasmda bulunmaktadır. Eukleides, herkesin sorgusuzca kabul edeceği birçok şeyin kanıtlamasını vermişti. Ve insanlar Eukleides'in keskinlik ölçülerinden bile tatmin olmayı kabul etmedikleri zaman, Paraleller Aksiyomuyla gündeme gelen araştırmalara yönelmişlerdi.
Sayfa 88
katmanlar ulaşılan şeyler, sayılar birle artırılarak ortaya çıkan şeyler
Varsayalım ki, bir sondaj çukurunda derinlik arttıkça, sıcaklığın da düzenli bir şekilde arttığını fark ettik; ve varsayalım ki o ana kadar büyük değişkenlik gösteren kaya katmanlarına rastladık. Bu noktada, yalnızca bu sondaj çukurunda yapılan gözlemler ışığında, daha derin düzeylerdeki katmanların doğası hakkında herhangi bir bilgiyi çıkarsayamayacağımız açıkça bellidir; ayrıca sıcaklık dağılımındaki düzenliliğin daha alt düzeylerde de sürüp sürmeyeceği sorusuna verilecek bir yanıt, erken bir yanıt olacaktır. Evet, "sondaj sürdürüldüğünde ulaşılan şey" kavramının altına hem şimdiye kadar gözlenen katmanların hem de daha alt düzeydekilerin düştüğü doğrudur; ancak bunun bu noktada bize pek yardımı olmaz.Aynı şekilde, sayılar söz konusu olduğunda, sayıların hepsinin "bir arttırarak elde edilen şey" kavramının altına düştüğünü öğrenmenin de bize pek yardımı olmayacaktır.
Sayfa 102
Reklam
David Hume ve Inunanuel Kant'tan Gottlob Frege ve Martin Heidegger'e kadar birçok isme bakıldığında görüleceği üzere, ırkçı­lık modem projenin merkezine yerleşmiştir. Hume ve Kant beyaz­ların doğal üstünlüğüne inanırken, Frege ve Heidegger Yahudilerin dünyayı ele geçirmesinden korkar.
Sayfa 115Kitabı okudu
Tümce baglamli anlam+wirklich-nesne ayrimi
Bağlam İlkesine göre sözcüklerin sadece tümce bağlamında gönderimleri (anlamları) vardır; o zaman sorun, sayı sözcüklerinin geçtiği tümcelerin anlamlarını tanımlamaktır. Sayı sözcükleri, tümcede, kendi başına varolan bağımsız nesnelerin yerine durur. Daha önce sözünü ettiğimiz gibi, sayı ne dışşal şeylerin bir özelliğidir, ne de öznel zihinsel şeylerdir; yani sayının fiziksel olması bakımından değil, nesnel olması bakımından 'nesne' olduğunun altının çizilmesi gerekir. Frege burada fiili gerçek [Wirklich] olanla nesnel olanı birbirinden ayırıyor: "Nesnel olanı, dokunulabilir, uzaysal ya da fiili gerçek olandan ayırıyorum. Yeryüzünün ekseni, Güneş Sisteminin kütle merkezi nesneldir; ancak bunlara Yeryüzünün kendisi gibi fiili gerçek diyemem."
Sayfa 59
Özel ad hk.
Frege, bir nesnenin adı olarak özel adı oldukça geniş bir şekilde tanımlamaktadır ve bunun için aşağıdaki ölçütleri verebiliriz: i) bir özel adın belirsiz tanımlıkla başlamaması gerekir, öte yandan önünde belirli tanımlık bulunan ada, bir özel ad olarak bakılabilir; ii) bir özel ad bir tümcede yüklem olarak kullanılamaz (ancak yüklemin bir parçası bir özel addan oluşabilir); iii) özel adların eşitlik ya da aynılık bildiren bir tümcede, tamamlanmış bir tümce oluşturmak üzere eşitlik iminin ya da bağlayıcı fiilin her iki yanında da bulunması gerekir. Bir özel adın anlamını bilmek demek, bir nesneyi o adın gönderimi olarak teşhis edebilmek [Wiedererkenbaren] demektir.
Sayfa 46
On dokuzuncu yüzyılın sonunda Alman filozof Gottlob Frege, kelimenin bir göstergesi olduğu gibi bir "algısının" da bulunduğunu öne sürdü. Farklı kelimeler aynı göstergeye sahip olabilir ancak farklı algılar barındırır.
Die Zahl Eins ist ein Ding
Herhangi birine, bir sayısının ne olduğunu ya da 1 göstergesinin neye gönderme yaptığını [bedeute]* sorduğumuzda, aldığımız yanıt çoğunlukla şudur: "bir şey işte". Ve eğer "bir sayısı bir şeydir"
Sayfa 77
125 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.