muazzez akkaya'm ( öylesine tutkulu, öylesine detay dolu)
M*onna Rosa, siyah güller, ak güller; Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister; Ah, senin yüzünden kana batacak, Monna Rosa, siyah güller ak güller! U*lur aya karşı kirli çakallar, Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa. Monna Rosa bugün bende bir hal var, Yağmur iğri iğri düşer toprağa, Ulur aya karşı kirli
“Bir ihtimal dahilinde değilse sevmek Bakmayın öyle gözlerimin içine içine Bahar gelmişçesine gülümsemeyin yüzüme Sevdirmeyin efendim kendinizi bana Sevmek bir ihtimal dahilinde değilse sizin için..” Engin Berk Sezen
Reklam
" İbretlik davranış " Bir hanımefendi anlatıyor : "Biraz fasulye ve biraz pilav alarak bakır bir tepsiye koydum. Üzerine patlıcan, salatalık ve bir kaç tane kayısı ekledim.... Tam dışarı çıkacaktım ki babam sordu: "- Nereye gidiyorsun kızım ? " "Ninem bunları kimsesiz yaşlı adama götürmemi söyledi" diye cevap verdim. Bunun üzerine babam: "- Şöyle yap. Mutfaktan bir kaç tabak daha getir. Her bir şeyi ayrı tabağa koy ve tepsiyi güzelce düzenle. Yanlarına kaşık, bıçak ve bir bardak su da koy, öyle götür" dedi. Dediklerinin hepsini yaptım ve elimdekileri dedeye götürdüm. Dönünce babama neden böyle yapmamı istediğini sordum. Babam : "Yemek ikram etmek 'Mal' sadakasıdır. Bir şeyi düzgün vermek ise 'Gönül' sadakasıdır. Birincisi karnı doyurur; ikincisi ise kalbi doldurur. Birincisi, kimsesiz dedeye, yardım isteyen dilenci hissini verir. İkincisi, yakın bir dost, iyi bir misafir olduğu hissini verir." diye cevap verdi ve devam etti : "-Maldan vermek ile gönülden vermek arasında büyük bir fark vardır. Gönülden olanın hem Allah katında hem de insanlar yanında değeri daha büyüktür." Dedikten sonra biraz durdu. Sonra gözlerimin içine bakarak sözlerini şöyle tamamladı: "- Bak yavrucuğum. Yapacağımız ikramlar, sevgi ve iyilikle birlikte olsun. Sakın aşağılayıcı ve küçük düşürücü olmasın".
Dün gözlerimin içine, neler hissettigimi gözlerimde okumak için nasıl baktınız öyle, benim heyecanıma nasıl hayran olduğunuz.
-Bana bak küçük, dedi. Öyle değil, gözlerimin içine bak da söyle, onu sevmiyor musun? -Ondan nefret ediyorum. Çenemi tuttu, hâlâ gözlerime bakmakta devam ediyordu: -Ah, zavallı küçük, sen onun için senelerden beri çıra gibi cayır cayır yanıyorsun. O hayvan, seninle beraber kendi kendine de yazık etmiş. Bu aşkı, o, başkasında zor bulur.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza Henüz dinlemedin benden türküler Benim aşkım uymaz öyle her saza En güzel şarkıyı bir kurşun söyler Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza Yağmurlardan sonra büyürmüş başak Meyvalar sabırla olgunlaşırmış Bir gün gözlerimin ta içine bak Anlarsın Ölüler ne için yaşarmış
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.