Göl bir süre sessiz kalmış sonra şöyle konuşmuş:
“Narkissos için ağlıyorum ama onun yakışıklı olduğunu hiç farketmemiştim. Narkissos için ağlıyorum çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum.”
Hayatımda ilk defa yanımda tek bir insan yoktu ve sanki, geçmişteki hayatımın uzun yılları boyunca birikmiş katmanları içimden boşaltıyordum. Orada kendi çıplak benliğimle yüzleşmiş ve gördüğüm şeyleri en küçük ayrıntılarına kadar irdelemeye başlamıştım.
"Gizin kökü şimdidedir; şimdiye dikkat edecek olursan, onu iyileştirebilirsin. Ve şimdiyi iyileştirebilirsen, daha sonra gelecek olan da iyi olacaktır."
Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken, ya da uyurken, seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim?
Aşk bir ruh kangreni; o kadar çabuk ilerliyor ki. Daha şimdiden ne haldeyim. Zamanı saatlerle, dakikalarla değil, güneşin doğup batmasıyla değil, sizinle ölçüyorum: ‘Onu gördüm, görmedim, göreceğim, görmeyeceğim, gelecek, gelmeyecek…’
Sana benden önce yaşadığın her ne ise onu unutman için kendi hayalimi seve seve armağan ettim. Ama gelseydin. Bana aşkını verseydin. Onun da geleceği olmasındı, bugünü bana yeterdi.
Yunan mitolojisine göre insanlar dört kol, dört bacak ve iki yüzü olan bir kafa ile yaratılmıştır. Güçlerinden korkan Zeus onları ikiye ayırır ve hayatları boyunca diğer yarılarını aramaya mahkum eder. Diğer yarını bulduğunda "Aşk" sizi birlikte tutar, birbirinizi tamamlarsınız.