Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.35
Merhaba arkadaşlar. Hepimize günaydınlar. Kolay, sakin, huzurlu geçen bir gün ve hafta olmasını dilerim. Bugün tarihimizin en kutsal günlerinden, milletçe kutsal direnişimizi tüm dünyaya kanıtladığımız 18 Mart Çanakkale Zaferimizin de yıl dönümü. Bir avuç Türk’ün dünyaya meydan okuduğu gündür. Hepsinin ruhları şad olsun. Not: dün sözde nevroz adı
Yabancı Bir İlahi
Ben serinin ilk kitabı Rapsodiyi çok sevmiştim. Hatta 9 puan vermiştim. Ama bu kitap için hic heyecanlı değildim arka kapak yazısını okuyunca çok fazla sevebileceğim bir kitap olmayacağını düşünüyordum. Seriyi tamamlamak için okudum gibi oldu. Tahmin ettiğim gibi çok fazla sevemedim.
Çünkü çok boş bir kitaptı baktığımızda ve bu serinin 2. kitabı. İlk kitapta dolu dolu değildi ama o serinin ilk kitabı evreni tanıma karakterlere alışmaya odaklı bir kitaptı. Bu kitabın daha fantastik olmasını beklerdim.
İlk kitaptan hatırlıyorsanız bebekler ve uyuyan kadın askerler vardı, Ruh Hırsızı vardı. Biraz bu konulara yönelmeleri gerekirdi. Onun yerine gittik bi Gün Dönümü mü ne bir partiye. Flora Kraliçesinin haremini daha çok gördük yani. Bazı olaylar yaşanması için oraya gitmeleri gerekiyordu evet ama çokta gerekli olmayan konuları hızlıca geçip asıl olaylara odaklanılması gerekiyordu bence.
Askerler kayboluyordu Des ve Callie başka şeyler peşinde. Ve ilk kitapta aralarındaki ilişki yeni olduğu için bazı şeyleri açık açık konuşamamaları normal ama artık bu kitapta birbirlerine güvenmeleri gerekiyor. İkisi de karşı tarafla konuşmuyor bir şeyler saklıyor. Özellikle Des çok saçma davrandı bence. Callie bir şey soruyor cevaplamamak için bin takla atıyor.
Yine de kitap kendini okutuyor ve puntosu büyük olduğu için çok çabuk bitiyor. Biraz boş bir kitap olsada çok fazla sıkılmadım.
Kitabın sonuna doğru biraz fantastik olaylar oluyor bu arada oralar iyiydi devamını da merak ettiğim için bir sonraki kitabı da okuyacağım.
Karabibik Romanı Özeti
# Türk Edebiyatında İlk Köy Romanı Denemesi: Karabibik (1890), Nabizade Nazım #
Eserdeki olayların geçtiği yer, Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Beymelik köyüdür. Eserin kahramanı Kara Bibik yoksul ama hırslı ve çalışkan bir kişidir. Babası ölünce Kara Bibik’e on iki dönümlük taşlı ve verimsiz bir tarla miras kalır. Kara Bibik bu tarlanın dört dönümünü satıp askerlik bedeli olarak devlete öder. Kalan sekiz dönümü de taşlı, verimi düşük, yabani otlarla kaplı bir yerdir.
“Yosturoğlu” lakaplı komşusu da Kara Bibiğin bu sekiz dönümlük arazisine göz dikmiştir, bu nedenle bu iki komşu kavgalıdır. Karabibik her yıl Koca İmamın öküzlerini kiralar ve tarlasını öyle sürer; çünkü öküz alacak kadar zengin değildir. Bir yandan da kızı “Huri”yi Koca İmamın Kayınbiraderine vermeyi düşünür. Böylece Koca İmamın öküzlerini bedavaya kullanabilecektir. Ancak bir gün Koca imam’ın kayınbiraderinin başka biriyle evleneceğini öğrenir. Kurduğu planlar boşa gitmiştir. Bunun üzerine Temre köyünde oturan tefeci Rum tüccardan yüksek faizle borç alır, bir çift öküz alır.
Kavgalı olduğu Yosturoğlu’nun yeğeni Hüseyin Kara Bibik’in kızı Huri’yi sever. Kızını onunla evlendirir. Babasından kalma sekiz dönüm taşlı tarlayı tüm zorluklara rağmen dişiyle tırnağıyla işleyerek verimli bir hale getirir.
{ Nabizade Nazım’ın yazdığı “Karabibik”, bazılarına göre uzun bir hikaye, bazılarına göre de kısa bir romandır. Eser, edebiyatımızdaki köy konulu ilk realist romandır. Tanzimat dönemindeki diğer romanlardan farkı, anlatımındaki yalınlık ve kahramanlarının yerel dille konuşmalarıdır. }
Vulgar Viking'in yeni macerasına hazır mısınız?
Bir Yaz Gecesi Çığlığı
Haftalarca süren yağmurun ardından Uyuntu köyüne nihayet güneş doğdu. Yarın, yaz dönümü Kral ve Kraliçesinin seçileceği; Viking yılının en güzel günü olan yaz dönümü arifesi.
Bu güzel gün Vulgar için (her zaman olduğu gibi) tam bir yağmacılık günü olsa da köy ahalisi bahçelerinde sebzeleri ile ilgilenir. Bu çok saçma, çünkü onlar bir Viking ve Vikinglerin sebzeyle işi olamaz!
Annesi Helga ve babası Harold yaz dönümü şenlikleri için oldukça heyecanlı. Vulgar için ise şenlik direği etrafında dans etmek çok saçma.
Kral Olaf'ın dediğine göre yaz dönümü kralı olarak bir çocuk seçilecek ve dansı kızı Prenses Freya ile yaparak ödüllendirilecektir. Vulgar, düşmanı Freya ile dans etmeyi istemediğinden kral seçimi için sorulan soruya yanlış cevap vermesi gerekir. Düşünür, düşünür ve sonunda en olmayacak cevabı verir. Amaaaa maalesef doğru yanıtlar
Yarın için provalar üzülerek başlar.
Kral Olaf'da ise yarınki dansı Helga ile yapacaktır. Annesi hiç dansa benzemeyen bu hareketleri yaparken Vulgar utanç içinde izleyip, bundan kurtulmak için birşeyler düşünmeye başlar.
Vulgar, ne yapacak?
Prenses Freya ve Vulgar'ı nasıl bir macera bekliyor?
Yaz dönümü için Vulgar'ı daha ne sürprizler bekliyor?
Şenlik direği dansı yapılacak mı?
Bitirmeden başından kalmayacağınız harika bir şenlik günü macerası sizi bekliyor.
Laura Thalassa- Yabancı Bir İlahi +18
Pazarlıkçı serisinin ilk kitabını okuyalı çok uzun zaman oldu.
Az önce serinin ikinci kitabını da bitirdim.
Gün Dönümü Şenliğine kadar okurken biraz sıkıldım.
Sonrası ise büyük bir merak yumağı oldu.
Des'in hala daha fazla sır sakladığına inanıyorum.
Üstelik Aetherial'den deli gibi şüpheleniyorum.
Konusuna gelince;
Karnon tarafından kaçırılan ve yıllarca içten içe hem istediği hem de istemediği bedene sahip olan Callie Ötedünya'da yaşamaya başlar.
Des, eşinin bedenini hayranlıkla izlerken Callie bedeninden ve dış görüntüsünden nefret eder.
Karnon öldükten sonra bile kaçırılmaların bitmemesi Callie ve Des'i fazlasıyla düşündürür.
Callie Ötedünya'nın, eşinin ve krallığının nasıl bir geçmişe sahip olduğunu öğrenemeye yavaş yavaş başlar.
Gündönümü şenliğine gitmeleriyle daha ilk günden her şey alt üst olur.
Askerler kaçırılır, Callie Gün kralının ne yaptığını hatırlar ve sonunda aradıkları Ruh Hırsızı ortaya çıkar.
Daha da kötüsü öldü bilinen bir adam Callie ile oynamaya başlar.
Çaldığınız Zamanımı Geri Verin
Kitabı bir Instagram bloglarında görüp okumak için heveslendim çünkü gerilim kitaplarını çok seviyorum. Ama büyük bir hüsranla sonuçlandı biter bitmez yorumlarımı yazacağım çünkü kitap gerçekten bu yıl okuduğum en berbat kitaplardan birisiydi.
Konusu evli bir çiftin evliliğini kurtarmak için çıktığı bu yolda başına gelenleri ve birbirine geçmişte
Canım Emma seninle beraber bu yolculuğa çıkmak harikaydı. Şimdi "Emma kim?" diye soracaksınız. Emma bölgesel bir radyoda muhabir. Fakat patronunun yüklediği fazla sorumluluklar nedeniyle neredeyse her gün mesaiye kalıyor. Hatta tatil bile yapmadan çalışıyor. Tabi ki bu yoğun tempo içerisinde hayatı anlamsızlaşıyor. Çünkü kendine bile geç kalıyor. İşi gereği Julien Vascos ile kitabı hakkında röportaj yapıyor. Bu röportaj ile birlikte hayatının dönümü olan yolculuğu başlıyor.
Bence insan kendine hiçbir zaman geç kalmamalıdır. Çünkü bu geç kalış kişinin yolunu kaybetmesine neden olur. Hayattan ne istediğini bilemeyen ama koşmaya devam eden biri haline dönüşürsünüz. Yolunuzun üstüne karizmatik yazar Julien Vascos gibi birisi de çıkmaz. (Emma kadar şanslı olamayabiliriz) İşte o zaman önemli olanın kendiniz olduğunu da idrak edemezsiniz. Önemli olan HAYATA SENELER DEĞİL, SENELERE HAYAT KATMAKTIR.
Kitabın sonunda yer alan mandala ve küçük mutluluklar baloncuğu ayrıntısına da bayıldım. Emma ile beraber bende baloncuğu doldurdum. Kahvemi yudumlarken düşüncelerimi akışına bıraktım ve mandalayı renklendirdim. Hatta Emma gibi şükran günlüğü yazmaya da niyetliyim. Belki Madeleine ya da Eva ile yüz yüze tanışamam ama harika insanlar hayatıma ışık olabilir.
Yabancı Bir İlahi
Selam!
.
Bu seriyi o kadar çok seviyorum ki, anlatamam. Kendisiyle uzun da bir geçmişimiz vardır ve seriye dair yeni şeyler okumak o kadar iyi geliyor ki...
Fantastik, özgün, arkadaşlık bağları güçlü, stratejik olarak aşırı iyi ve aşk söz konusu olduğunda yeni bir anlam yazmış gibi mükemmel bir kitap. Hepsiyle birlikte çok iyi yazılmış.
.
Dawson ve arkadaşı Rayleen, geçminde Tarafsız'lardan birini öldürmüştür ve bu zamana kadar sır olarak kalmış bu bilgi yeniden gün yüzüne çıkmış, kaosu da beraberinde getirmiştir. Kış Dönümü kutlamalarında başlayan karmaşa, Dawson'un tüm sevdiklerini etkilerken, hayatta kalmak ve bu karmaşaya sebep olan kişiyi bulmak için güçlü bir mücadele verilir. Ada, yaptığı bir seçim ile sınanırken yine de tüm sevdiklerinin yanında olup bu mücadeleye ortak olmaktan geri duramaz.
Karakterlerin birbiri arasındaki enerjiye ve bağlılığa aşırı yükseliyorum. Espirili, düşünceli ve kendilerine has iletişim tarzlarıyla oldukça keyifle okunuyor. Ada yine bildiğini okurken ve yeni bir araştırmaya girişmişken tehlikenin sınırlarında kol geziyor. Dawson desen geçmişin getirileriyle yüzleşirken sevdikleriyle sınanıyor. Ada'nın yaptığı bir seçim sebebiyle onlar da bizler de sarsılıyoruz ve bir kez daha yumuşak kalbini sarıp sarmalamak istiyoruz. Diğer herkesin ilişkilerine dair yeni şeyler okumak da ayrı bir güzeldi. En sonunda yazarın bize sunduğu bölüm ise yeni olayların gelişine dair bir uyarı işareti olsa da, bazı karakterin yeni hallerini okumak çok iyi geldi. Harika bir fantastik seri, kesinlikle tavsiye ederim.
Theo'ya Mektuplar
Merhabalar Bugün çok sevdiğim Vincent Van Gogh'un, kardeşi Theo'ya yazdığı mektuplardan oluşan "Theo'ya Mektuplar"la geldim. Dün de ressamın ölüm yıl dönümü. Kendisini saygı ve sevgiyle anıyorum. İyi ki bu dünyadan geçmiş büyük usta. Vincent Van Gogh'un;
*Sanat tarihinin en ünlü ve etkili kişiliklerinden biri
300 syf.
·
Puan vermedi
Anne, anne, hâlâ seni rüyamda görüyorum
Kız kardeşim, erkek kardeşim, hâlâ sizi her gece rüyamda görüyorum
Yoksunuz, yoksunuz, yoksunuz
Sizi arıyorum, sizi arıyorum, sizi arıyorum
Nereye gitsem sizi görüyorum
Anne, baba, neden yoksunuz
Bosna'm, sen benim annemsin
Bosna'm, sana anne diyeceğim
Bosna annem, Srebrenitsa kız kardeşim
Yalnız
Karabibik-Nabizade Nazım
Eserdeki olayların geçtiği yer, Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Beymelik köyüdür. Eserin kahramanı Kara Bibik yoksul ama hırslı ve çalışkan bir kişidir. Babası ölünce Kara Bibik’e on iki dönümlük taşlı ve verimsiz bir tarla miras kalır. Kara Bibik bu tarlanın dört dönümünü satıp askerlik bedeli olarak devlete öder. Kalan sekiz dönümü de taşlı, verimi düşük, yabani otlarla kaplı bir yerdir.
“Yosturoğlu” lakaplı komşusu da Kara Bibiğin bu sekiz dönümlük arazisine göz dikmiştir, bu nedenle bu iki komşu kavgalıdır. Karabibik her yıl Koca İmamın öküzlerini kiralar ve tarlasını öyle sürer; çünkü öküz alacak kadar zengin değildir. Bir yandan da kızı “Huri”yi Koca İmamın Kayınbiraderine vermeyi düşünür. Böylece Koca İmamın öküzlerini bedavaya kullanabilecektir. Ancak bir gün Koca imam’ın kayınbiraderinin başka biriyle evleneceğini öğrenir. Kurduğu planlar boşa gitmiştir. Bunun üzerine Temre köyünde oturan tefeci Rum tüccardan yüksek faizle borç alır, bir çift öküz alır.
Kavgalı olduğu Yosturoğlu’nun yeğeni Hüseyin Kara Bibik’in kızı Huri’yi sever. Kızını onunla evlendirir. Babasından kalma sekiz dönüm taşlı tarlayı tüm zorluklara rağmen dişiyle tırnağıyla işleyerek verimli bir hale getirir.
#kızımiçin #okudumbitti
Puan 10/8
Herkese merhabalar...
Sizlere yeni bir kitap ile geldim.
Kapak tasarımı ile her şeyi anlatıyor aslında değil mi?
Mariam evli bir kadındır.
Eşi Tareq ise her şeyi ile ona hayatı zindan eden bir adamdır.
Kısıtlama, karışma, dayak ve tecavüz aynı zamanda da ona sahip olduğunu ne isterse de yapacağını her
