Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
376 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Geçenlerde kütüphanedeki kitaplara bakarken gözüme çarptı Yeni Tarım Düzeni.
Ali Ekber Yıldırım
Ali Ekber Yıldırım
nın tarım üzerine yazılarını fırsat buldukça okurdum zaten. “Zengin toprakların fakir insanları olmayı hak etmiyoruz.” diyor, aynen öyle, haketmiyoruz ancak fakir yaşıyoruz hatalı tarım politikaları nedeniyle… Kitap 11 ana bölüm ve bu bölümlerin ara
Yeni Tarım Düzeni
Yeni Tarım DüzeniAli Ekber Yıldırım · Sia Kitap · 202272 okunma
Hicretten Miraca
"Evet oruç ayı, oruç mutluluğu, oruç hicreti, oruç miracı konuk olarak geldi. Ne mutlu o konuğu şehrin kapılarından başlayarak şafak sökmeden karşılayanlara... Orucun soyutuna ve somutuna gark olanlara... Tanrı'nın boyasına boyananlara..." Diriliş, Pazartesi-Perşembe Günlüğü, 1976 (Gündönümü)
Sayfa 103
Reklam
Hicretten Miraca
"Ve orucun sancağında Ulu Peygamber'in mührü vuruludur. Kalbimizde de vurulu oldu gibi... Ve oruç, O'nun hicretinden sayfalar açar yüreğimize. Bir tarih olur, bizi mitleştirir. Reelin en çıplak alanlarında mit kahramanları yapar bizi. Ve bizler, dağılmış, darmadağın olmuş bizler yeniden toplanırız son Peygamber'in bayrağı altında oruçla, namazla, hacla, kurbanla, dua ve imanla..." Diriliş, Pazartesi-Perşembe Günlüğü, 1976 (Gündönümü)
Sayfa 103
Hicretten Miraca
"Oruç ayı, aylar içinde diriliş ayıdır. Geceyle gündüze, birbirlerine geçme, yol açma ve yol verme, yaklaşma ve kaynaşma güvenini bağışlayan kutlu zaman parçası. Namazın başka biçime girişi, haccın başka türlüsü, kelime-i şehadetin nimetlere rahmânî zincir vuranı. İnsanı sakil dünya zincirlerinden kurtarıp özgür kılan ulvî ağ..." Diriliş, Pazartesi-Perşembe Günlüğü, 1976 (Gündönümü)
Sayfa 101
Hicretten Miraca
"Bizi kendi açısından soyuta ve somuta çekmek üzere kutlu oruç ayı gene geldi. İnsanı kaburgasından başlayarak kalbinden, kafasından ve ruhundan yakalamak üzere... Ruhumuzun içindeki sırrı, metafizik bir tohum gibi büyütüp ağaçlaştıracak ve bize bir ay geçmeden Kadir Gecesi'nde yemişinden tattıracak olan oruç..." Diriliş, Pazartesi-Perşembe Günlüğü, 1976 (Gündönümü)
Sayfa 101
İnsan, kendi kendinin önünde, mermer kütlesi önündeki heykeltıraş gibidir. Yontu işi bir ömür bitmez
Reklam
Ağlarındaki örümceklerle konuştuğu, büyük ağaçları saygıyla selamladığı görülen Ogion, yanından dargın ayrılan Adanın Hükümdarı'na, tek bir sözcük bile söylememişti, Belki Ogion'un içinde de bir dargınlık, bir huzursuzluk vardı, çünkü bütün yazı ve sonbaharı, tek başına dağda geçirmiş ve ancak şimdi, Gündönümü yaklaşırken ocakbaşına geri dönmüştü
gün erdi zevale, gam zeval oldu baktığım noktada başka hâl oldu aklım kilitlendi, dilim lâl oldu hangi aşk içime girdi bilmem ki?
o, istiridye kabuğu olarak görmez hayatı. inciyi oluşturmaya bakar içinde. bin ölümden geçerek, diriliş incisini arayacaktır istiridyeler tarlasında.
Shakespeare'in bu en fantastik ve en uhrevi oyununun bizzat adı coğrafyayla ilişkilidir. Konusu da herhangi bir gecede değil, yaz dönümü gecesinde geçer. Yaz dönümü gecesi ta antik çağdan kalma bir mistik anlam taşır. Shakespeare'in görünüşte Hristiyan lngiltere'sinde pagan köklerin çok, hem de çok derine indiğini açığa vuran oyun, havanın büyüyle dolduğu, perilerin ve cinlerin ortalıkta cirit attığı bu gecenin harikulade bir kutlanışıdır. Yaz gündönümünde güneşin çok özel hizaya gelişi, Britanya ve ötesinde sayısız taş halkalarda ve antik anıtlarda yüceltilip simgelenmiştir. Stonehenge, çoğu uzmanın kanaatine göre, tamamen gündönümünü anmak üzere düzenlenmiş bir anıttır; bugün bile binlerce insanın güneş ışınlarının aradaki boşluktan geçip antik taşlara çarpışına tanık olmak üzere yaz dönümü şafağında oraya gitmesinin sebebi budur. Coğrafi açıdan bakıldığında, yaz gündönümü haliyle yılın en uzun günü, yani güneşin erken doğduğu, öğle vakti en üst noktaya çıktığı ve yılın bütün diğer günlerinden daha geç battığı gündür. Ama Stonehenge'de insanların izlediği şey, yılın en kuzeydeki gündoğumudur, yani güneşin yıllık yolculuğunun en uç mertebesidir.
Coğrafyanın Bir Yaz Gecesi Rüyası oyunuyla nasıl bir ilişkisi var? -Cografya, Oxford
Reklam
denize doğru giden insan. mutlaklık denizine insanın bir gözdamlası gibi kayışı. ve ilahi med ve cezirde damlanın kayboluşu. inciye dönüşmek için kayboluşu.
müminler bilirler ve görürler; kentler, ufuklar, doğu ve batı, gece ve gündüz ve öte dünya, cennet ve cehennem, değişmiştir, yakına gelmiştir, yenilenmiştir. ruha yavancılaşmadan kurtulmuşlar ve onunla bir olmuşlardır. insan yeniden alem-i kübradır
vahyin nuruyla gönül mühürleri açılır, zulüm ehramlarının şifreleri çözülür. evet, o nurla, ölü dirilir ve yeni bir gün başlar.
aşk uçuşu.. miraç budur. yılda bir kere, kandiller bu aşkı somutlandırır; ama, içimizin kandilleri günde bin kere miracın yakıtıyla yanmak ödevindedir.
insan kendini arama borcunda. kendi kişiliğini aramak, insanın bu dünyadaki görevi budur.
"Hep güneşe çevir yüzünü karanlığınla anılsan da... " 🌻 "Ayçiçekleri güneşe bakar ama karanlık geceyi andıran isimle çağrılır. Etrafındaki karanlığa rağmen hep güneşe bak istiyorum. Herkes hakkında ne derse dersin umutlu ol istiyorum. Bunca yanlışa rağmen ben seni doğru biliyorum. Ayçiçeğim ol istiyorum Hesna. " Kış Gündönümü/Zehra Doğan Wattpad
Reklam
gönlünü okşayıp vardığı yerde durdurmak için değil, durmadan ilerlemesi için uyarmak maksadıyla selam!
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.