Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Gerçekten çok garip bir aile! İki performans sanatçısının çocuklarını kendi gösterilerinde yıllarca kullanmasını anlatıyor kitap. Bir geçmişi, bir günümüzü okuyoruz. Çocuklarının istem dışı bu projelerde yer alması onların psikolojisini nasıl etkiliyor? Hayatlarını nasıl etkiliyor? Çok akıcı bir kitap özellikle kaybolma olayından sonra okuyucuyu içine sürükluyor ve o arama çalışmalarında buluyorsunuz kendinizi.
Bizim kültürümüze oldukça uzak bir hikayeydi. Ebeveynler bizde çocukları öncelerken, bu hikayede tam tersi! Her şey ebeveynlerin istediği şekilde ve sanat sanat içindir anlayışıyla ilerliyor. Ses getirecek ve ilginç bir gösteri için çocuklarının hayatını sabote eden bir aileydi kısaca Fang ailesi. Babanın zorba karakterini, çocukların sevgi açlığını, annenin pasif karakterini sanırım hiç unutmayacağım bu kitapla ilgili. Yine de ilginç ve yeni bir konu, eğlenceliydi okuması.
·
Puan vermedi
İnsan varlığının eksiklik ve yapaylığıyla dolu olmasından duyulan derin bir umutsuzluk dile gelir Rilke’de. Duino Ağıtları da bu umutsuzluğun doğurduğu melekten söz eder. -İslam’ı bütünüyle içine alan bir melek. -Vardığım kanı, Rilke’nin Doğu mistisizminden ve İslâmi kaynaklardan etkilenerek bunu dizelerine boca etmesidir. Goethe’nin de Doğu-Batı
Bu kitabı okumadan önce Dostoyevski'nin farklı fikir ve düşünceleri kitapta biraraya getirdiğini ve siyasi ağırlıklı bir roman olduğunu biliyordum. Yine muhteşem bir yapıtla karşı karşıya olduğumu düşünmüştüm ve yanılmadım. Gerçekten güzel bir eserdi. Fakat Fransızcaya ilgim olmamasından mıdır nedir, diyaloglarda geçen Fransızca cümleleri sevemedim. Dostoyevski'nin uzun cümlelerine gelince, ağır değil tam tersi hemen anlaşılabilecek cümleler gibi geldi bana. En fazla sempati duyduğum karakterler Stepan Trofimoviç, Şatov ve Kirillov oldu. Romanda geçen kimi olaylar neredeyse günümüzü aydınlatır nitelikte. Daha önce Dostoyevski okuduysanız okuyun derim fakat diğer kitaplarını okumadıysanız bundan başlamak ağır gelecektir.
1984 Orwell'in 1948 yılında tamamladığı bir distopya.Romanın başkahramanı Winston, enformasyon bakanlığında çalışır. Ülkede sınırsız bir baskı ve tek parti iktidarı vardır. Herkes, her şey partiye bağlıdır. Her tarafta Büyük Birader olarak adlandırılan şahsiyetin posterleri ve onun mutlak iktidarı vardır. Düşünceyi yok etmek için "Yenikonuş" adı verilen yeni bir dil yaratılır. bu dil, söylenenin tam tersi manaya gelen, kelime hazinesinin en aza indirildiği, soyut kavramlara yer vermeyen bir dildir. Romanda Winston, sistem tarafından üretilen tuzağa düşer ve insani kimliğini kaybeder.
Kitap sanki günümüzü, günümüzdeki internet çağını, bilginin düzenlenmeden ortaya saçılıp insanları ele geçirişini, herkesin izlenebilmesini, gittikçe otoriter yapılarının dünyayı ele geçirmesini öngörmesiyle her türlü övgüyü hak ediyor. Mutlak okunmalı...
Utanma!!
Ailesinden yeterince ilgi görmemiş 15 yaşında lise çağında bir genç ve tesadüfen, hastalığın vermiş olduğu sıkıntılı durumda karşılaştığı 36 yaşında bir kadın. Kadın ve genç arasında yaşanmış bir hikaye. Kitabın internet ortamında sayısız yorumu, incelemesi var ve %95 üstteki 2 satırdan farklı değil. En başından sonuna kadar yaşanan olayları bir
Caner Hoca'nın eserlerini ve genellikle çıktığı programlarını takip ederim çok severim çünkü din ve bilim arasındaki o köprünün kurulmasını ve birbirlerinden faydalanmasını amaç edinmiş bir insan ve bunu bilimin gölgesinde kalmayıp, tam tersi söylemiş ve anlatmış olduğu olguları buna dayandırması bende ayrı bir saygı niteliği uyandırır şahsında. Kitapta naturalist-ateizm'in ve çeşitlerinin nasıl sonunun geldiğini ispatlayarak anlatıyor.Doğayı anlamak için sadece doğaya bakma anlayışını yerle bir ediyor. Ateistlerin peygamberi olan Darwin'in nasıl yanıldığını günümüz teknolojik ve bilimsel kanıtlarla sunuyor. Sonuç olarak gününüzde ateist varsa halen ya araştırıp bakmadığından böyle yada cahil kalmayı istemesinden kaynaklanan bir durumla alakalıdır yada günümüzün ateistleri sadece dini reddetmekle kalmayıp artık bilimide reddediyor demektir. Şu koskoca kainatta bir hiç konumundaki insanın nasıl evreni anlayıp çözmeye çalıştığını ve bununla meşgul olurken muhteşem yaratıcının eserlerini her araştırmasında gördüğü ayrıca artan bu kompleksi yapının yaratıcının varlığının nasıl olduğunun, evrenin bir başlangıcı ve sonunun olacağının entropi yasalarıyla anlatmasını görecek ve halen ateist kalan insanlara üzülerek bakacaksınız.
