BELKİ HAÇÇE NENEYE KAHVE ÇARPINTI YAPIYORDUR
Hadi biraz özeleştiri yapalım. Inkar edecek değilim insanlardan biraz güzel yorum alınca bu çok hoşuma gitti. En çok da kendi gönlümden kopanların bir tane bile olsa başka gönüllere de dokunmuş olması beni çok mutlu etti.
.
Benim kalemim çok mevsimlidir. Bazen gördüğüm kadarıyla çoğunluğun duymak istediği görmek istediği gibi neşelidir. Çoğu
O güzel insan(lar) o güzel at(lara) binip gitti(ler).
Cedel ve münazara
Muhammed Gazali'nin İhyâu Ulûmi'd-Dîn eserinin Halkın İlm-i Hilâfa Yönelmesinin Nedenleri, Cedel ve Münazaranın Âfetleri ve Mübah Olmasının Şartları bölümü
Halkın İlm-i Hilâfa Yönelmesinin Nedenleri, Cedel ve Münazaranın Âfetleri ve Mübah Olmasının Şartları (1)
Allah'ın Rasûlü'nden sonra hilâfet makamına, râşid halifeler geçtiler. Onlar
Ruhe Saye'm (Karar)
Aranızda şu ana kadar kesin bir karar veren oldu mu?
O kararı verirken hiç 'Acaba'ların, Ya'ların' esiri olmadan verilen kesin kararı kastediyorum...
'Gelecekte acaba keşke der miyim?' diye düşünmeden (korkmadan) verilen, kesin bir karardan bahsediyorum?
Belki istisnalar vardır ama... Hiç sanmıyorum! Her insanın içinde gelecek kaygısı vardır. Bunu gizliyor olması veya yok sayması bu gerçeği değiştirmez.
İnsan; Acaba'lara mahkum bir varlıktır.
Çoğunlukla verdiğin kararı yaşarken anlarsın. Doğru kararı mı yoksa yanlış kararı mı verdiğini...
'Bir gömleğin düğmelerini yanlış iliklediğimizi, ancak son düğmeyi iliklediğimizde fark ederiz.'
Bu sözü ilk duyduğumda ne kadar da doğru demiştim. Belki bazen sona gelmeden fark ederiz ama... Asla ilk düğmede değil!
Hayat bu işte... Hep yaşayarak öğreniyoruz!
Ve evet!
Tanımından da anlaşıldığı gibi Karar'ı da bize yanlış lanse ediyorlar.
Halbuki 'Mutlaka doğru kararı ver! Emin olmalısın bak!' demek yerine 'Ne hissediyorsun? Korkuyor musun?' deseler... Daha güzel olmaz mıydı?