Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.11
Kitap İstanbul'un fethini gerçekten güzel anlatmış...olaya Bizans tarafından da yazmasi onların da İstanbul'a ne kadar değer verdiğini göstermiş...ama beni betimlemeler yordu.sahsi görüşüm tabi..çok fazla betimleme yapması benim.kafamda konuyu bira dağıttı
Hayatımda ilk defa bu kadar kalın bir kitap okudum(1025 sayfa). Uzun bir süre elime kalın bir kitap almam galiba. Çünkü Karamazov Kardeşler beni çok yordu. Dostoyevski'nin tanrı ve kilise ile ilgili uzun uzun yazılarını okurken de baya sıkıldım. Ama karakterlerin iç dünyasını o kadar güzel yansıtmış ki bu bile okumak için bir sebep olabilir.
Kitapta hoşuma gitmeyen kısım da Türklerin kötülendiği kısım. Ne gerek vardı ki buna diye sorup durdum.
Genel olarak kitabı sevdim. Suç ve Ceza'yı okuyup sevenler bunu da sevecektir. Tavsiye ediyorum ama sabırlı insanlara..
#boncukoyunu
#hesse
#kitapyorumum
Biyografik öykü niteliğinde olan kitapta Knecht karakteri etrafında Boncuk Oyunu anlatılmış. Kitabın ancak yarısina geldiğimde oyunun içeriğini tam olarak anlayabildim açıkçası. Oldukça zor bi kitaptı benim için, zor ve güzel...Kendini tümüyle bu oyuna adayan Knecht'in askıda kalmış ruh hali, öz eleştirisi de zaman zaman yordu. Bir noktada felsefe-din çekişmesi kafaları epey karıştırsa da Nobel ödülünü hak etmiş bir kitap için olağan. Geleneksel ve kutsal olan -kendi deyimiyle mekaniklesmis olana- kafa tutan, içinde bulunduğu çarkın artık işlemediğini fark ettiğinde uyanan insan profilini görüyoruz kitabımızda.
Tavsiye ederim.
Böyle bir hastalığa yakalanınca insan “Eyvah! Bitiremediğim işlerim var. Büyütemediğim çocuğum var. Yarım bıraktığım bir film var,tamamlayamadığım bir hikayem var ve ben buradan göçüp gidiyorum” hissine kapılıyor. Sana en iyi gelen şey yine sensin,dönüp kendine sarılıyorsun..
.
Bunca senedir sırtıma saplanmış bıçaklarla yaşamaya alışkındım,onlar mesele değildi de göğsüme saplanan bıçaklar yeniydi ve çok acıtıyordu.
.
Ne isterseniz hep daha fazlasını alacağınız tek yerdir aile,sadece istemeyi öğrenmek gerek.
.
.
@dur_be_kadin ile biraz sohbet ettik yazdıkları sayesinde . Ben omuzlarında yükler birikmiş de sonra o yüklerden kurtulup yeniden mutlu olmayı başarabilmiş bir kadınla oturup dertleşmiş gibi hissettim kendimi. Covid-19 a yakalanmasıyla başlayan kitap evlilik ve hamilelik serüveniyle ilgili yaşadıklarıyla devam etti. Yer yer “biz de hamile olduk da senin bu hormonların maşallahı varmış bu nedir yahu” dedim Kimi zaman da “sen bu adamla nasıl bir ilişki yaşadın da evliliğindeki bu değişimler seni şaşırtıp bu kadar yordu” dedim.
Bazı şeyler en baştan yanlış başlamış ve evlilik de o yanlışı doğruya çevirmeye yetmemiş. Ne güzel doğurdu,adam değişti derken öyle bitti ki “aaa ne oldu da böyle yazdı” dedim . Demek ki bazı şeyler henüz yeni başlıyor. Sohbetin tadı damağımda kaldı. Arayı açmayalım lütfen @dur_be_kadin Eminim daha çok cümleler var kağıda dökülecek
.
.
@gunyayincilik
#okudumbitti #photooftheday #bookstagram #durbekadın
Uzun süre elimde dolanıp durmuş bir kitap daha ancak öyle etkileyici bir şeydi ki... İyi ki, böyle uzun solukta okumuşum diyorum. Zira tek solukta okumuş olsaydım şimdi tutmakta zorlandığım gözyaşlarım kesinlikle yanaklarımı sırılsıklam bırakırdı.
Öncelikle, aşk romanları okuyamayan birisi olarak başlangıçta bunaldığımı söylemek isterim. Döneme adapte olmakta güçlük çektiğim için de karakterler arasındaki aşk beni fazlasıyla yordu ancak uzun soluklu bu okuma sırasında fark ettim ki, imkansızlıklarıyla güzel olan şeyler var.
Son 70-60 sayfa kala beni paramparça eden bu karakterleri uzunca bir süre aklımdan ve kalbimden atamayacağım. Fazlasıyla duygusalım şu anda ve belki de bu kitaba her baktığımda bir iç çekeceğim.
Zweig eserlerini cok seviyorum. Bu zamana kadar okuduklarimdan birini sevmemiştim. Bu eseri güzeldi. Dili çok ağır geldi bana. Betimlemeler yordu beni Konusu oldukça güzeldi ama Ana karakterin duygusal doyuma ulaşması için yeni heyecanlar araması, aynı zamanda kendi içindeki "zararlı" duyguları keşfetmesi ile, kendisine oranla kötü şartlarda yaşayan ve toplum tarafından dışlanıp "alt tabaka" olmaya itilmiş insanlarla tanışması çok başarılı yansıtılmış. Hikayenin sonunda başka insanları mutlu etmenin verdiği zevkin en güzeli olduğuna karar veriyor karakterimiz. Sonunda doğru bir insan olmanin güzelliğin kendine kattiklarinin farkına varmasi hikayeyi daha güzel yapıyor. Tavsiye ederim okuyun
