Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mevlana
VERDİM CANIMI GİTTİ Nerde bir topluluk görürsen, tellal, hiç durma, bağır: Kaçan bir kul gördünüz mü ey insanlar, de, tertemiz kokan bir kul gördünüz mü, ay parçası bir yüzü var, baştan başa fitne.
Niçin hep acı şeyler yazayım? Dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. "Hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin?" diyorlar. "Hep açlardan, çıplaklardan, dertlilerden mi bahsedeceksin? Geceleri gazete satıp izmarit toplayan serseri çocuklardan; bir karış toprak, bir bakraç su için birbirlerini öldürenlerden; cezaevlerinde ruhları kemirile kemirile eriyip gidenlerden; doktor bulamayanlardan; hakkını alamayanlardan başka yazacak şeyler, iyi güzel şeyler kalmadı mı? Niçin yazılarındaki bütün insanların benzi soluk, yüreği kederli? Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?" Hiç olmaz olur mu? Arayıp, bulup görmek lazım. Bunun için de kenarı köşeyi araştırmak istemez. Her şey apaçık ortada, göz önünde. Sade güler yüzlü, bahtiyar insanlar değil, bahtiyar köpekler bile var. Bende karar verdim, bu sefer açlıktan, ızdıraptan, nefretten değil... rahattan,tokluktan, sevgiden bahsedeceğim.
Reklam
İçimde kopan fırtınaları kelimelere döktüğüm zamanlar vardır. Bu yazıları kitaplarım gibi özenle korur ve saklarım. Bu sefer ki yazımı burada muhafaza etmek istedim, burada durmalı. Çünkü buranın görünmez olabildiğim bir yer olduğunu düşünüyorum. Yine görünmez olmak için neler vermezdim dediğim bir andayım. Kimse beni duymasın, görmesin, hissetmesin... Kendi hayal dünyamda kaybolmak istiyorum. binlerce güzel şey yaratabileceğim kendi dilimden konuşabileceğim, koyu renkli dumanlar ve birbirine sanki hiç özgürlüğüne kavuşmak istemiyormuşcasına dolanmış ayakkabı bağcıkları olmadan derin uzayımda kaybolmak istiyorum.. Orda her şey daha güzel, her şey tam da istediğim gibi.. Orada sevdiklerimi kimseyle paylaşmak zorunda değilim orada kaçmak zorunda değilim insanlar için çaba sarfetmem gerekmiyor. orda herkes olduğu gibi.. kimsenin güler yüzlü maskesi yok çünkü herkes zaten güler yüzlü. orada mevsim hep yaz, gökyüzü hep mavi.. Orada her yer portakal çiçeği kokar. Yeryüzü toprak yerine lavanta tarlalarına sarılmıştır benim uçsuz bucaksız okyanusumda. Hayallerim benim kumsalımdır,sığınağımdır,bana açılan en güzel kucaktır.. Ben yalnızken çok daha büyük bir dünyaya sahibim.. O yüzden en çok yalnızlığın kalabalığına karışmayı seviyorum.
AHMET SEZGİN’LE AŞK MEDENİYETİNE YOLCULUK… M. NİHAT MALKOÇ Kıymetli kalem erbabı Ahmet Sezgin’le internet marifetiyle tanıştım. İyi ki de tanışmışım. Zira “Aşk Medeniyetine Yolculuk” isimli nefis kitabından başka nasıl haberdar olabilirdim ki? Ses bayrağımız olan Türkçemizin şahikalarını görmekten mahrum kalırdım. Sağ olsunlar “fikir ve
AHMET SEZGİN’LE AŞK MEDENİYETİNE YOLCULUK… M. NİHAT MALKOÇ Kıymetli kalem erbabı Ahmet Sezgin’le internet marifetiyle tanıştım. İyi ki de tanışmışım. Zira “Aşk Medeniyetine Yolculuk” isimli nefis kitabından başka nasıl haberdar olabilirdim ki? Ses bayrağımız olan Türkçemizin şahikalarını görmekten mahrum kalırdım. Sağ olsunlar “fikir ve hissiyat
Fena Kadın, Fena Çocuk, Fena Sevgili Güzel yüzün, uzamış siyah saçlarınla mâruf Sen fena kadın, fena çocuk, fena sevgili Kitaplardan, müzelerden, heykellerden kaçırdığım Rakı ile sarhoş İstanbul akşamlarından firar eden sen Ben aşklar düşünürüm senin için, gizlenmez, ilan edilmez Mesela, karlı kanun akşamları sokaklarda olduğun
Reklam
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
377 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Mazlum ÖZEL ‘KANLI TOPRAKLAR’ ROMAN İNCELEMESİ YAPI: 1-Romanın Kimliği: 1934 yılı, Ağustos sonları. 2-İsim-içerik ilişkisi: Romanda geçen tüm haksızlıklar, ölümler, toprak(lar) için yaşanmıştır. 3-Olay örgüsü ve karakter analizleri: Romanın baş karakteri olan Topal Nuri’nin(bundan sonra Topal ismiyle
Kanlı Topraklar
Kanlı TopraklarOrhan Kemal · Everest Yayınları · 2018453 okunma
Kazım Koyuncu
“Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar’a, ateş hırsızlarına, Ernesto Che Guevara’ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz… Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya.” Aramızdan ayrılışının 11. yılı... Özlem ve sevgiyle...
Oğuz Atay
OĞUZ ATAY’A MEKTUP "Sevgili Oğuz Atay, Belirsiz bir zamandan yazıyorum sana bu mektubu. Hangimizin şimdiki zamanı daha kıymetli diye düşünmeden. Bilirim sevmezsin geçmiş zaman güzellemelerini. O yüzden sana biraz gelecek haberleri vermek istedim. (Gelecekten haberler diyecektim utandım, falcılara bile saygı duymak lazım.) Önce
1.144 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.