Her ne kadar kişisel olarak deneyimlememiş olsam da aşkın zamanı durdurabileceğine inanmak istiyordum. Bir nefretten diğerine yolculuk eden biri olarak buna ihtiyacım vardı.
“Düşüncelerime ve beynimden geçenlere en yakın –en yakın diyorum çünkü hiçbir zaman tam anlamıyla düşüncelerimizi söylememize yetecek kelimelerin yeryüzündeki lisanlarda bulunmadığını uzun zaman önce anladım …”
“Düşündüklerimin tam tersini yapmakta ve söylemekte gerçek bir usta olduğumu kendime tekrar kanıtladım. Zaten acıya ve yalana ne kadar dayanabileceğimi hep merak etmişimdir.”
Çünkü insan denilen varlıktan midem o kadar bulanmıştı ki buna ilaç olacak düşüncelere ihtiyacım vardı. Hastalığı geçirmeseler de bir süreliğine semptomu yok ediyor, en azından bulantıyı durduruyorlardı.
... ertesi sabah da büyük bir utançla kaçıp giderken terapistlerini arayıp randevu almaya çalışırlardı. "Neden böyleyim? Benim neyim var? diye sormak için... Oysa bana sorsalar bedavaya söylerdim: "Senin neyin var biliyor musun? Her şeyin! Sorun da bu."