Göz bir hassedir ki, ruh bu âlemi o pencere ile seyreder. Eğer Cenâb-ı Hakk’a satmayıp, belki nefis hesâbına çalıştırsan, geçici, devamsız bazı güzellikleri, manzaraları seyr ile şehvet ve heves-i nefsâniyeye bir kavvad derekesinde bir hizmetkâr olur. Eğer gözü, gözün Sâni‘-i Basîr’ine satsan ve onun hesâbına ve izni dâiresinde çalıştırsan; o zaman şu göz, şu kitâb-ı kebîr-i kâinâtın bir mütâlaacısı ve şu âlemdeki mu‘cizât-ı san‘at-ı Rabbâniyenin bir seyircisi ve şu küre-i arz bahçesindeki rahmet çiçeklerinin mübârek bir arısı derecesine çıkar.”