Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hakkı Yüksel

Hakkı Yüksel
@hakkiyuksel
21 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
208 syf.
8/10 puan verdi
Yüceltip durduğumuz “birey”in nasıl da yalnızca toplumsal bir kurgudan ibaret varlık olduğunu gösteren Murat Gülsoy romanı. Yazar, Sartre’ın “Başkaları cehennemdir.” sözüne karşı geliştirdiği “İnsan başkalarıdır.” yargısıyla müthiş bir diyalektik kuruyor. Yalın bir üslupla su gibi akıp giden roman, yazarın okuduğum ilk eseri. Romanı yalnızca olay örgüsüne odaklanarak sürükleyici bir fantastik/ bilim kurgusal öykü olarak da okuyabilirsiniz. Ancak bence metnin söyledikleri kendi sınırlarından fazlası. Çok katmanlı yapısı sebebiyle farklı zamanlarda okuduğumda farklı anlamları işaret edebileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla her okuyanına da farklı bir lezzet sunacağı şüphesiz. Romanın en sevdiğim kısmı ön söz, son söz ve ekler bölümü. Bu bölümler asıl roman bölümünden bağımsız olsa da romanın kendi kurgusunun kıyısında dolaştırıyor okuyucusunu. Görünür kıldığı kurgusallık, anlamları bir anda genişletiyor. Yalnızlık, yas, aşk, bilinç, zihin, unutmak/unutamamak, kimlik, varlık, rüyalar üzerine düşündüren bir eser. Muhtemelen zevkle tamamlayacağım Murat Gülsoy külliyatına tatlı bir giriş oldu benim için.
Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet
Yalnızlar İçin Çok Özel Bir HizmetMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2016396 okunma
Reklam
240 syf.
10/10 puan verdi
İki dil vardır: Gerçek dil, konuştuğumuz dil. Konuştuğumuz dil çokluk yorgundur. Yabancı kelimelerce ırzına geçilmiş, sokağın çamuru sırtına bulaşmıştır. Kirlerinden arınmak, aklanmak paklanmak ister. Türkçenizi yıkayınız! Salâh Birsellerle, Sait Faiklerle iyice çitileyiniz. İlk tası bu kitapla dökebilirsiniz dilinizin üzerine. Su gibi bir üslup!
Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu
Ah Beyoğlu Vah BeyoğluSalâh Birsel · Sel Yayıncılık · 2017151 okunma
132 syf.
3/10 puan verdi
Dinleyerek büyüdüğümüz masalların bizi nasıl cinsiyetçiliğe sürüklediğinin altını çizmiş olması güzel olsa da yeniden kaleme alınmış masallar basmakalıp ifadelerden öteye gidememiş. Masallar hakkında daha toplumsal ve daha akademik bir şeyler okumayı düşünenlere bunun yerine Melek Özlem Sezer’in “Masallar ve Toplumsal Cinsiyet” kitabını öneririm.
Ötekileştirmeyen Masallar
Ötekileştirmeyen MasallarJames Finn Garner · Dipnot Yayınevi · 2017120 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
61 syf.
8/10 puan verdi
Bir tutkuya bağlanmak, en lüzumsuz hayatın bile sürdürülebilirliğini sağlayabilir. Yalnızca bununla kalmayıp anlamlı bir hayata da olanak tanır. Giderek anlamsızlaşan hayatların tek sebebi tutku ve sevgi yoksunluğundan kaynaklanıyordur belki de. Modern zamanların bencil insanı kendinden başka kimseyi sevmemekle kodlanmış. Bu da büyük bir anlam boşluğu yaratıyor hayatlarımızda. Zweig bu kısacık öyküsüyle geçmişten günümüze "Bizi ölme isteğinden alıkoyan yaşamdaki en sağlam dayanak, herhangi bir şeye tutkuyla bağlanmaktır." diye haykırıyor sanki. Peki nereye kadar? Tutkularımız tüm ihtimallerini yitirdiğinde ne olacak? sorularını kendi kendime sormamla sonlanan güzel ve ütopik bir aşk masalıydı Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Zeplin Yayınları · 2018223,8bin okunma
70 syf.
9/10 puan verdi
İnsanların kendi düşünceleri için kanını akıtmanın başkaları için bunu yapmaktan daha erdemli olduğunu vurgulayan hikâye; vatan, bayrak, sınır, aşk, özgürlük kavramları üzerine yeniden düşünmemizi sağlıyor. Özellikle "Her Türk asker doğar!" gibi bir düsturla büyütülmüş ve bazı konuların tartışılması dahi tabu olmuş ülkelerdeki vatandaşların kafalarını karıştıracaktır kitap. Zweig'in sade dili, onu varoluşçu diğer edebiyatçılardan ayıran en önemli unsur bence. Öykünün sonundan pek hoşlandığımı söyleyemem. Okura bu kadar çok soru sorduran bir kitabın bu sorulara cevap vererek sonlanması biraz canımı sıktı. Onların soru olarak kalmasını tercih ederdim. İyi okumalar...
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Zeplin Kitap · 201661,6bin okunma
Reklam
128 syf.
9/10 puan verdi
Tamamlanamamış, yarımlığından ötürü hüzünlü, çok güzel bir roman ve hemen ardından Soysal'ın ilk öyküleri. Bir edebiyatçının ilk eseri çok önemlidir bence. Henüz yayınevlerince şekillendirilmeden en çok kendi olduğu, olabildiği eserdir çünkü. Bu anlamda önemli bir kitaptır bu kitap. Aynı zamanda yazarın en son yazdığıyla ilk yazdığını karşılaştırma fırsatı veriyor. Bazı öyküleri tamamen bilinç akışıyla yazılmış klasik öykü unsurlarından oldukça uzakta. Bu yüzden bu türe alışık olmayan biri okumada zorlanabilir. Bunun dışında bence Türk edebiyatının yazılmış en iyi öykülerinden biri de bu kitaptadır: "On Bir Ayın Birisinde Gidelim Güzel Gidelim."
Hoş Geldin Ölüm - Tutkulu Perçem
Hoş Geldin Ölüm - Tutkulu PerçemSevgi Soysal · Bilgi Yayınevi · 198883 okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
Bu romanı 30'lu yaşlarıma girmeden çok önce okusaydım, Ela ve Mehmet'in habire düştüğü toplumsal tuzaklardan kendimi daha iyi koruyabilir miydim; yoksa bu tuzaklara düştüğümüz halde "yürümeye" devam ederek büyümek, değiştirilemez bir coğrafi kader midir, diye düşündüm. Türkiye gençliğinin en iyi romanıdır benim için Sevgi Soysal'ın Yürümek adlı eseri. Tabii Soysal, kitabında sadece gençliği değil, gençlik davranışlarımızı derinden etkileyip şekillendiren çocukluk travmalarımızı da anlatıyor. Belki de yazın tarihinin en klişe konularından birini öyle derinlikli alt metinlerle, öyle bol çağrışımlı bir dille ele almış ki bazı sayfalarda heyecanlanıp soluklanmak için kitabı bir köşeye çekip düşünerek dinlendiğim oldu. Ana metinden kopukmuş gibi duran doğa tasvirleri ise bence kitabın en güzel süsü... Bir yılan, bir kuş, bir tırtıl, bir yaprak gibi bir insanın da hayatı yalın bir şekilde sürdürebileceği yerde kendi yarattığı normlarla işi çıkmaza sürükleyişini vurguluyor gibi geldi bana metindeki bu sıçramalı tabiat betimlemeleri.
Yürümek
YürümekSevgi Soysal · İletişim Yayınları · 20121,159 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Türkçeyi oylum oylum işleyip gözden kaçırdığımız kelime ve deyimleri satırlarına taşıyan bu roman, evvela okuyucunun ağzında müthiş bir dil tazeliği bırakıyor. Roman dedim; ama bu kitap bir novella bile sayılmaz. Modern, postmodern romanın kalıplarına bile uymayan yapısı var. Bir deneme üstadının romanı olduğu çok belli. Ama bu da özgün bir üslup oluşturmuş. Bu sebeplerle bitsin istemedim kitap. Neyse ki "Bay Birsel" de yazarken bitirsin istememiş anlattıklarını. Üç yerde final yapması gerekirken lafa devam etmiş. Yine de bitirmeye kalemi el vermemiş. Ne mutlu! Kitabın son sayfalarında sağlam tokatlar yiyoruz Kral Siraküze'nin kulları olarak. Filmini izlemek bu şairane üslubu bozmak olur mu bilmiyorum; ama son yıllarda çekilmiş ve henüz izlemediğim bir filmi de var kitabın.
Dört Köşeli Üçgen
Dört Köşeli ÜçgenSalâh Birsel · Sel Yayıncılık · 2019567 okunma