Yüceltip durduğumuz “birey”in nasıl da yalnızca toplumsal bir kurgudan ibaret varlık olduğunu gösteren Murat Gülsoy romanı.
Yazar, Sartre’ın “Başkaları cehennemdir.” sözüne karşı geliştirdiği “İnsan başkalarıdır.” yargısıyla müthiş bir diyalektik kuruyor.
Yalın bir üslupla su gibi akıp giden roman, yazarın okuduğum ilk eseri. Romanı yalnızca olay örgüsüne odaklanarak sürükleyici bir fantastik/ bilim kurgusal öykü olarak da okuyabilirsiniz. Ancak bence metnin söyledikleri kendi sınırlarından fazlası. Çok katmanlı yapısı sebebiyle farklı zamanlarda okuduğumda farklı anlamları işaret edebileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla her okuyanına da farklı bir lezzet sunacağı şüphesiz.
Romanın en sevdiğim kısmı ön söz, son söz ve ekler bölümü. Bu bölümler asıl roman bölümünden bağımsız olsa da romanın kendi kurgusunun kıyısında dolaştırıyor okuyucusunu. Görünür kıldığı kurgusallık, anlamları bir anda genişletiyor.
Yalnızlık, yas, aşk, bilinç, zihin, unutmak/unutamamak, kimlik, varlık, rüyalar üzerine düşündüren bir eser.
Muhtemelen zevkle tamamlayacağım Murat Gülsoy külliyatına tatlı bir giriş oldu benim için.