Bir sinemasever olarak sinemaya dair ve bu filmleri ortaya çıkaran yönetmenlerim hayatlarına dair kitapları okumayı çok seviyorum. Ken Loach’ ın bu anlamda severek izlediğim yönetmenler arasında olduğunu söyleyebilirim. Ona ait ilk olarak Bread and Roses filmini izlemiştim ve hala “Biz ekmek istiyoruz ama gül de istiyoruz” repliğinin tesiri üzerimdedir. Ardından The Old Oak, Kerkenez ve Ben, Danile Blake’i izledim. Hepsi ayrı ayrı özel filmler olmakla beraber kitapta çokça vurgulandığı şekliyle toplumsal gerçeklere değinirler. Ken Loach’ın yüzünü topluma dönmüş bir yazar olduğunu söylemek mümkündür: Anlatımları bu bakımdan hep sokaktaki halka yöneliktir. Toplumsal sorunlara duyarlı birinin onun filmlerinden etkilenmemesi imkansızdır.
Kitapta Ken Loach’ın filmleri üzerine yaptığı söyleşilere yer verilir. Filmlerini izleyen ve onu yakından tanımak isteyen sinemaseverlere kesinlikle tavsiye ederim. Bir soru ve cevap şeklinde ilerleyişi zaman zaman okumayı zorlaştırsada sinemaya dair verilen birbirinden kıymetli bilgilerin buna değer olduğunu düşünüyorum. İyi okumalar.
Merhaba sevgili. Umarım güzel bir bayram geçirmişsindir. Ben İstanbul'daydım. Senin şehrinden, sana da zamanında bahsettiğim iki arkadaşımdan birisi geldi. Birkaç kez onunla buluştum, onun dışında tek başımaydım. Alıştım sevgili :)). Bugün yine bir şeylerin yıl dönümü. Yine kim bilir ne için yazmaya başladım değil mi sevgili, kim bilir o gün
"Burası cennet değil Chiang, öyle değil mi?"
Yaşlı martının ay ışığı vuran yüzünde bir gülümseme belirdi. "Hâlâ öğreniyorsun Martı Jonathan," dedi. "Buradan sonra neler olacak? Nereye gidiyoruz? Cennet diye bir yer yok mu?"
"Hayır Jonathan, böyle bir yer yok. Cennet bir yer, bir mekân değildir, bir zaman dilimi değildir. Cennet öğrenmektir, mükemmelliktir." Bir an sessiz kaldı. "Sen hızlı bir uçucusun, öyle değil mi?"
"Ben... ben hızı seviyorum," dedi şaşkınlıkla ama yaşlı martının da bunu fark etmesinden dolayı gururlanmıştı.
da "En iyi hıza ulaştığın an, cennete de ulaşmış olacaksın Jonathan. Ve bu saatte bin mil, bir milyon mil hızla ya ışık hızıyla uçmak anlamına gelmiyor. Çünkü rakamlar sınırları belirler; iyinin, mükemmelin sınırları yoktur. Mükemmel hıza ulaşmak oğlum, orada olmak demektir."
Serinin 3. Kitabı ile geldim, Cress'e baktığımda Rapunzel uyarlaması olduğunu gördüm. Meyer'ın kalemi yine çok iyidi seviyorum Gilded serisinden sonra sevdiğim ikinci serisi oldu. Cress anladığım kadarıyla kral Kaito'nun öz kızı ve babasının kötü kalpli kraliçemiz Levana ile evlenmesi sonucu bir uyduya hapsediliyor.
Cress bir
özlemesende özlüyorum
hiç gelmesende bekliyorum
rüyamda seni hep görüyorum
hala seni çok seviyorum
mutlu olmak varken seninle
söyle neden gittin ellere
unutma seni benim kadar seven olmaz ki
Seni hala çok seviyorum seni hala çok seviyorum