“Yedi ömrüm olsaydı eğer, her akşam şu taraçada, şu rahat divana uzanıp yatmak için birini feda ederdim seve seve; bu şarabı içmek, parmaklarımı şu kaseye daldırıp yemek için… Mutluluk tekdüze bir yaşamda gizli.”
Eğer her öykünün bir başı ve sonu olması gerektiğine inanmıyorsan, kesinlikle okumalısın derim. Bazı öyküleri en heyecanlı yerinde kaybedersin ve bulmak ne kadar çabalarsan o kadar kaybolursun sen de.
Kendimi yalnız bırakılmış, yalnız kalmış hissettiğim bir dönemde, tek yalnızın ben olmadığımı duymaya ihtiyacım varken okumuş olmanın huzuru içindeyim. Sanırım uzun zamandır aradığım başucu kitabımı da bulmuş oldum. Fournier’nin yalnız hissettiği zamanlar günlüğünün herbir sayfası ayrı ayrı okunabilicek bir eser olsa da tek seferde okumak da kesinlikle çok bütüncül bir anlatı ve düşünce akışı sağlıyor.