Japon edebiyatı okumaya başlayalı henüz bir yıl oldu. Yıllar evvel okuduğum Japon Masalları derlemesini saymazsak eğer, okuduğum ilk kitap Natsume Soseki'nin Üç Köşeli Dünya romanı idi. Ardından Matsuo Başo'nun Kuzeye Giden İnce Yol'unu okudum. Ve şimdi üçüncü kitabımı bitirmiş bulunmaktayım
Galaktik Trenyolu'nda Gece Vakti, okurken en keyif aldığım kitap oldu Japon edebiyatında. Öncelikle çok sevimli bir hikâyeydi; Samanyolu'nu konuşarak başlıyordu. Ardından sürpriz bir yolculuk başlıyor ve Küçük Prens'te olduğu gibi farklı kişilerle tanışıyoruz. Yer yer harika bir manzara anlatıyor, yeri geliyor "Acaba mı?" diye çeşitli sorular sorduruyor. Yalan yok, bu soruların bazıları hüzünlü sonlara çıkıyordu ki kitabın sonunda üzüleceğim diye biraz korktum. O kadar güzel bir yolculuktu ki kötü bitsin istemedim. Aklımda hep güzel kalmasını umdum. Nihayetinde öyle de oldu. Kitabı kapattığımda çeşitli duygular içinde olsam da mutlu bitmişti yolculuğum.
Eğer Japon edebiyatına ilginiz varsa, okumak niyetindeyseniz ama ilk ne okuyacağınızı bilmiyorsanız bence başlangıç için harika bir kitap. Ben çok beğendim.