Müslümanların yaşadıkları yörelerde, maalesef, insanın, hayatın, barışın çok da değerli olduğunu söyleyemiyoruz. Müslüman kültüre kök salan hastalıklı damar, hem ölüm/ölü severliği hem de şiddeti ve terörü besliyor. (...) İslâm, hayatı ve barışı esas olan bir dindir. Eğer insanca yaşamaktan, insan olmaktan söz edilecekse; hayatın, adaletin, barışın olmadığı yerde insanların yaşayabilme imkânı bulamayacağını belirtmekte fayda vardır.
Sayfa 193 - Fecr Yayınları, 1. Baskı, Kasım 2023Kitabı okuyor
seviyorum - yaprakta güneşin dam ar damar dolaşmasını seviyorum - ipekte yünde pamukta ketende insan sıcaklığını
Reklam
Sen Ne Zaman Büyüdün?
eski duvar diplerinde karanlık sular ay vurmuş gölgelenmiş kuytular canım oğul güzel yiğit al gel kanlı gömleğini sana nasıl kıydılar! ben bu yürek yarasını bir gece elbistan'da duymuştum bir külüstür mapusâne zindanların en kötüsü gözlerinin moru vurmuş ak mendillere bir kelepçe sabahı ki türkülerin en acısı ben bu yürek yarasını bir gece
Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan anısına.Kitabı okudu
Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla
Târik Sûresi / 1-2-3.Ayet Andolsun göğe ve Târık’a. Târık’ın ne olduğunu nereden bileceksin? (Bilemezsin. O, parlak ışığıyla karanlığı) delen yıldızdır. Târik Sûresi / 4.Ayet Hiçbir nefis yoktur ki üzerinde (kendisini görüp gözeten) bir muhafız olmasın. Târik Sûresi / 5-6.Ayet Artık insan, neden yaratıldığına (ibretle) bir baksın! O, fışkırıp
'60'ların revaç bulan şiir salgını, yasakların biraz gevşemesiyle yayımlanmaya başlayan Nazım Hikrnet'in ilha­mını da kendi mayasına katan toplumcu gerçekçiliktir. Ahmed Arif (1927- 1991), Arif Damar (1925-2010), Nihat Behram (doğ. 1946), Enver Gökçe (1920-1981), Hasan Hüseyin (Korkmazgil, 1927-1984), A. Kadir (Meriçbo­yu, 1917-1985) vb., kah zulüm-direniş-umut izleklerini lirikleştiren kah aji­tatif-propagandif eserleriyle sol politik toplumsallaşmaya etki etmişlerdir. Hasan İzzettin Dinamo'nun (1909-1989) kendi ham vakitlerini anarken "ro­mantik şiir sosyalistliği" dediği damar, hep gürdür. Edebiyattaki bu üretim ve tartışmalara, 1960'ların başından itibaren tam anlamıyla patlama yapan toplumcu gerçekçi sinema da katılmıştır. Ömer Lütfi Akad (1916-2011), Metin Erksan (1929-2012), Ertem Göreç (doğ. 1931), Halit Refiğ (1934-2009), Memduh Ün (1920-2015), Atıf Yılmaz (1925-2006), küçük insanların, yoksulların, "gariplerin" , sömürülen köylü­ erin acı hikayelerini, oradaki yalınlığı, şiddeti anlatım diline de yansıtarak anlattılar. Bu filmlerde kötüler genellikle zenginler, muktedirlerdir ve zım­ni bir "bozuk düzen" yergisi sezilir. Toplumcu gerçekçi edebiyatın müel­lifleri zaten sol veya sosyalist yazarlardı, fikirlerinin edebiyatını yapıyorlar­dı; '60'ların yeni sinemasının yönetmenleri ise, bu yeni tarza biraz 'el yordamıyla' girmişlerdi.
Sayfa 596 - İletişim Yayıncılık
Sen büyüdün de demek, Düştün demek, Damar damar kınalı topraklara... Canım oğul, güzel yiğit, Al gel kanlı gömleğini, Sana nasıl kıydılar! Ben bu yürek yarasını, Bir gece Elbistan'da duymuştum!
Sayfa 72 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
81 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.