Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
510 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Uzun zamandır okuduğum en kaliteli ve farklı romanlardan biriydi. Gerek tarih gerek felsefi pek çok konuda besleyici bir eser. Kitabın başında belli tahminlerim vardı ama çoğu tahminim gerçekleşmedi ve bu beni mutlu etti. Yazar çoğu yerde ters köşe yaptı. Tabi bazı konularda beğenmediğim şeyler vardı.İnsanın saplantılı şekilde bir şeye bağlandığında her şeyi görmezden geldiği gerçeği var oldu. Hasan Sabbah intikam için insanları feda etti, birçok insana yalanına inandırdı. Yazarın genel olarak yaşadığı döneme gönderme yapmış ama günümüzde Hasan Sabbah kadar kanlı olmasa da kendi düşünceleri için pek çok insanı feda eden insan var. Kitabın 200 sayfası normaldi, ortalarına doğru Hasan Sabbah'ın planıyla ve kişiliğiyle tanışmamız etkileyiciydi, sonu biraz uzatılmış gibiydi. Sonrası herkesin bildiği Nizamülk'ün ölümü ve Hasan Sabbah'ın koca İran imparatorluğunu mahvetmesiydi. Hasan Sabbah, Nizamülk'ten sözünü tutmadığı için kin tutuyordu. Bu sözü bu kadar umursamasaydı belki de tarihin seyrinde fanatik insanların bir imparatorluğu nasıl mahvettiği yazılmazdı. Akıcı bir dili ve herkesin rahatlıkla okuyacağı bir eser olduğunu söyleyerek tavsiye ederim.
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,7bin okunma
318 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitap 4 bölümden ibaret, ilk iki bölümü sayfa 169 a kadar olan kısmı beni kitaba sürükledi. Kitapda Ömer Hayyam baş kahraman ve ömer Hayyam'ın hayat hikayesinden yaşayısından, selçuklu sarayına kadar gelişinden gerek kendi başından geçen olaylar gerek vezir Nizamilmülk ile arkadaşlığı, hasan sabbah ve fedailerinin Sultan Melikşah ve Nizamilmülk'e yapılan suikastlar, hasan sabbah denilen zındıkın alamut kalesinde fedaileriyle birlikte düşmanlarını ortadan kaldırması, dünyaya kendi ve fedailerinin ortaya çıkardığı haşşaşilik inancını ortaya yeni bir inanç biçimi, adı altında sadece yok etmek için fedailerini bu inanca şuursuzca inanmaları. Sultan Melikşah'ın zehirlenerek ölmesi eşi Terken hatun ile sabbah ve fedailerin gizli anlaşması. Melikşahın ölümü ile Terken hatunun oğlu mahmud ile berkyarukun verdiği taht savaşı. Devletin düştüğü durumun aczeti. 169 sayfayı sürükleyici şekilde okudum. Buraya kadar her şey çok güzel. Ama 3. Ve 4. Kitabın orta kısmı ve son kısmı diğer iki bölümden kopmuş konudan hızlı şekilde saptama yaşandı bu beni hayal kırıklığına uğrattı. Güzel başlayan kitap böyle mi devam ettirilirdi? Kitabı okurken hem beynim hem gözlerim çok yoruldu, bir an önce okuyup bitirmek için okudum 169 sayfadan son sayfaya kadar. Genel bakışta değerlendirirsek 169.sayfada benim için kitap son buldu.
Amin Maalouf
Amin Maalouf
güzel başlayan kitabı benim görüşüm güzel dozunda bitiremedi. Bir kitabın da sonuna geldim.
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,7bin okunma
Reklam
510 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
72 günde okudu
Vladimir Bartol
Vladimir Bartol
; okuması kolay, sürükleyici ve heyecanını neredeyse hiç kaybetmeyen bir kitap yazmış. Özellikle Hasan Sabbah'ı ve Hasan Sabbah'ın Büyük Selçuklu devletine çıkardığı zorlukları merak edenler için harika bir kitap olmuş. Kitapta; Hasan sabbah'ın Alamut kalesinde fedaileri hangi şartlarda yetiştirdiğini, cennet bahçelerini nasıl hazırladığını, fedailere cennetin anahtarının kendisinde olduğuna nasıl inandırdığını ve fedailerine ölümü arzulatacak bir duruma getirdikten sonra selçuklu devletinin önemli devlet adamlarını nasıl suikast ettirdiğini ayrıntılı ve akıcı bir şekilde anlatılmış. Spoiler vermemek için çok detaya girmeyeyim ama kitapseverlerin muhakkak okuması gerektiğini düşündüğüm keyifli bir kitap olarak önerebilirim.
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,7bin okunma
Kiya Buzrug Umid
Hasan Sabbah'ın ölümü ile birlikte Lammasar Kalesi'nde bulunan ve onun sağ kolu olan Rudbarlı Kiya Buzurg Ümid, ismaililerin lideri olarak Alamut'a yerleşir ve Hasan Sabbah'ın kurallarını, geleneklerini, deneyimlerini,ve gizemliliğini koruyup, yöneticiliğini çok aktif bir şekilde 20 yıl boyunca sürdürür. 9 Şubat 1138 yılında Buzrug Ümid hastalanır ve ölmeden üç gün önce yerine oğlu Muhammed b. Buzurg Ümid'i halefi olarak gösterir ve veraset meselesi olaysız olarak çözülür.
Sayfa 85 - Hasan Sabbah'ın ölümünden sonra yerine Rudbarlı bir Türk ve sağ kolu olan Kiya Muhammed Buzurg Umid (1124 - 1138), Alamut Piri olur. Alamut Devleti’nin 1256 yılında Moğollar tarafından yıkılıncaya dek de aynı soydan Türkler yönetime gelirler.Kitabı okudu
Hasan Sabbah'ın Ölümü
90 yaşına gelen Hasan Sabbah artık iyice yaşlanmış ve ağır bir şekilde hastalanmıştır. Hastalığının iyice ilerlediğini kurtulamayacağını anlayınca hemen Lammasar'a bir adam gönderip, Kiya Buzurg Ümid'i çağırarak, halef tayin eder. Yanına çağırdığı adamlarından Dihdar Ebu Ali Ardistani'yi sağına oturdup, onu propaganda işinin başına getirir, Hasan-ı Adm-i Kasrani'yi soluna oturtup, ordu komutanlığına getirir, ardından onlara "Eğer İmam gelir, ülkenin başına geçmek isterse onun yanında yerlerinizi alın." diyerek vasiyet eder. Bu vasiyetinde kısa bir süre sonra 23 Mayıs 1124 Cuma günü vefat eder ve Alamut yakınlarında yapılan kabire gömülür. İsmaililer tarafından ziyaret edilen bu kabir, daha Moğollar tarafından yıkılmıştır.
Cafer es-Sadık'ın oğlu İsmail'in İmam tayin edildiğine ve nass yoluyla yerine geldiğini kabul eder. Bunlar Cafer es-Sadık dık hayattayken vefat eden İsmail'in ölümünü kabul etmeyenler ve İsmail'in ölümünü kabul edip imamlığın Muhammed b. İsmail'e intikal ettiğine inananlar şeklinde ikiye ayrılırlar. Ancak bunlardan ikinci grup Muhammed b. İsmail'in ölmediğine inananlar ve Muhammed'in ölümünü kabul edip onun nesli tarafından imamlığa devam ettiğine inananlar olarak yeniden ikiye ayrılır. İsmail 762 yılında babası daha hayattayken vefat edince sonradan İmamiyye Şii grubu, Cafer es-Sadık'ın ikinci oğlu Musa el-Kâzım'ı yedinci imam olarak kabul eder. Cafer es-Sadık'ın oğlu İsmail'in ölümü üzerine ortaya çıkan İsmaililer ise kendi aralarında ikiye ayrılıp, 765 yılında İmamiyye'den ayrılırlar. "El-İsmailiyeyetü'l-halisa" ve "El-İsmailiyyetül-vakıfen" adlarıyla bilinen diğer grup, yani İsmail' in babası hayattayken öldüğünü kabul etmeyenler ise İsmail'in Cafer es-Sadık'tan sonra yedinci imam olduğuna ve tekrar mehdi olarak gelip yerine geçeceğine inanırlar.
Reklam
İran uygarlığı XIII. yüzyıldaki Moğol istilasına değin düşünce ve sanat yönünden hayranlık verici olarak kaldı. Moğol istilasından sonra kendini toplayamadı. Şair ve matematikçi olarak tanıdığım tek insan olan Ömer Hayyam 1079 yılında bir takvim reformu yaptı. İşin tuhafı, onun en iyi dostu fedaiyyun (Haşhaş'in) mezhebinin kurucusu ve efsanevi bir üne sahip olan Şeyhul-Cibal, Hasan ibnu Sabbah'tı. İranlılar büyük şairdi. Firdevsi'nin (ölümü aşağı yukarı 941) Şehname'sini okuyanlar, onun Homeros'a eşit olduğunu söylemektedir. Mistik olarak onlar hayranlık vericiydi. Öbür İslamlar böyle değildi. Hala yaşayan Sufilik, Sünni dogmaların mistik ve alegorik yorumunda çok ileri gitmişti ve az çok Yeni-Platoncuydu.
Sayfa 190Kitabı okudu
576 syf.
9/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Uzun süre sonra heyecanla, merakla ve hemen hemen her sayfasında şaşkınlıkla okuduğum kitap. Yazar kitabı 10 yılda yazmış ve bu süreçte kaleme alırken her safhasında gerçekliği yaşatmak için ince ince işlemiş düşüncelerini. Kitapta sunni ve şiiler arasındaki mücadele renkli tasvirlerle anlatıyor. Kitabın kahramanının, cennet bahçelerini vaad
Alamut
AlamutJames Boschert · Yurt Kitap Yayın · 20123,230 okunma
59 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.