Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sinema Bir Şiir Olsaydı O, En İyi Şairlerden Biri Olurdu!
Asla kaçırmamanız gereken Andrey Tarkovski filmleri 1-) SİLİNDİR VE KEMAN Silindir ve Keman, Andrei Tarkovsky'nin 1960 yılında Sinema Enstitüsü'nü bitirmek için çektiği 45 dakikalık mezuniyet filmi. Film bir işçiyle kemana yeteneği olan bir çocuk arasındaki ilişkiyi anlatır. Tarkovsky'nin Ivan'ın Çocukluğu (film) Ivan'ın
Le Feu Follet Filmi/İntihar ve Alkolizm
“İntihar ölümcül bir hastalıktır ve insan hasta olduğundan emin olamaz ki tedavi olabilsin. Mucizevi bir ilacı yoktur. Drieu’ye gelince, psikanaliz onun için romancının araç gereçlerinden biri olagelmiştir.” JACQUES LACAN Le Feu Follet, Pierre Drieu La Rochelle’in intihar eden arkadaşından sonra kaleme aldığı bir eserdir. Türkçe’ ye “Hayalet
Reklam
Hasta halimle kahve elimde kelebek peşinde koştuğum doğrudur 🫣 Bide istediğim gibi çekebilseydim 🙃 Sizi hepsi benim çekimim olan muhteşem, çiçekler gibi kainatın en güzel süsü kelebeklerle başbaşa bırakıyorum 🦋
''İnanılmaz bir akıl hastası gibi düşünüyordum karanlıkta. Diğer herkes, sırtlarına çalınmış bir ölümü taşıyor gibiydi, oysa ben; tümünü anlamaya yitecek bir şeyler kurcalıyordum karanlıklarda... Uyumak istemiyordum, heyecanım, öfkem ve tüm benliğimi kaybediyordum saatlerce ve uyandığımda, bir zaman için unutulmuşluklar; yüzüme hırçın darbesiyle acısını savuruyordu. Felç inmiş bedenime, ukala bir sınır tanımaz gibi davranamıyordum; benimdi, ben taşıyordum fakat bu beden, çılgınlar gibi söküp atılmak istiyordu ruhundan! Korkuyordum, bir an olsun kendimi kaybedecek ve zihnim, parmaklarım, yüzüm; tüm hatlarım kontrolümden çıkacaktı, karanlıklar beni hasta ediyordu anla, tüm bu karanlık yüzler; hiçbir iyi kaygısı gütmeyen gücü elinde tuttuğunu zanneden zavallılar... iğrenç bir tebessümü yaşıyorlardı kâbuslara çalan hayatlarında, benim içimde dizginlenemeyen bir telaş, onlarda ise dinginliğe çalan bir hinlik yatıyordu. Ve zaman, hiçbirimize acımaksızın daima işleniyordu...'' D.p -sanrı
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kutlu Olsun!
Bir fabrika işçisi adı Bahadır Gözü tok, karnı açtır. Soyu sopu fukara özü fakir Ne varsa çekmiştir ıstıraba dair İçi dualı, Dışı sıvalı Yıkık bir gecekonduda kalır. Bir kendisi birde hasta kızı vardır.
İnsan ölür, ağlanılır. Sevenin sevgisi bitmezmiş gibi zorlanılır ve sevgi bir gün biter, yalvarılır. Hasta yatağında yakarılır, kısacası insanoğlu bu kaybedince her şeyin farkına varır.
Reklam
ben ne olduğumu bilmiyorum. ne olacağımı bilmiyorum. kendimi ve her şeyi göğsümde ve karnımda kıpırdanan bir şey olarak hissediyorum. bir çizgi ve içerisinde ya da ardındayım, hepsi bu, bunun çırpınışı. ama çizgisiz ve kalem elimde, göğsüme göğsüme batmakta. bazen insan felaketini incelikle anlatışına hayran olur, aydınlığını yaşayaşının güzelliğiyle övünmek olmayınca. acın kimliğin olunca. kendime bakarken çok acı çekiyorum. sana bakarken. dünyaya, hayata bakarken. dünyanın dağları, engebeleri beni kendilerinin arasında öyle bi sıkıştırmış ki, saydam hale gelmişim, incecikliğim bundan belki. kendimden bakarken ötemi görmek ama kıpırdayamamak bundan. bazen ne dediğimi bilmiyorum, genel olarak ne yaptığımı da. kendimi bir cenaze gibi taşıyorum omuzlarımda. güneşi yüzüne makyaj yapıp sürdüğüm küçük kız çocuğu. herkese saldırma tutkusu. herkesi anlama belası. kendini tutup da balkondan aşağı fırlatamama kahrı. hiçbir şeye yetmeyen daracık tahammül. küçülüp küçülüp sende dağılmak, sen ki hiçbir şey ben ki mavi poşete sığmış boşluk. ellerimde bir silah olsa kör karanlığa doğrulturdum, onun içindeki o hasta cenine. sakinleştiğim o anlar uğruna kaçıyor ve kaçıyorum. bak avucumda bir zehir taşıyorum, her sabah buz gibi suyla onu yüzüme çarpıyorum. avuntusuzum, avuntusuz. görmüyorum, duymuyorum ve o karın altında durmuş sokak lambasını izliyorum. nereye doğru bağırabilirsem oraya doğru, bana bunu neden yaptınız. kim var orada, sessizlik. içi benle dolu bir bardak boğazıma dayanmakta. ben burdan uzağa ve burdan derine dadanmakta
Hoş geldin Mayıs...
"Gelişinle kalbimizin iyileştiği, ruhumuzun sekinete eriştiği, hasta yanlarımızın şifa bulduğu, aradığını bulmuş olmanın huzuru, madden ve manen güçlendiğimiz günlerin çokluğu üzerimizden eksik olmasın. Bizi ve sevdiklerimizi sevgiyle, şifayla sarıp sarmala."
Dere kenarında bağırarak şarkı söylediği için hasta olan tek enayi ben olamam değil mi :(
Bu hava da hasta olmazsın beee kızım...
Yok böyle birşey bir boğaz ağrısı yutkunamıyorum. Kulağıma vuruyor . Kulak beynime ... 🤧🤕
Reklam
Doktorum bugün dedi ki: her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünen insanlar hasta olmaya mahkumdur, bir şeylerin daima dört dörtlük olmasını isteyen insanlar kendilerini eksik bırakır. Uzun süredir kendimi eksik bıraktığımı biliyordum ama bunu birinden duymak fazlasıyla acıttı.
Geçmiş tozdur, üfle gitsin..
Bu akşam yemeğini hazırlamak için, dünün çöp tenekesinin içinde malzeme arar mıydınız? Öyleyse yarının deneyimlerini yaratmak için dünün zihinsel çöp tenekesini karıştırmak niye? Geçmişte sizi üzen, yaralayan, kızdıran, hasta eden ne varsa bırakın gitsin! - Stefano D'Anna - Louise L. Hay
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.