Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Havva NUR ÖZGAN
Havva NUR ÖZGAN
@havvaozgan
İstanbul
20 okur puanı
Mart 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
İnsan Geleceğini Nasıl Kurar - İlber Ortaylı
‘’Kendine dünya kurmaya niyet edenlerin, kendini gerçekleştirmeye gayret edenlerin, kendini inşa edenlerin eğitim hayatı bitmez.’’
Söyleşi tarzında ilerleyen bir yapıt.
İlber Ortaylı bu kitabında birçok konuya değiniyor; İnsan, felsefe, din, toplum…
Kitabı genel olarak beğendim ama çok sevdiğimi de söyleyemeyeceğim. Soru cevap şeklinde ilerleyen kitap komut ağırlıklı ilerlemiyor daha çok yürünecek yolları gösteriyor bu da alışık olduğumuz kişisel gelişim kitaplarının dışında bir durum. Okurken "bunları zaten biliyorum" dedirten fakat uygulama konusunda eksiğimiz olduğunun da farkında vardıran bir kitap.
Türk toplumunun eksikliklerinden dem vurulmuş, sonlara doğru biraz tekrara düşülmüş sanki kitap uzatılsın diye çaba sarf edilmiş.
Kitabı okurken gittiğim yol doğru ama şu sıralar yönetim yanlış deyip durdum.
Son olarak kitaba noktayı koyan cümleyi burada paylaşmak isterim: "Umut etmek için, hayal kurmak için, iyi bir ömür yaşamak için hepinize gereken kendi kendinizi inşa etmenizi öğrenmektir. Hayat denen köprüden ancak bu şekilde geçebilirsiniz."
”Ne değerli oluyor elde edemediklerimiz. Bir kere de elde ettik mi, başka şeye yöneliyor tutku.”
Mutluluğun kaderimiz ve sahip olduklarımızdan yola çıkarak aslında kim olduğumuz ve bireysel çabalarımıza bağlı olduğunu 45 hayat kuralı ile anlatan akıcı ve bir o kadar da düşündürücü 45 sayfalık okunası bir eserdir “Mutlu Olma Sanatı.”
Kitaptaki herbir kuralı okurken “gerçekten böyle yapmışım” ya da “yapmamışım” diyebiliyorsunuz.
Hani derler ya “mutluluk içimizde” işte kitap tam olarak bunu bize hatırlatıyor.
Kitap bittiğinde; isteklerimi ve hayata bakış açımı değiştirebilsem her zaman ve her şartta mutlu olabileceğimin farkındalığını kazandım.
Farkındalık konusunda Schopenhauer bilgileriyle ve tecrübeleriyle kendimizi tanıma yolculuğumuza ışık tutuyor.
Zülfü Livaneli - Leyla’nın Evi
’’Hayat böyleydi işte, önceden planlanan biçimde ilerlemiyordu.’’
Zülfü Livaneli her kitabında olduğu gibi bu kitabında da birçok toplumsal olaya değinmiş. Güçlünün güçsüzü ezdiği, mal mülk için akla gelmeyecek düzenbazlıklar döndürdükleri. Merhametin yerini paranın gücün aldığı. Sonradan görme insanların nasıl aç gözlü ve tehlikeli olduğu gibi birçok insani özelliklerden bahsetmiş.
Leyla Hanım Osmanlı soyundan gelme bir ailede büyümüş asilzadedir. Savaş herkesin kaderini değiştirdiği gibi Leyla Hanım’ında hayatında dönüm noktası haline gelmiştir. Leyla Hanım bu yorumu okusa hanım dediğim için kızardı belki bana ama (kitabı okuyanlar anlar) o kadar kültürlü, görmüş geçirmiş birine hanım demekten başka bir kelime kullanamam. Leyla Hanım, zengin bir aile tarafından oturduğu evden apar topar çıkarılır ve tapusu kendisine ait olmasına rağmen buna bir çözüm bulamaz.
Günlerce sokakta kalan Leyla’nın hayatına Yusuf ve Roxy girer. Bir asilzade soyundan gelen Leyla Hanım evsiz kalmasıyla birlikte hayatının yeni dönemine başlar…
Genel olarak baktığımızda sonunu az çok kestirebilmemize rağmen yine de bunları okumak istiyoruz. Bu mutluluğa ihtiyacımız var çünkü.
Bende en çok etkisi olan alıntı ise şu söz:
"Her trajedi, küçük ve masum bir adımla başlar."
"Bir şey olmaz nasılsa" diye başladığımız bir çok şeyden sonrasında pişman oluruz çünkü.
Her daim attığımız adımların bilincinde olmak dileğiyle...
Okur Takip Önerileri
“Hiçbir şey insanı mutlu olmak kadar iyileştiremez ve bir başka insanı mutlu etmekten daha büyük mutluluk yoktur.”
Müthiş bir yapıt! Hikaye kusursuz bir sonla bitiyor. Akıcı ve dilinin sade olması nedeniyle okurken sıkılmayacağınız bir eser.
Kitabın giriş kısmı dikkat dağınıklığı yaşatsa da, Stefan Zweig olayları peşin sıra dizerek hikayenin su gibi akmasını sağlamaktadır.
Kitabın içeriğine kısaca değinecek olursam:
Yaşlı hristiyan bir ressam ve yıllarca içine kapanık, kimseyle iletişime geçmeyen yahudi bir genç kızın kiliseye yapılacak resim için bir araya gelmesi ve kızın bu süreçteki içsel değişimini anlatan güzel bir eser.
Okurken içten içe duyguları yaşıyorsunuz. Kitap okunmaya değer, tavsiye ediyorum.
‘’Etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız.”
Yeraltından Notlar, Dostoyevski’nin önemli eserlerinden biridir. Suç ve Ceza’dan sonra en önemli eseri diyebiliriz.
Yeraltından Notlar kitabı Dostoyevski ile tanıştığım ilk kitap oldu. Şunu söyleyebilirim ki kesinlikle son kitabı olmayacak.
İnsanın iç dünyasını ele alan, kendi kabuğuna çekilerek yaşamasını ve düşünmesini eserde görmekteyiz.
Yazarın kitapta kullandığı yeraltı metaforu ise insanın bilinçaltına, iç dünyasına ayna tutar niteliktedir. İç dünyamıza merdiven sarkıtan bu eser bizleri de o merdivenlerden inmeye zorlamaktadır.
Yazarın sarkıttığı bu merdivenleri kullanan ve gayet memnun olan biri olarak herkesin kitabı okumasını tavsiye ederim.
