En küçük bir edep belirtisi ya da en azından bir ağırbaşlılık bile kalmamış burada. Bu durumun nedeni, yalnızca, kalplerin kin tutup bozulması, asaletin kaybolması, dinin yıpranması, arsızlığın ortalığı kaplaması, düşüncenin ortadan kalkması, saygının yok olması, siyasetin bozulması, herkesin kötü ve ahlaksız şeyler yapmakla böbürlenir hale gelmesidir. Hayatıma yemin ederim ki, tavizsiz siyasetçilerin ve bilgisi ile [Allah'a] tapanların bulunmayışından, hayâ sahibi ve iyi ahlaklı kimselerin bozguna uğramasından, haksızlığın ve düşmanlığın insanlar arasındaki ilişkilerin temel hareket noktası olmasından dolayı dünyanın albenisi artmış ve geçimi sürdürmek son derece güç bir hale gelmiş olmasaydı, dünyanın iyi hali ve güzel gelenekleri hiçbir zaman ortadan kalkmayacaktı
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak ki hayâ ve iman birbirlerine bağlanmıştır. Onlardan biri kaldırıldığı zaman, diğeri de kaldırılır.”
(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak ki hayâ ve iman birbirlerine bağlanmıştır. Onlardan biri kaldırıldığı zaman, diğeri de kaldırılır.” (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
İsmet Özel’in çok sevdiğim bir şiiri şu dizelerle bitiyor: “Herkesin bir bahanesi var, senin yok / biraz bekleyebilirsin, daha sonra / burada kalamazsın, başa dönemezsin / ama dön / eve dön! şarkıya dön! kalbine dön! ...
Ev deyince hepimiz yanından dere akan, yaz kış bacası tüten o tek katlı yapıyı resmediyoruz hâlâ. Eski şarkılarımız yenileri
Beş tür tefekkür beş tür güzelliğe analık eder:
1. Allah'ın ayetlerini tefekkür ki, bundan Allah'ın birliği ve yakınlığı doğar.
2. Allah'ın nimetlerini tefekkür ki, bundan Allah sevgisi ve şükran doğar.
3. Allah'ın vaadini tefekkür ki, bundan ahirete rağbet doğar.
4. Allah'ın vaidini/cehenneme dair uyarılarını tefekkür ki, bundan Allah korkusu doğar.
5. Allah'ın ihsanlarıyla birlikte nefsinin kusurlarını tefekkür ki, bundan da hayâ doğar.
İnsana en çok şiir yakışıyor,
Sonra yeryüzüne yağmur,
Gökyüzüne mavi...
Ve en çok insana vefa yakışıyor,
Yüreğe sevda,
Gözlere haya...
Ve en çok yaşamak yakışıyor,
İnsanca, sevdaca, duruca
Belki yine gelirim, Ahmet Telli