❝
Sümer'de, Dilmun adında, saf, temiz, parlak Tanrıların yaşadığı bir ülke var.
Hastalık ve ölüm bilinmeyen yaşam ülkesi. Fakat orada su yok. Su Tanrısı,
Güneş Tanrısına yerden su çıkararak orasını tatlı su ile doldurmasını
söylüyor. Güneş Tanrısı söyleneni yapıyor. Böylece Dilmun meyve
bahçeleri, tarlaları ve çayırları ile Tanrıların bahçesi
“Sizin çiçekleriniz, bahçeleriniz, ağaçlarınız çok güzel olmalı. Yoksa bu renkler böyle güzel olmaz, onları dokuyan da böyle güzel bir bahçe hayal edemezdi.”
Elinin sırtını halının yönünce gezdirmeye devam etti. “Hem bu kadar ince ve bu kadar çok düğüm; onları dokuyan kör olmaz mı?”
Setterhan, Azamʼın gözlerini, o hayat bağışlayan tekinsiz iki kuyuyu düşündü. Pembe güllere dokundu. Kötürüm bir imayı aşıp da kelimeye dökülmemiş aşkın baharı ve bahçesi onun içindeydi haddizatında. Şu Piruz, asıl hayal sularının kendi içinde aktığını bir bilseydi. Böyle bir keder evinde bile nedensiz gülümsemek istedi Setterhan. Aşk olunca en çok da ölüm hükmünü kaybediyor ve insan kendisini ölümsüz zannediyordu. Bu ölümsüzlük vehminin verdiği geniş cesaretle, gözleri bir noktaya dikilmiş:
“Kör değiller ama insanı kör edebilirler”dedi. Sonra söylediğinden pişman oldu. Tebessümünün geri kalanını içinde bıraktı. Aşk bir yandan anlatmak ihtiyacındaydı ama diğer yandan kıskançtı. Üstelik sirayet etmesi kaçınılmazdı.
Şimdi şu eski koltuklarda oturuyorum ve gücümün yettiğince tefekkür ediyorum… Herkes geleceğe doğru hayal kurar; bense geçmişe doğru… Bir bahçeye yolculuk yapıyorum… Manolyalar , frenk üzümleri, yıldız çiçekleri, çimenler; tam bir cennet bahçesi… Bir zamanlar, yani çocukluğumda öyle bir bahçenin ortasındaydım; ama o nimetin o günlerde şükrünü eda edebilme hassasiyetine sahip değildim. Şimdiki halimle; aklım ve gönlümle o güzel bahçeye dönüyorum… Çimenlerin üzerine seccademi serip şükür namazı kılıyorum. Bu benim geçmişe doğru yolculuğum, geçmişe dönük hayalim.
“Kartallar uçar mı bir harâbeden
Köprülerden benim yârim geçer mi
Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem
Taşırsın yeryüzüne ebedî tohumları
Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum
Avuçlayıp öpüyorum kumları
Bir karadelikten bakarken hayat
Meydan okuyanlar kim bu serâba
Söyle bana hindiba
Sen nasıl bu kadar ceylan koşması
Sen nasıl bu kadar yollar
Bazen geçmişi geride bırakabilmek gerekiyor. Kendi kendine yetmeyi öğrenmek gerekiyor. Yaralarının iyileşeceğine inanmayı öğrenmek gerekiyor. Ne kadar güzel seversen sev olmaz bazen ve ancak bu kadar güzel olmayabilir bazı şeyler. Duaların kabul olmuyormuş gibi gelir,kalbinin yorgunluğuyla ağlayarak uyuyakaldığın geceler... Rabbin seni unutmadı, gördü,duydu. Sadece sen bir dal çiçek istiyordun o çiçek bahçesi hazırlıyordu. Bazı şeyler hayal edemediğiniz kadar güzel olur. Allah'a güvenin. Rabbim bizi güzel bir kalp, o kalpte muhabbet ve iman, iki cihan saadeti versin inşallah 🩵