Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hazret-i Mevlânâ buyurur: "Aklım kalbimin kulağına eğildi ve sordu: «-Din nedir?» Kalbim şu cevabı verdi: «-Din, edepten ibarettir.»
Sayfa 82 - Kampanya KitaplarıKitabı okudu
Günün adamı olmaya çalışma. Hakîkatin adamı olmaya çalış. Çünkü gün değişir, hakîkat değişmez. ▪︎ Hazret-i Mevlânâ
Reklam
Artık velîlerin ahvâline, hayatlarına ve düşüncelerine ait elime ne geçerse okumaktayım. Bu arada Celâl Bey'in berber dükkânında sıramı beklerken o da bana, Hazret-i Mevlânâ hakkında Ziya Şakir'in ve Abdülbâkî Gölpınarlı'nın kitaplarını yüksek sesle okuturdu. Mevlânâ' nın hayatı ne kadar ilgimi çekmiş, bana ne ilhâmlar vermişti! Ama, gene de, bunların hiç biri beni tatmin etmiyordu. Bu rivâyetlerin merâkımı tahrik etmede olumlu bir yanı olduğunu kabûl etmekle beraber, kısa zamanda, bunlara dayanarak hiç bir mânevî olgunluğa erişilemeyeceğini ve mutlaka kâmil bir mürşidin insanın elinden tutarak onu sabırla yetiştirmesi gerektiğini idrak ettim. Ama öyle bir zât neredeydi? Farz-ı muhâl, böyle bir zât karşıma çıkmış olsaydı acaba ben onun eğitimine lâyık mıydım? Böyle bir yeteneğim var mıydı? Bu zâtın bana vereceği eğitimi acaba hazmedebilecek miydim?
NUR RİSALELERİNDE İTİKADİ MESELELER
ÖLÜLERİN TASARRUFU "Özellikle, Allah adamı Hz. Abdülkadir, Gavs-ı A'zam, "ol" der "olur" dairesinin kutbu..."(1) "Hazret-i Mevlânâ (Halid-i Bağdadi) (K.S.) Hindistan'dan Tarik-ı Nakşîyi (Nakşi tarikatını) getirdiği vakit, Bağdat dairesi, Şah-ı Geylânî'nin (K.S.) ba'delmemat (ölümünden
Sayfa 477Kitabı okudu
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ne olursan ol gel
Tasavvufun esası, insanın kendini (aczini, zavallılığını) tanımasıdır. Tasavvuf, sırf Allah sevgisi, yüce [ulvi] aşk esası üzerine kurulmuştur. Buna da ancak, Muhammed aleyhisselama uymakla kavuşulabilir. Kur’an-ı kerimde beyan buyurulduğu gibi, Allahü teâlâ, insanın kalbine tecelli eder. Fakat, bu tecelli yalnız Allahü teâlânın sıfatlarının tecellisidir. Akıl ile alakası yoktur. Tasavvuf ehli, Allahü teâlânın tecellisini kalbinde duyar. Onun için tasavvuf ehline ölüm bir felaket değil, güzel ve tatlı bir şeydir. Tasavvuf ehlinden Mevlana Celaleddin-i Rumi, ölüme, Şeb-i arus = Düğün gecesi adını vermiştir. Tasavvufta, keder ve ümitsizlik yoktur. Yalnız sevgi ve tecelliler vardır. Hazret-i Mevlana, (Gel, gel, her kim olursan ol gel, müşrik, mecusi, puta tapan da olsan gel! Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir. Tevbeni yüz defa bozmuş olsan da, gel) diyor.
Tasavvufun Esasları Adabul Müridin
Tasavvufun Esasları Adabul MüridinAbdülkadir Geylani · Bahar Yayınları · 20169 okunma
Reklam
BİR AVUÇ İNANAN İNSANLAR İNSANLIĞA ÖRNEKTİR .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Uzun Bir Gecenin Ardından Dakyanustan Allah 'u Teâlaya Kaçan Gençler Ashab-ı Kehf Kıssası Ashâb-ı Kehf, putperest bir hükümdar olan Dakyanus devrinde Tarsus’da yaşamış, îman ve tevhîd mücâdelesi vermiş olan sâlih gençlerdir. Zalim kral Dakyanus'un Ashâb-ı Kehf'e karşı sunmuş olduğu puta tapma teklifine karşı
Hazret-i Mevlânâ buyurur: Teni aşırı besleyip geliştirmeye bakma! Çünkü o, sonunda toprağa verilecek bir kurbandır. Sen gönlünü feyz pınarlarından doldurmağa bak. Yücelere gidecek ve şereflenecek olan odur.
Hazret-i Mevlânâ buyurur: "Fânîlerin aşkı bâkî değildir. Mevtâlar tekrar bize dönmezler. Dâimâ yaşayanların aşkı ise, her dakîka goncadan daha taze ve daha latîftir. Sen bunu bil de fânî aşklara kanıp sarhoş olup erime! Bütün peygamberlerin, velilerin kudret seâdet buldukları o gerçek aşkı seç! Çünkü bâkî olanın aşkı seni gerçek mâşuka âşık eyler. Gerçek aşkın yerini işgal eden her fânî aşk, kalbin muhabbetullâha yükselmesinde bir nevî merhale olmadıkça merdûddur. Zîrâ kalbi Leyla'ya takılıp kalan, Mevlâʼya ulaşamaz ve sükûn bulamaz."
İnsan, beyinle ve yürekle sevmemeli, çünkü yürek durur, beyin unutur. Ruhla sevmeli; ruh ne durur, ne unutur, ne de ölür. (Hazret-i Mevlana)
Reklam
AHMAKTAN KAÇIYORUM
Hazret-i Îsâ, sanki kendisini bir aslan kovalıyormuş gibi canhıraş bir şekilde kaçmaktadır. Adamın biri, bu hâle hayret ederek ardından koşar ve seslenir: “–Hayrola, ürkütülmüş bir kuş gibi çırpına çırpına niçin ve nereye kaçıyorsun? Arkanda kimse yok ki!” der. Îsâ -aleyhisselâm- o kadar hızlı koşmaktadır ki, acelesinden adamın suâline cevap
Hazret-i Mevlânâ -kuddise sirruh- der ki: “Bedenine yağlı ballı şeyleri az ver. Çünkü tenini besle­yen, nefsânî arzulara düşüyor ve sonunda rezîl olup gidiyor.” “Ruha manevî gıdalar ver. Olgun düşünüş, ince anlayış ve rûhî gıdalar sun da, gideceği yere; ukbâ âlemine güçlü, kuvvetli gitsin!”
Hazret-i Mevlana, dünya esaretinden kurtulup ebedi saadete kavuşmanın yolunu şöyle gösterir: "Mala mülke fazla sarılma ki, vakti gelince kolayca bırakabilesin! Hem kolayca verip gidesin, hem de sevap kazanasın! Sen, seni sımsıkı tutana sarıl ki, Evvel de O'dur, Ahir de O' dur." " İnsanların çoğu bedenlerinin ölümünden korkarlar . Asıl korkulması gereken husus kalplerin ölümüdür ."
Sayfa 122 - Otto YayınlarıKitabı okudu
319 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
- Cömertlik ve yardım etme konusunda akarsu gibi ol - Şefkat ve merhamette güneş gibi ol - Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol - Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol - Tevazu ve alçakgönüllükte toprak gibi ol - Hoşgörülülükte deniz gibi ol - Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol
Hazret-i Mevlana'nın Gönül Deryasında
Hazret-i Mevlana'nın Gönül DeryasındaOsman Nuri Topbaş · Yüzakı Yayıncılık · 07 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.