And olsunki size kendi içinizden öyle izzetli bir peygamber geldi ki, sıkıntıya düşmeniz O'na çok ağır gelir. Müminlere karşı Rauf (cidden şefkatli) ve Rahim(son derece merhametli) dir.
Bir hadis-i şeriflerinde de:
" Size kimin cehennemden cehennemin de o kimseden uzak olduğunu söyleyeyim mi? " diye sual ettikten sonra:
" O kimseler nazik, müşfik, merhametli, cana yakın ve yumuşak olanlardır." buyurdu.
Bizleri bir müddet karnında sonra kollarında ölünceye kadar da kalplerinde taşıyan böyle gerçek annelere sevgi ve saygı hususunda onlara denk olacak başka bir varlık yaratılmamıştır.
Peygamber(Sav):
"Merhamet edenlere Rahman olan Allah Teala merhamet buyurur. Yeryüzündekilere şefkat ve merhamet gösterinizki gökyüzündekiler de size merhamet etsin." buyurdu.
Nur Risaleleri'nde Hristiyan ve Müslümanların ittifakına (!) Said Nursî tarafından Mehdî (a.s.) de iştirak ettirilmiş ve bu ittifakın programı olan Risale-i Nur'u Mehdî'nin neşir ve tatbik edeceği de iddia edilmiştir:
"...sonra gelecek o mübarek zat (Mehdi), Risale-i Nur'u bir programı olarak neşr ve tatbik
"Şiddet-i şefkat ve rikkatten (acımaktan), bu kışın şiddetli soğuğuyla beraber mânevî ve şiddetli bir soğuk ve musibet-i beşeriyeden bîçârelere gelen felaketler, heläketler, sefaletler, açlıklar, şiddetle rikkatime dokundu. Birden ihtar edildi ki: Böyle musibetlerde kâfir de olsa hakkında bir nevi merhamet ve mükâfat vardır ki, o
Bir zaman, Resûl-i Ekrem (Aleyhissalâtü Vesselâm) Hazret-i Ömer Radıyallahu Anh'a yahudi çocukları içinde birisini gösterdi. "İşte sureti!" dedi. Hazret-i Ömer (Radıyallahu Anh), "Öyle ise ben bunu öldüreceğim." dedi. Ferman etti: "Eğer bu Süfyan ve İslâm Deccalı olsa, sen öldüremezsin; eğer o olmazsa, onun suretiyle
HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK
Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi.
Bilmez ki sorsun, bilse sorardı.
Atasözü
"Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1)
"Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
Nurşin'de bir müddet kaldıktan sonra Hizan'a döndü. Sonra medrese hayatını terkederek pederinin yanına geldi ve bahara kadar evde kaldı. O sırada şöyle bir rüya görür:
Kıyamet kopmuş, kâinat yeniden dirilmiş. Molla Said, Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmı nasıl ziyaret edebileceğini düşünür. Nihayet sırat köprü sünün başına gidip durmak
Peygamber Efendimiz aleyhisselam dünyayı şereflendirmeden önce bütün alem, mânevi yönden müthiş bir karanlık içinde idi. İnsanlar, son derece bedbaht bir cehâlet bataklığında boğulmaktaydılar. İnsanlık, şeref ve haysiyetini yitirmişti. İnsanların vahşet ve zulmünden, hayvanlar bile iyice bunalmıştı. Hayat yaşanmaz hale gelmişti. Alem mahzûn, varlıklar mağmûm, gönüller muzdaripti. Zayıf ve güçsüzler gülmeyi unutmuştu. Yaşama hakkı güçlülere âitti. Mehmed Âkif'in ifadesi ile:
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Güçsüz mü bir insan, onu kardeşleri yerdi.
Sayfa 66 - Erkam Yayınları, İstanbul, 2023.Kitabı okuyor
Ya Rabbi! Bizleri canlı bir Kur’an halinde İslam’ı yaşayan peygamber aşıklarından eyle! Allah ve Rasulü’nün muhabbetini, ebedi saadet sermayemiz kıl! Amin..