insan ruhunun yarası dikiş tutmaz.. aynı zamanda ruhun yarası,bedeninkinden daha etkilidir,daha ısdırap verici. bu acı o kadar güçlüdür ki, insan başka dünyalara dönüp bakamaz bile.
isterse bile yapamaz bunu..
hayvanları gerçekten de çok seviyorum. hepsini, her türünü. en acımasızı bile insandan daha zararsız. İnsandan daha içten, daha masum ve daha az yıkıcı. onlara yakın olmak her zaman mutlu etmiştir beni.
dünya kadına, erkeklere dediği gibi “ yazmayı seçersen yaz, benim için fark etmez “ demedi. dünya kahkahalara boğularak şunu dedi: “ yazmak mı? senin yazmandan ne çıkar?
kim suçluyor beni? pek çok kişi, kuşkusuz, ve benim için huysuz diyecekler. elimde değildi: huzursuzluk doğamda vardı, bazen altüst oluyor, acı çekiyordum..
Anlaşılmamak korkusuna gelince: bir edebiyatçının meseleleri de -günlük yaşantının nakledilmesi dışında- halk için, bir matematikçinin denklemleri kadar, belki de daha soyut kalır.
hayatın koordinatları deyiminden kısaca şunu anlıyoruz: bir insanın, belirli bir zamanda, belirli bir yerde ve belirli şartlar altında ne yapmış olduğunu bilirsek bu bilinenlerle, yani hareket ve zaman boyutlarının önceden tesbitiyle, bu verilere dayanarak yazılan ve sabit katsayıları, o insanın tayin edilmiş özellikleriyle belirlenen denklemlerin, zaman değişkenine göre çizilen eğrileri, bize o insanın ilerde ne gibi şartlar altında ne yapacağını gösterir.şimdiye kadar yaptığım incelemeler, dokuz bilinmeyenli, yani dokuz ek- senli bir sistemde bir insanın bütün hayatının denkleminin yazılabileceği ve buna istinaden de, hayatın koordinatları metoduyla varlığının ifade edilebileceği merkezindedir.böylece, insan hayatına ait bütün meselelerin önceden, yani yaşanmadan, çözülebilmesi imkân dahiline giriyor.