Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hatun

Hatun
@hekimmoglu_
Okuduğumuz her şeyin bir parçasıyız.
Ankara
80 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Hatun yorumladı.
Elini kavrayan o incecik, küçük elin dokunuşuyla birlikte Marilla'nın kalbi sıcak ve hoş bir duyguyla doldu, taştı -belki de hiç tatmadığı o annelik duygusu içinde kıpraşıyordu. Bu hislerin alışılmamışlığı ve tatlılığı onu rahatsız etti. Hislerini eski sakinliğine kavuşturmak için acele etti.
Sayfa 92 - Venedik YayınlarıKitabı okudu
Hatun okurunun profil resmi
Dizisi de ayrı bir macera... Bir çırpıda izledim ama kitabını hiç okumadım. İzlemediysen kitabı bitirdikten sonra kesinlikle izlemeni öneririm. Hele o Gilbertın Anne'yi gizli gizli süzmesi falan ayrı bi heyecan :D
Kitaptan Dünyam okurunun profil resmi
Evet evet ben izlemedim ama duymuştum. Kitabını bitirir bitirmez izleyeceğim. Daha çok heyecanlandıım :) çook teşekkür ederim gerçekten 🙏🏼
Reklam
Hatun yorumladı.
Doksan bin insanı Allahu Ekber Dağları’nda öldüren Enver Paşa, ardında bıraktığı ölüleri unutup İstanbul’a döndü ve yaşanan Sarıkamış faciasıyla ilgili her türlü yayını, hatta konuşmayı yasakladı, kimse askerlik tarihinin en büyük felaketlerinden biri hakkında konuşmadı, kimse Enver Paşa’ya hesap soramadı. O insanların adı şehit defterine yazıldı ve Enver Paşa yeni insanları yeni savaşlarda öldürmeye devam etti. Herhangi bir ülkede böyle bir felakete neden olan komutan görevinden derhal azledilir, hatta askeri mahkemede yargılanırdı. Bu olmadı. Çünkü Enver Paşa, yalnızca bir general değildi, o, siyasi iktidarı ele geçirmiş bir generaldi, doksan bin ölünün hesabını hiçbir zaman vermedi. Allahu EkberDağları’ndaki ölüm sessizliği bugün bile sürer bu ülkede, Birinci Dünya Savaşı’ndaki bütün çatışmalarla ilgili belge bulabilirsiniz ama Sarıkamış faciasıyla ilgili resmi belgeleri bulmak hâlâ çok zordur. Sarıkamış’ın ölümcül gölgesi bu ülkenin üstünden hiç kalkmadı. Siyasi iktidarı ele geçiren generallerin askeri yetenekleri hiç sorgulanmadı, yapılan hatalar hiç halkın huzurunda konuşulamadı. Bu ülkeyle ilgili askeri gerçekler bütün dünya tarafından bilindiği halde, bu ülkede yaşayanlar tarafından bilinemedi.
Hatun okurunun profil resmi
Canım ben senin okuduğun kitaba laf atmıyorum ama gerçekten tarih okumak istiyorsan böyle tarih bilgisi düşük insanların yazdığı düşüncelere aldanma bir zahmet. Git araştır ondan sonra alıntı yap. Sen böyle yanlış alıntı yaparsan sonra bir başka biri yanlış alıntı yaparsa ee sonucunda hiç kimse Türkiye'nin tarihini gerçek şekilde öğrenemez ve tarih bilgimiz düşük olur insanların beyinlerine de yanlış bilgiler aktarmış oluruz.
Hatun yorumladı.
Türkiye'deki Akademik Ortam
Almanlar dağların zirvelerinde araştırma yapıyorlardı. Çok şaşırmıştım. Biz ise ülke olarak hiçbir şey yapmıyorduk. Türk araştırmacılar ise sadece turist gibi geziler düzenliyor, şehirlerde keyif çatıyordu. Oturdukları yerden bilgi üretiyordu.
Hatun okurunun profil resmi
Ne yazık ki...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hatun yorumladı.
Hayattaki en tehlikeli şey, gerçekleşmemiş hayallerdir.
Hatun okurunun profil resmi
Ve o hayaller bizi de yer bitirir 😁
Hatun bir yorumu yanıtladı.
Aristoteles
Güzelliğin doğası nedir? Gerçeğin veya bilginin doğası nedir? Dünyadaki şeylerle deneyimimiz, onların " gerçekte " ne olduğuna dair bize neyi anlatır? Aristoteles de bu felsefi soruların birçoğuna kafa yordu ama bu soruları " bilimsel" diyebileceğimiz bir şekilde yanıtlama eğilimi gösterdi. O da Platon gibi bir filozoftu ama " bilim insanı" olarak nitelendirebileceğimiz bir doğa filozofuydu. Felsefenin onu en çok heyecanlandıran dalı, mantıktı; nasıl daha net düşünebileceğimiz sorusunun yanıtını aradı. Yerde ve gökte kendi dünyasıyla meşgul oldu ve doğal şeylerin nasıl değiştiğini düşündü.
Explorateur okurunun profil resmi
Nitekim de bugünkü bilimin hipotez ve gözleme dayalı temel felsefesini oluşturdu sevgilim:))))
Hatun okurunun profil resmi
Öyle zaten amaç burada Aristotelesin doğa bilimcisi olduğunu söylüyor şimdiki bilimle Aristotelesin uyguladığı bilim de aynı şey ikisinde de araştırmak gözlemlemek var fakat sadece şuanki dönemde teknoloji ileri bir seviyede kullanılıyor.
Reklam
Hatun bir yorumu yanıtladı.
Milliyetçilik Ve Militarizm
Milliyetçilik ve militarizm son iki yüzyılın kaderini tayin etmiş, bunu yaparken de birbirlerini tamamlamış, içiçe geçmiş ideolojiler. Bu yazının amacı milliyetçilik-militarizm ilişkisine eğitim ekseninden bakmak ve Türkiye'deki Milli Güvenlik Dersi'nin bu ilişkiye katkıları üzerinde durmak. Milliyetçilik tartışmaları, hem Türkiye'de hem dünyada, hayli geniş bir akademik alana yayılmışken aynı şeyi militarizm için söylemek mümkün değil. Bu durum, bir yandan bazı toplumsal süreçleri tanımlamamızı engellerken, bir yandan da militarizmin yaygınlaşmasına ve normalsenmesine dolaylı bir katkı sağlıyor. Militarizm derken neden bahsediyoruz? Milliyetçilik gibi militarizm de modern bir kavram, Avrupa tarihçisi Michael Howard militarizm, '' askeri alt kültüre ait değerlerin toplumun egemen değerleri olarak algılanması'' şeklinde tanımlıyor. Nedir bu değerler? Ne zaman ve hangi durumlarda egemen değerler haline gelirler? Bu soruların cevabı, şüphesiz, tarihsel olarak ve toplumdan topluma değişecektir. Militarizm kalıcı bir ideoloji ve yapılanma olarak görmek yanlış olur. Toplumlar belirli dönemlerde militarize oldukları dönemlerde demilitarize olabilirler. Bu yazıda, militarizmi bir toplumun, bir bireyin veya ordu dışında bir kurumun kendisini sivil değerlerle değil, askeri değerlerle tanımlaması, ve sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik pratiklerini bu değerler etrafında örmesi; militarizasyonu ise militarist bakış açısının hayata geçme ve yaygınlaşma süreci olarak ele alacağım. kısacası militarizm bir bakış açısı ve ideoloji, militarizasyon ise toplumsal bir süreç olarak değerlendirilecek.
Explorateur okurunun profil resmi
Hmm canım sosyoloji yazısı olmuş sanki ;)))
33 öğeden 1 ile 5 arasındakiler gösteriliyor.