Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mısır'ın Altı Gün Savaşı'nda askerî gücü
Mısır'ın askeri gücü hakkında verilen rakamlar 300.000- 310.000'dir. Bunun 120.000 kadarını Milli Muhafızlar ve ihtiyatlar teşkil etmekteydi. Geri kalan kısım gerçek savaş yapabilecek bir güç olmakla beraber, bunun da 30.000 kadarı o sırada Yemen'de bulunuyordu. Savaş çıktığında Mısır'da 400-500 kadar Sovyet askeri uzmanı vardı. Mısır zırhlı kuvvetleri, esas itibarıyla Sovyet yapısı (T-34, T-54 ve T-54B gibi) 1.300 kadar tanka sahip bulunmaktaydı. Hava Kuvvetleri ise, 100 tanesi avcı-bombardıman olmak üzere 360 kadar uçaktan meydana geliyordu. Bu uçakların 55 tanesi Sukhoi-7, 163 tanesi MiG-21, 40 tanesi MiG-19 idi ki, bunların hepsi sesten hızlı uçaklardı.
hiç böyle ummamıştım. hayallerim vardı benim, umutlarım, gözlerimde hiç sönmeyecek gibi parlayan ışıltılar ve en önemlisi de kalbimi parçalayacak kadar sevgim. şimdi hepsi beni terk etti. sen gidince hepsi gitti. bir tek kalbimi her gün sızlatan sevgim kaldı. hayatın toz pembe olmadığını; bazen hayallerin, umutların, mutluluğun hiçbir önemi olmayacağını anladım. ama biliyor musun insan sevince, çok sevince baska bir ihtimale ihtiyaç duymuyor. onun için tek bir ihtimal oluyor her zaman ve o ihtimalin peşinden sonuna kadar koşuyor. tesadüfen olan bir bakışmanın bile günlerini hatta haftalarını nasıl değiştirdiğini fark edince yenildim diyor. ben bu sefer yenildim. bu öyle bir yenilmek ki en büyük zaferlerden daha çok mutlu ediyor. ama bu mutluluk git gide yerini acılara bırakıyor. o yoldan dönüş olmadığını çok geç fark ediyorsun. gözlerini ışıl ışıl parlatan için dünyalara karşına alıyorsun ama o karşına aldığın dünya başına yıkılıyor. bütün hayallerin, umutların tek tek yok oluyor. gözlerinde birer mezarlık oluşuyor yavaş yavaş. insan çok sevince çok çabuk kaybediyor. çok çabuk yeniliyor. ve bir daha ayağa kalkamıyor…
Reklam
canım çok yanıyor, keşke geri gelebileceğin bir yol olsa. ellerim titriyor bak, tutsan geçer biliyorsun. bana nefes almak bile zor geliyor sen yokken. çok özledim, içimde git gide yok oluyorsun hissediyorum. benim en canımı yakan da bu aslında. seni unutuyorum ve elimden hiçbir şey gelmiyor. sesini, yüzünü, kokunu ve gülüşünü unutacağım diye çok korkuyorum. belki böyle olması gerekiyordur, bilmiyorum. sana olan sevgimi keşke anlatabilsem ama daha benim aklım almıyor seni bu kadar sevmemi. yemin ederim çok özledim, ben seni her zaman beklerim ama geri gelmezsin biliyorum. gelsen de affederim. çok canımı yaktın ama sarılsak hepsi geçer gibi.
256 syf.
10/10 puan verdi
Bir kişisel gelişim yazarının hayatını okuyoruz ama ne hayat. Yazar öyle bir kurguyla yazmış ki anlatamam zekice bir kurgu. Bu zeka ötesi bir yazım dili ile büyülüyor, esir alıyor kitap okuyucuyu. Karakterimiz çok ünlü birisi konferansta konuşma yaparken bir kopuş yaşıyor. Ama bunu kendi söylüyor Doktorlar değil gözünü bir açıyor ki kablolarla
Ötekiler
ÖtekilerEmre Timur · Az Kitap · 2019303 okunma
384 syf.
·
Puan vermedi
Kazanırsak Kaybederiz ilk kitabın sonuyla çok merak ettirici bir şekilde bitmişti ve neler olacağını çok merak ediyordum. Öncelikle söylemeliyim ki kitap inanılmaz akıcıydı! Öyle ki yaklaşık 6 saatte hiç ara vermeden okuyup bitirdim. Hem okuması oldukça keyifli hem de heyecanlıydı. Bu kitap ilk kitaptan kesinlikle kat kat daha iyiydi. Özellikle
Kazanırsak Kaybederiz : Yazıyor...
Kazanırsak Kaybederiz : Yazıyor...Zeynep Sey · Martı Yayınları · 2022645 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Yazık Oldu Bay Goriot'a...
Hırslarımız mı bizi ayakta tutan ,yargılarımız mı yoksa sevgimiz mi? Hepsi de birbirinden farklı ama oldukça bağlantılı şeyler. Bazen bir insanı yüreğinin sertliği ayakta tutar bazen de tam tersi olarak yüreğinin yumuşaklığı. Bazen nefret üstlenir bu görevi bazen de sevgi… Balzac tam da bu konuları eksenine alarak zekice ve insanın iç dünyasını ayrıntılı bir şekilde irdeleyen bir eser kaleme almış. Hırs , ihtiras ,nefret, küçümseme, karşılıksız bir şekilde beslenen ve her gramı ile fiile dönüşen bir sevgi… Birkaç karaktere oturtulmuş kocaman bir toplumun içsel özeti.
Goriot Baba
Goriot Baba
ortalama uzunlukta bir kitap. Dili sade ve yormayan bir üsluba sahip. Kitap genel olarak insan ve toplum psikolojisini temele alarak birkaç dizi olay ekseninde birkaç karakterin bakışı ile dizayn edilmiş. Kitapta her karakter ayrı bir hikaye ayrı bir rol ve ayrı temsiliyetle can buluyor. Ön yargılar, pragmatizm ve hayal kırıklığı üçlemesi sahnelenmiş bir oyunu izliyoruz kitap boyunca. Sayfalar çevrildikçe hayatın ne kadar acımasız ve umursamaz olduğunu insanların ise ne kadar nankör olabileceği konusunda bir daha aydınlanıyoruz. Okurken sıkılmadığım ve verilen mesajlar itibari ile sevdiğim bir kitap oldu. Okuyun ve anlamaya çalışın(:
Goriot Baba
Goriot BabaHonore de Balzac · Can Yayınları · 201714,9bin okunma
Reklam
*Devlet gazetesi, Devletten Millete YAYIN DÖNEMLERİ: NİSAN 1969-AĞUSTOS 1971 (1-124 SAYILAR) Devlet gazetesinin yayın devrelerini incelediğimizde; çıkmaya başladığı Nisan 1969 ile Ağustos 1971 yılları arasını ayrı bir dönem olarak ele almamız gerekmektedir. Gazete, başlangıçta Ankara'da Atatürk Bulvarı üzerinde bir büroda çıkmaya
Cumartesi Günleri Sohbetleri: Devlet gazetesinin bürosunun olduğu KÜBİTEM'in sohbet bakımindan en canlı olduğu zaman cumartesi günü öğleden sonralarıydı. O yıllarda cumartesi günleri yarım gün mesai yapılırdı. Okulundan çıkan öğretim üyesi, öğretmen, öğrenci ile bürokratlar KÜBİTEM’e uğrarlar ve birer sohbet halkası oluştururlardı. Bunlar:
GAZETENİN BİR HAFTASI: KÜBİTEM için tutulan daire Devlet gazetesinin en lüks bürolarından birisi idi. Apartmanın girişi Bayındır sokaktandı ama salonu Meşrutiyet caddesine bakardı. Üç oda ve bir salondan oluşan büronun bir odası sırf Dündar Taşer'e tahsis edilmişti. Dündar Taşer misafirlerini burada karşılar görüşür, sohbetlerini burada
Kar yağmadan önce hava buz gibi oluyor da yağarken neden ılık oluyor ?
Bunun sebebi, su buharının kar taneleri- ne dönüşürken, yani donarken dışarıya ısı vermesidir. Su buharı yeryüzüne düşmeden önce aşırı soğuyarak kar tanesine dönüşür. Yeryüzüne düşerken de o hepsi birbirinden farklı kar taneleri dışarıya ısı verir. Karlar erimeye başlarken güneş açmış olsa dahi, hava soğumaya başlar. Bunun nedení de buzların erirken dışarıdan ısı almasıdır. Kainattaki dengeye hayran kalmamak, şaşırmamak elde değil. Bu güzellikleri yaratan Rabbimize ne kadar şükretsek az. Yarattığı her şeyde bir hikmet gizli. Bir an önce lapa lapa yağan karları seyrederek tefekkür edebilmek dileğiyle.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.