50 katlık bir binadan düşen adamın hikayesini biliyor musun? her katta kendini rahatlatmak için şunu demiş:
“Buraya kadar her şey yolunda, buraya kadar her şey yolunda…”
sanki bizi anlatıyor gibi.
önemli olan düşüş değil, yere çarpıştır.
~ La Haine
Ruhun gerçek özgürlüğünü arayıp bul ; çünkü gerçek özgürlüğün olduğu yerde huzur vardır, huzurun olduğu yerde de sevgi vardır ve tüm kapıları açan sevgidir.
Sevginin olduğu yerde eleştirme, kınama ve yargılama yoktur ; çünkü bilir ve anlarsın ki her şey Bende ve Benim sevgimde birdir.
İnsanlık ailesinin ve her şeyin Benim suretimde ve benzeyişimde yaratıldığını görüp, anlarsın. Meselenin dışından özüne varırsın ; orada ayrılık yoktur ve her şey tam bir birlik içerisinde birbiriyle karışıp kaynaşır.
Herkesin ve her şeyin içindeki en iyi olanı görürsün. Sen kendi içinde mükemmel bir huzura sahip olduğunda, artık başkalarını değiştirmeye çalışarak vaktini harcamazsın.
Sadece var olmayı öğrenirsin ve varoluşta sen, tüm yaşamla birlik kavramını yaratırsın,huzur ve sevgi en yüce şekilde hüküm sürer...
Okurken çok büyük etkisinde kaldığım bir kitaptı. 12 Şubat 1993'te yaşanan o korkunç olaydan başlayıp nerdeyse günümüze kadar geçen sürede yaşanan mahkeme süreçlerini, James'in kaybının ailede yarattığı hasarı ve annenin kendi duygularını içtenlikle yazdığı bir kitap. Her sayfada Denise'in acısını ben de yaşadım denebilir. Ayrıca sistemin ne kadar eksik olduğunu da anlatıyor bu kitap. Fikrimce James'in ölümü asla bilinçsizce yapılmamıştı. 10 yaşında iki çocuk alt tarafı, diyip cezasını hafifletmek hatta onları kurbanın ailesinden bile üstün tutmak adaletten ne kadar yoksun olduğumuzu gösteriyor.
True crime'a ilgi duyuyorsanız kesinlikle sıkılmadan okuyacağınız bir kitap. Başlarken tereddüt etmiştim ama sıkılmadan okudum.