Bazen gece olur TUTUNAMAYANLAR’a tutunuruz.Sonra birden
BİLGE’nin bilgisizliği,SEVGİ’nin sevgisizliği gelir aklımıza.Halbuki ne çok insan böyledir …
KORKUYU BEKLERKEN ki hallerimizin ardından sonunda
“ insanlar beni dinlemiyorsa yani istediğim gibi dinlemiyorsa GÜNLÜK tutmaktan başka çare kalmıyor .“
deyişimizin ardındaki EYLEMBİLİMimiz.
OYUNLARLA YAŞARKEN,BİR BİLİM ADAMININ romanını okurken,
“ Her şeye yeniden başlamak da mümkün değildi.
İstesem de mümkün değildi.
Nerede kaldığımı unuttuğuma göre,baştan başlamak için de bir takım yetenekler gerekliydi;
daha talihli doğmuş olmak gerekliydi mesela.
Yeni bir dil öğrenebilmek için, hiç dil bilmemek gerekliydi.”
deriz …
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
İnsan, son birkaç yüzyılda bilimsel ve teknolojik açıdan muazzam işler yaparak hem hayatını birçok açıdan kolaylaştırdı hem de evrene bakışını kökünden değiştirdi. Oldum olası istediği ölümsüzlüğe belki ulaşmadı ancak yaşam süresini eskilere nazaran oldukça yukarıya taşıdı. Eskiden bir insanın dünyası, yaşadığı köyüyle sınırlıyken şimdi aynı