Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gece
Bazen de her şeye rağmen; Ben Müslümansam yaparım! Benim yanımda Allah var! diyebilmeli insan...
Sayfa 136Kitabı okudu
"Bu geceden itibaren.... Her şeye yeniden başlıyoruz. -Yeniden? -Evet. Alp i dinlerken gözümün önünde gerçekleşen hayali izledim. Onu ilk ben sevmiştim. Neyse ki... Ardimdan gelmisti."
Sayfa 239Kitabı okudu
Reklam
Eger hayata bir faydan olmazsa; bil ki sen, o hayatta fazlalıksın!"
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla O'nun yardımı ile yeniden başlıyoruz... "Her insanin amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız. 'Oku kitabını .Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter!" denilecektir (17/1sra, 13-14) Ebu Hureyre. Rasûlullah'ın (s.a.v) şöyle buyurdugunu haber vermiştir. "Kuvvetli mü'min, Allah katında zayıf mü' minden daha hayırlı (daha üstün) ve daha sevimlidir. Sana yararlı olan şeyi elde etmeye çalış, Allah'tan yardım dile ve asla acziyet gösterme. Başına bir şey gelirse, 'şöyle yapsaydım, böyle olurdu' diye ha yıflanıp durma. Allah'ın takdiri bu; O, ne dilerse yapar de. Zira "keşke demek, şeytanı memnun edecek işlerin kapısını açar." (Muslim, Kader 34; Ibn Mace, Mukaddime 10, Zühd 14, Ah med b. Hanbel, II, 366, 370) Mustafa Sadik er-Rifat şöyle der: "Eger hayata bir faydan olmazsa; bil ki sen, o hayatta fazlalıksın!" Her şeye gücü yeten yüce Rabbimden duam, kendi rızası için kaleme almış olduğum bu mütevazı çalışmayı, en güzel şekilde benden kabul etmesidir. Abdullah Galib Bergusi İşgal Altındaki Filistin Topraklan/Rimon Hapishanesi
Her an bir başlangıçtır, her yeni gün, her yeni kitap, her yeni şarkı, her yeni karşılaşma, her yeni tanışma. Her an her şeye yeniden başlıyoruz.
Sayfa 277Kitabı okudu
Muazzam..
Arıyoruz Fesleğenim . .. Hayat bir arayış, hem de sürekli. Sürekli olduğu kadar da bilinmeyen. Bazen ümidi, bazen de ümitsiz. Bazen yavaş yavaş, bazen hırçın bir dalga gibi duvarlara çarpa çarpa ... Kimse bulunduğu durumdan memnun değil. Malı, makamı olsun olmasın herkes arıyor. Zenginler, fakirler, güçlüler, güçsüzler, iyiler,
Kentler, Fareler ve İnsanlar Önce birkaç barınak dikiyoruz. Sonra onların ihtiyaçları doğrultusunda yeni yapılar ekleniyor yanlarına. Biraz daha, biraz daha. Sürekli büyüyorlar. Sonra beğenmiyor, kalkıp başka yere gidiyor ve her şeye yeniden başlıyoruz. Eğiyoruz, büküyoruz. Yıkıyoruz, bırakıyoruz. Sürekli yeni planlarla, yeni fikirlerle geliyoruz. İnsanlık olarak binlerce yıldır kent kuruyoruz. Olasılıkla bir o kadar süredir de daha iyisini nasıl yaparız, onu düşünüyoruz. “Daha iyisi” dediğimiz şey ise zamana ve mekâna göre sürekli değişiyor ve bu arayışın sonu gelmiyor. Ama günümüzde bu arayış, tarihte hiç olmadığı kadar büyük önemde –çünkü dünya üzerindeki insanların yarısından fazlası artık kentlerde yaşıyor. Üstelik bu eğilimin süreceği ve bundan 30 yıl sonra insanların üçte ikisinin kentlerde yaşayacağı öngörüsü yapılıyor. Özetle Harvard’lı ekonomist Edward Gleaser’ın deyimiyle “insanlığın en büyük buluşu” olan kent kavramından vazgeçeceğe benzemiyoruz. Üstelik elimizdeki mevcut kentlere bakarsak –ve iyi niyetli birkaç şehrin umut verici hayallerini bu saydıklarımızın dışında bırakırsak– sorunsuz olmaktan epey uzaklar. Sonuçta dönüp dolaşıp aynı soruya geliyoruz. Daha iyisini nasıl yaparız?
23 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.