Diğer yandan fuhşun yaygınlaşmasına katkıda bulunan kişiler arasında, padişah tarafından fuhşu kontrol altına almakla görevlendirilen subaşılar bulunur. Subaşılar fuhuş yapan kadınlardan altın toplayarak fuhşa göz yummaktadırlar. Başka semtlerde gördükleri baskı yüzünden fuhuş yapamayan kadınlar, bu durumu fırsat bilerek Eyüp'te rüşvet karşılığı fuhuş yapmaktadırlar. Gidişatı sezen padişah Eyüp'e dair yeni düzenlemeler getirerek, buradaki kahvehaneleri kapatır ve çalgı çalmayı, toplanıp cümbüş yapmayı yasaklar.
Kanuni Sultan Süleyman'ın döneminin son günleri ve İkinci Selim'in padişahlığı sırasında, fuhşun mahalle aralarında epey yaygın olduğundan bahseder. Özellikle Galata ve Eyüp civarlarındaki mahallelerde icra edilen fuhuş halkın tepkisini çeker ve İkinci Selim'in 1567 yılında verdiği bir hüküm sonucu mahalleli, mahallenin imamı ve müezzinin denetimi altına girer. Bu süreçte fahişelik yaptığı düşünülen birçok kadının evi basılır, kadınlar hapsedilir ve evleri tahliye edilir. Hapsedilen kadınlara gönlünü kaptırmış kişilerden bazıları bu kadınlarla evlenmek ister ve bu durum padişahın kadınlan tahliye etmesiyle sonuçlanır. Fakat ne kadınların ne de kocalarının bir daha İstanbul' da yaşamasına izin verilmeyerek hepsi sürgüne yollanır.
Yokluğunda origamiye sardım, elime geçen tüm kâğıtları katlıyorum. En son bir tavuk yaptım mesela, epey güzel oldu, şimdi çiftlik kurmayı düşünüyorum.
Kâğıtlara baka baka katlanmayı öğreniyorum. Ne diyeyim Osman, katlanıp gidiyorum.
Hani konuşmuştuk ya, insan vücudu tatile giderken ne bulursan tıkıştırdığın bir bavul gibi. Bir kere açtıysan bir daha katiyen aynı şeyleri içine sığdıramıyorsun.
Kadınlar mide bulandırıcı. Kendim de bir kadın olduğumdan kadınların içindeki pisliği çok iyi biliyor ve dişlerimi gıcırdatacak kadar nefret ediyorum.