Yükselmek hiç sorun değildi. Ama sonra yere nasıl inerdi insan?
Çok yürekten istemiş ve gerektiği biçimde denemiş olsaydım, gerçekten başarırdım...
Reklam
Televizyonumuz yoktu. “Benim evime televizyon cihazı girmeyecektir!” diye ferman çıkarmıştı, Giuseppe Verdi’nin öldüğü yıl doğmuş olan babam, “Çünkü televizyon izlemek, ailece oda müziği yapma âdetini öldürür, gözleri mahveder, aile hayatını sarsar; toptan ahmaklaşmaya yol açar.”
Sayfa 79 - Can Yayınları - 7. BasımKitabı okudu
Sürekli bir şeyler yapmak “zorundaydı” insan, yapmalı mıydı, yapmamalı mıydı, keşke yapsaydı ya…Kendisinden hep bir şeyler bekleniyor, isteniyor, alınıyordu:Onu yap!Bunu yap!Ama şunu unutma!Ötekini hallettin mi?Neredeydin şimdiye kadar?..Hep baskı , hep üsteleme,hep zaman darlığı,hep gözünün önüne tuttukları saat…O zamanlar pek ender oluyordu insanı rahat bıraktıkları.
İkisi birden olmuyordu: Hem dünyadan öç almak, hem dünyada kalıp yaşamayı sürdürmek.
Ancak ne paltomun düğmelerini çözdüm, ne de gerçekten havalanıp uçtum.Uçmaktan korkuya kapıldığım için değil, nasıl ve nereye ineceğimi, bırakın onu, bir daha yere inip inemeyeceğimi bilmediğimden.Yükselmek hiç sorun değildi.ama sonra yere nasıl inerdi insan..?
Reklam
103 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.