31. LOKMAN SÛRESİ TEFSİRİ
Mekke'de inen Lokman sûresi, Kûfiyyûna göre 44 âyettir. Rahman, Rahim Allah 'ın Adıyla 1. Elif-Lâm-Mîm. 2. Bunlar {bâtıla karşı Allah tarafından muhkem kılınmış} hakim kitabın âyetleridir. 3. (Bunlar) ihsan edenler {yani, takva sahibi olan kimseler} için {dalâletten kurtaran} bir hidâyet ve {azabtan uzak tutan} bir rahmettir. Allah Teâlâ,
Sayfa 345 - işaret yayınlarıKitabı okuyor
Bin tane bile değil, ancak 960 kitap! 960K
Bir insan ömrüne nasip olan zamanın kısalığı, öğrenilecek ilmin güç ve yavaş istihsal olunur bir mahsul olması, kitap okumanın bizde layıkiyle takdir edilemiyen değeri, İnsanlardaki kitabi malumatın hudut ve eb'adı hakkında derdi ki: "Bir insanın fikri rüşdüne yirmi yaşında erdiği kabul edilse ve bu adam yirmi yaşından itibaren cehd ve sebat
Sayfa 42
Reklam
Ortada bir yanlışlık var .Bu yanlışlığa, bu zamanın iman edenleri olarak cok yogun bir şekilde batmış bulunuyoruz. O da şudur ; evleniyoruz , evlendigimiz eslerimizin bizim malimiz olduğunu zannediyoruz. Çocuğumuz oluyor , çocuğumuzu malimiz zannediyoruz. Biz faniyiz, öbür faniye dayanmak istiyoruz. Öte yandan Allah 'a iman da koca koca laflar etmeye de devam ediyoruz. Hani Allah bize yeter di ? Hani -Hasbunellah -Hani hani? Allah bize yeter deyip es ya da çocuk olmayınca tükenip gitmek olur mu hiç ?
Sayfa 153 - Tahlil yayınlarıKitabı okudu
Kitabın tamamı
TARHUN Bir tüccarın kızı olan Tarhun, ablalarına hiç benzemiyordu. Fereng, Sultan, Mahsan, Begüm, Moluk ve Anka’nın, yani tüccarın öbür altı kızının her birinin ayrı bir şımarıklığı, çeşit çeşit istekleri vardı. Bazen, onların gürültülerini, oyunlarını duyan mahallenin erkek çocukları sokağa fırlarlardı. Tüccarın kızlarının neşeli
“Bu dünyada kocanız, karınız, çocuğunuz, arkadaşınız olmadan, tek başınıza yaşayabilir misiniz? İnsanların çoğu tek başına yaşayamaz, bu nedenle de arkadaşa ihtiyaç duyarlar. Tek başına olmak, muazzam bir zeka gerektirir ve Tanrıyı, hakikati bulmak için tek başına olmanız gerekir. Arkadaş, eş, çoluk çocuk sahibi olmak güzeldir ama bildiğiniz gibi, tüm bunların içinde yitiveririz. Ailenin, işin, çürüyen bir varolu­şun donuk, monoton rutininde kayboluruz. Buna alışırız ve sonrasında, tek başına yaşama fikri bize korkunç gelir; bu fi­kirden ürkeriz. Çoğumuz tüm inancımızı tek bir şeye bağlar, her şeyi bir anda yitirme riski yaratırız ve yaşamlarımızın ar­kadaşlarımızın, ailelerimizin, işlerimizin dışında bir zenginli­ği kalmaz. Ancak, eğer birinin yaşamında zenginlik varsa herkesin elde edebileceği para ya da bilgi zenginliği değil, ebedi ve ezeli gerçekliğin hareketinden gelen zenginlik o za­man, arkadaşlık da ikincil bir mesele olur. Ama siz tek başına kalmak için eğitilmediniz. Dışarı çıkıp kendi başınıza yürüdünüz mü hiç? Tek başına dışarı çıkmak, elinde kitap, yanında bir arkadaş olmadan, kendi başına bir ağacın altına oturmak ve bir yaprağın düşüşünü seyretmek, suyun şıpırtısını, balıkçının şarkısını dinlemek, bir kuşun, zihninizin mekanında birbirini kovalayan düşüncelerinizin uçuşunu izlemek çok önemlidir. Eğer tek başına kalabilir ve bunları izleyebilirseniz, hiçbir hükümetin vergilendiremeye­ceği, hiç kimsenin bozamayacağı, hiçbir şekilde yok edilemez sıradışı zenginlikleri keşfedersiniz.”
İlahi bir adalet, aciz, basit, küçük ve değersiz bir insanın belirlemiş olduğu adalete, kesinlikle benzemez. Nitekim birisi Yaradan diğeri ise yaratılandır. Hiç yaratanla yaratılan bir olur mu?
Reklam
156 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.