Tanrı yok demek mantığa uygundur. Tanrı yoktur ve tanrı yanılgısı vardır, bunu anlatmak da insanlara düşmüştür. Peki tanrı var demek de ne oluyor? Tanrı var ve bunu anlatmak, onu savunmak sana mı düştü? Kendini açıklayamayan, akıllara giremeyen tanrıya bi el mi atayım dedin? Kendilerine göre veya insanların eksikliklerine, duygusal açıklıklarına, temennilerine göre tanrı savunması yaparlar. Hiçbiri de mantığa uygun değildir. Buram buram romatizm kokar. İnsanın da en büyük zaafıdır romatizm, beynini rafa kaldırır hemen, içi biraz okşansın yeter... Nerede "tanrı vardır" diyen birini görsem, şaşkınlıkla izliyorum... Bu kadar desteksiz nasıl sallayabilir bir insan? Nasıl olur da mantığı, aklı yok sayar ve dayatılan, ezberletilen, önünde arkasında hiçbir düzgün açıklaması olmayan bir görüşü savunur? Var olan her şey, yaşayan ve ölen, bundan sonra yaşayacak olan tüm insanlar, onların hayatları, yaşadıkları acılar, sıkıntılar, mücadele, haksızlık, kayıplar ve nicesi...
Eğer hepsi bir tasarım, bir plan ise büyük bir amaç içindir. Büyük bir amacı olan da, aynı oranda acizdir... Tanrı için var olmak ve eylemde bulunmak sadece bir lanettir. Ve lanetlenmiş bir tanrıyı kabul etmek de insan aklının bir lanetidir.
Uzun bir süre daha bu lanetle yaşayacak olmamız çok acı... Üstelik her şey bu kadar açık ve ortada iken... Tanrı nasıl bir hurafe, geçmişin kalıp düşüncesi, dayatma bir tanım ise ; "Tanrının olmadığını bilemeyiz." cümlesi de aynı şekilde kalıp ve dogmadır. İki görüş de birbirini destekler ve yüceltir.
Artık kalıpları ve zincirleri kırın.