Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünya emekçi kadınlar günü
Artık kadın üzerine yazılan hiçbir yazıyı samimi bulamıyorum, kendi yazılarımı istediğim kadar samimi bulayım, yine de samimiyetime güvendirebileceğimi sanmıyorum. Çünkü artık içinden çıkılamaz derecede çirkinlikler dolu bir ortamda oksijen soluyoruz. Eyleme geçmedikçe bir şey burada istediğimiz kadar bağıralım, bağırdığımızla kalacağız. 8
İsimsiz.
E-book olarak okumak İsterseniz. drive.google.com/file/d/1upa9t7o... Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz
Reklam
Sen ne isen beni o değilim varsay.
Arkadaşlar, hiçbirinizi tanıdığımı iddia edemem. Ben de sizler için bir yabancıyım. İçimden geldiği için bu yazıyı yazıyorum şunu bilmenizi istiyorum. Eğer beyazsanız beni siyah olarak görün lütfen. Eğer siyah olduğunuzu iddia eden sizseniz ben beyaz olacağım bu defa. Dindar bir müslüman mısınız beni dinsiz sayabilirsiniz ya da ateist. Eğer
2019 senesinin yazında, bir gün yol kenarında hayvanlarımı otlatırken yoldan geçen lüks arabalara ve onun içindeki insanlara imrenerek bakıyordum. O arabaların içindeki insanların benden daha mutlu ve daha dertsiz olduğunu düşünürdüm hep. Kıskanılacak bir hayata sahip olduklarını sanıyordum. Bu olaydan bir süre sonra , içim sıkılmış bir şekilde okuldan eve arabayla dönerken yol kenarında bir çobanın yanından geçtik. Çoban arabaya bakıyordu ve muhtemelen benim düşündüklerimi o da düşünüyordu. Arabanın içindeki çok mutlu, dertsiz, gamsız... Fakat bilmiyordu ki; o an ne içinde bulunduğum araba, ne gittiğim yol , ne de varacağım yer beni ondan daha mutlu yapmıyordu. Dışarıdan dünyalarına bakıp imrendiğimiz insanların nasıl acıları olduğunu bilmiyoruz. Yanımdan arabasıyla geçen o insanlar belki hasta bir akrabasının yanına gidiyordur. Bazıları belki bir cenazeye, bazıları ise yıllardır hasretini çektiği çocuğuna yetişmeye çalışıyordur.  Bu küçük deneyimden anlamalıyız ki , hiçbir şey dışardan göründüğü kadar güzel ve sorunsuz değildir. Her hayatın özenilecek yanı olduğu kadar istenmeyecek yanları da vardır. Hayatlarını sadece yüzeysel bir şekilde gördüğümüz ve mutlu sandığımız insanların içinde ne fırtınaların koptuğunu bilemeyiz. Sevgi dolu bir kulübede yaşamak, içinde binbir çeşit entrikanın döndüğü bir yalıda yaşamaktan daima daha iyidir. (Evin şımarık kızının daha dün bakım yaptırdığı tırnağının kırılmasını saymıyorum bile. Allah kimseye göstermesin.) @Elrond_Peredhil 🖋️
Hadiselerin nasıl gelişeceğini hiçbir zaman bilemeyiz. Her şey başka bir şeye sebep olur hayatta. Bir domino taşına fiske atarsın, gider en uçtaki taşı devirir.
Zenğinliğe doğru büyük adımlar. Okumaya değer.
Tamam o zaman, zengin olmaya gerçekten kendinizi adamış iseniz ve spesifik, elle tutulur bir hedef belirlediğinizi varsayalım. Başka nelere ihtiyacımız var? Diğer herhangi bir hedef gibi üzerinde durmamız gereken başka noktalar da mevcut. Eğer bu noktaların üzerinde durup, bu tutumunuzda kararlı olur, her gün bu noktalara yönelik eylemler
Reklam
"Hayatımız boyunca başımıza gelenleri yargılıyoruz, onlara seviniyoruz veya sızlanıyoruz. Oysa sevinmek mi yoksa sızlanmak mı gerektiğini son ana kadar bilemeyiz. Hiçbir şey durağan değil, her şey değişip gelişiyor. Bugün başına gelen şeye üzülme, zira böyle olması belki büyük bir mutluluktur."
İnsan, ırmağın akışına dair bir idrak geliştirmeden kendi akışının nereye olduğunu anlayamaz, anlamlandıramaz. Çünkü akıbet bilgisi, faniler için gayba dahildir. Anlamlar içinde yolculuk ederiz ama bütün bu anlamların hangi nihayete bağlanacağını bilemeyiz. Yapabileceğimiz şey istikameti doğru tutmak, bu yolda gayret sahibi olmaktır. Sadece ölüm değil, hayat da bilinmezlerle doludur bizim için... Otuz yıl önce yaşanmış küçücük bir hadisenin, önemsizcesine söylenmiş bir sözün, açılmış bir kapının, farkına varılmış minicik bir gerçeğin, otuz yıl sonra hayatımızın bir büyük gerçeğine dönüşmesi, önünü alamadığımız bir kırılmanın tetikleyicisi olması, bir anlam fethinin kıvılcımını çakması, böylece hayatımızı esastan değiştirmesi mümkündür ve biz ancak her şey olup bittiğinde fark ederiz bunu. Hatta çoğu zaman etmeyiz bile. Sebepsiz olan hiçbir şey yoktur hayatımızda ve hiçbir şey kendi akıbetinden başka bir yere akmaz.🌿
Gökhan Özcan
Gökhan Özcan
""Ne söyleyeceksen yarın söyle Bilemeyiz ki, belki yarın Çok kolay olur her şey, Bugün hiçbir yüreğin kaldıramayacağı Ve beni çok üzecek şey için Söyleme! Bu gece kötü bir gece"" *Herman Hesse*
•Biz hiçbir şey bilemeyiz. Doğru,ancak gerçeğin derinliğinde bulunabilir.
Reklam
Herkesin Bilmesi Gereken 4 Felsefi Tartışma
Felsefenin en iyi yanlarından biri dünyanın en eski çalışma alanlarından biri olmasıdır. Var olduğumuzdan beri nereden geldiğimize, neden burada olduğumuza ve bizi kontrol eden ilahi bir gücün olup olmadığına yönelik sorular soruyoruz. Bu soruların birçoğu henüz tatmin edici bir çözüme kavuşmadı; belki de asla kavuşamayacak. Yine de felsefe
Tanrı yok demek mantığa uygundur. Tanrı yoktur ve tanrı yanılgısı vardır, bunu anlatmak da insanlara düşmüştür. Peki tanrı var demek de ne oluyor? Tanrı var ve bunu anlatmak, onu savunmak sana mı düştü? Kendini açıklayamayan, akıllara giremeyen tanrıya bi el mi atayım dedin? Kendilerine göre veya insanların eksikliklerine, duygusal açıklıklarına, temennilerine göre tanrı savunması yaparlar. Hiçbiri de mantığa uygun değildir. Buram buram romatizm kokar. İnsanın da en büyük zaafıdır romatizm, beynini rafa kaldırır hemen, içi biraz okşansın yeter... Nerede "tanrı vardır" diyen birini görsem, şaşkınlıkla izliyorum... Bu kadar desteksiz nasıl sallayabilir bir insan? Nasıl olur da mantığı, aklı yok sayar ve dayatılan, ezberletilen, önünde arkasında hiçbir düzgün açıklaması olmayan bir görüşü savunur? Var olan her şey, yaşayan ve ölen, bundan sonra yaşayacak olan tüm insanlar, onların hayatları, yaşadıkları acılar, sıkıntılar, mücadele, haksızlık, kayıplar ve nicesi... Eğer hepsi bir tasarım, bir plan ise büyük bir amaç içindir. Büyük bir amacı olan da, aynı oranda acizdir... Tanrı için var olmak ve eylemde bulunmak sadece bir lanettir. Ve lanetlenmiş bir tanrıyı kabul etmek de insan aklının bir lanetidir. Uzun bir süre daha bu lanetle yaşayacak olmamız çok acı... Üstelik her şey bu kadar açık ve ortada iken... Tanrı nasıl bir hurafe, geçmişin kalıp düşüncesi, dayatma bir tanım ise ; "Tanrının olmadığını bilemeyiz." cümlesi de aynı şekilde kalıp ve dogmadır. İki görüş de birbirini destekler ve yüceltir. Artık kalıpları ve zincirleri kırın.
ATAERKİ'YE CEVAPLAR “Bütün erkeklere tecavüzcü muamelesi yapıyorsunuz” - Yapmıyoruz. Yapsaydık çevremizdeki tüm erkekler hakkında dava açıyor, ifşalar yapıyor, Nevin Yıldırım gibi başlarını gövdelerinden ayırıyor olurduk. Oysa bunu ancak bazı tecavüzcüler için yapabiliyoruz, çoğunluğu ise bunları bile yaşamadan elini kolunu sallayarak gezmeye
Herkesin hayatında bir kırılma noktası oluyor yâhut bir çizgisi öncesi ve sonrası diye ayırdığı. Ve o kırılma noktasından sonra hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. O süreç biraz ağrılı biraz sancılı geçiyor ama yine de bir şekilde su olup yolunu buluyorsun. Yeni dönüşmüş hâlinle yoluna kaldığın yerden devam ediyorsun. Evet belki düşeceğiz belki zorlanacağız belki de ağır gelecek bazı imtihânlar ama sabredeceğiz Allah’ın her takdirinde bir hâyır olduğunu göreceğiz. Ve nice keşke dediklerimizin bize verilmemesinin bir nimet bir hamd vesilesi olduğunu anlayacağız. Eğer Allah ertelediyse bunda bir sebep vardır. Eğer engellediyse ve müsaade etmediyse bunda elbet bir sebep vardır diyeceğiz. Çünkü Allah’ın planında her şey en doğru zamanda ve en mükemmel hâliyle olur. Geçenlerde okuduğum bir kitapta “Allah’ın hayatınızdan çıkardığı insanlar için endişe etmeyin. O sizin görmediğiniz şeyleri gördü, sizin duymadığınız şeyleri işitti ve sizin yapamadığınız o hamleyi yaptı” diyordu satırlarda… ne kadar da doğru ve yerinde bir söylem öyle değil mi? Bizim bilmediklerimizi bilen, işitmediklerimizi işiten, görmediklerimizi gören Rabb’imiz belki de bizim kaldıramayacağımız o ağır yükü sırf biz acı çekmeyelim diye erkenden alıvermiştir omuzlarımızdan. Ama biz bizim için neyin hâyırlısı olup olmadığını bilmediğimizden dolayı kendimizce imtihan olduğumuzu sanırız. Halbuki belki de o ağır yükün altında imtihan olup ezilecekken, Mevlâ bizi kurtarmıştır, bilemeyiz..
192 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.