Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hiçliğin Tadı
Ey hüzünlü ruhum. İhtiyar budala. Kanının kanatlarında hırçın bir kıvılcım yanardı, Umudun mahmuzu yavaşça dokunsa şaha kalkardın. Ey şimdi her adımda derin derin soluyan hasta İşe yaramaz beygir Uzan olduğun yere dayanmasını bil. Sönmeyen yanı var mı dünyanın. Ruhum, acılarını örtün. Ağır mermer tabutlarda uyanacak zamandır. Yenilmiş
Hiçliğin tadı Ey hüzünlü ruhum. İhtiyar budala. Kanının kanatlarında hırçın bir kıvılcım yanardı, Umudun mahmuzu yavaşça dokunsa şaha kalkardın. Ey şimdi her adımda derin derin soluyan hasta
Reklam
Chant du neant (Hiçliğin Türküsü) Koca bir çölde Sonsuz bir kum denizinde, Arıyorum Yitik yolu arıyorum Bulamadığım yolu. Bir orada, bir burada Bütün yönlerde ruhum Bulamıyor aradığını. Bu korkunç boşlukta Bu sonsuz boşlukta, Her yanım kum Alabildiğine parlak, boğucu Kumlar uzanıyor çevrenin sonuna değin Sonra bir ses duyuyorum Tatlı, gür ve kahredici Diyor ki bana: “Yitik bir ruh sanıyorsun kendini sen! Bir ruh sanıyorsun kendini Yanlıyorsun. Bir ruh değilsin gerçekte Yitmiş de değilsin Bir hiçsin yalnızca Yoksun sen.”
Chant du neant (Hiçliğin Türküsü)
Koca bir çölde Sonsuz bir kum denizinde, Arıyorum Yitik yolu arıyorum Bulamadığım yolu. Bir orada, bir burada Bütün yönlerde ruhum Bulamıyor aradığını. Bu korkunç boşlukta Bu sonsuz boşlukta, Her yanım kum Alabildiğine parlak, boğucu Kumlar uzanıyor çevrenin sonuna değin Sonra bir ses duyuyorum Tatlı, gür ve kahredici Diyor ki bana: “Yitik bir ruh sanıyorsun kendini sen! Bir ruh sanıyorsun kendini Yanılıyorsun. Bir ruh değilsin gerçekte Yitmiş de değilsin Bir hiçsin yalnızca Yoksun!
Herkes Gider
bir gün herkes gider dalda bahar yürekte yel gökyüzüne rengini verdiğim gözlerimi kanatarak, kalırsın tüm zemherinle başbaşa. bir sevda türküsü gider pruvasında ölü düşler taşıyan gondollar dönmemek üzere terk eder şehrimi. zamanın tenimde unuttuğu yalnız bir kadın korkularını doldurup tedirgin yürüyüşüne gider hiçliğin en koyusuna.
Sayfa 14 - Şiirden YayınlarıKitabı okudu
264 syf.
7/10 puan verdi
Babalar ve Oğullar, Rus edebiyatının 19. asırdaki en önemli eserlerinden biri değildir sadece. O, Rus edebiyatının ilk modern romanı da sayılmaktadır. Turgenyev'in okuru sıkmayan, akıcı anlatım tekniği ve sade diliyle keyifle okunabilecek bu kitabın biraz da konusuna değineceğim. Konunun temeli, demokrat, liberal, derebeyi "babalar"ın ve her türlü otorite ile değer karşısında olan nihilist "oğullar"ın dünyası üzerinedir. -Spoiler İçerir- Her fırsatta nihilizm türküsü çağıran, bölgenin en nihilisti olarak nam salan, esasen yurdun ilk Bolşevikler'inden olan "oğul Bazarov" hiçliğin peşindedir. Kavuşur da buna. Üzücü kısım burası ki Bazarov düştüğü hiçlikte mutlu olamaz. Ve bunu, yanılgısını itiraf ederek ölür. (Seneler sonra gerçekleşen Bolşevik İhtilali hesaba katılınca anlıyoruz ki Bazarov haklıydı.) Diğer nihilist "oğul Arkadiy" ise ferahını, refahını, soyunu, soyluluğunu ve aşkını "hiç"e saymayarak toprağının başına geçip, yuvasını kurup, evinin erkeği, Katya'nın kocişi olup mutlu sona erer. Babalara gelecek olursak... Bazarov'un babası Vasilyev İvanoviç'in hayatı evlat acısı ile kışa dönmüşken; Arkadiy'in babası Pavel Petroviç Kirsanov ikinci baharını yaşar.
Babalar ve Oğullar
Babalar ve OğullarIvan Turgenyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202144,9bin okunma
Reklam
Hiçliğin Tadı/ Baudelaire
Ey hüzünlü ruhum. İhtiyar budala. Kanının kanatlarında hırçın bir kıvılcım yanardı, Umudun mahmuzu yavaşça dokunsa şaha kalkardın. Ey şimdi her adımda derin derin soluyan hasta İşe yaramaz beygir Uzan olduğun yere dayanmasını bil. Sönmeyen yanı var mı dünyanın...Ruhum, acılarını örtün. Ağır mermer tabutlarda uyanacak zamandır. Yenilmiş yaralar içindesin kocamış bunak Artık ne kavganın tadı ne de aşkın dinmeyen fırtınası ulaşmaz sularına. Elveda kavalın türküsü Flütün iççekici elveda Somurtkan ve karanlık kapılarımı çalmayın artık Ey hazların derinliği duyumların ateşi elveda..Ruhum sevgili baharının bitti. O çılgın kokuların tükendiği zamandır.. Ayaklarımın altında yusyuvarlak dönüyor dünya Issız dağların karlı ağzında donmuş bir yolcu derinlere kayıyor Geçmişin titreyen eli sazdan örülmüş rüzgarlı kulübesi Gerek yok sığınmaya Ey her solukta gövdemi yutan zamanın muazzam ürperişi Ruhum dünyanın çığlarını çağır. Seni sarıp döne döne götürecektir zaman.
Charles Baudelaire
Charles Baudelaire
Chant du neant (Hiçliğin Türküsü)
Koca bir çölde Sonsuz bir kum denizinde, Arıyorum Yitik yolu arıyorum Bulamadığım yolu. Bir orada, bir burada Bütün yönlerde ruhum Bulamıyor aradığını. Bu korkunç boşlukta Bu sonsuz boşlukta, Her yanım kum Alabildiğine parlak, boğucu Kumlar uzanıyor çevrenin sonuna değin Sonra bir ses duyuyorum Tatlı, gür ve kahredici Diyor ki bana; "Yitik bir ruh sanıyorsun kendini sen! Bir ruh sanıyorsun kendini Yanılıyorsun. Bir ruh değilsin gerçekte Yitmiş de değilsin Bir hiçsin yalnızca Yoksun sen." Porphyre Eglantine
Sayfa 7 - Toplumsal Dönüşüm YayınlarıKitabı okudu
Hiçliğin Tadı
Ey hüzünlü ruhum. İhtiyar budala. Kanının kanatlarında hırçın bir kıvılcım yanardı, Umudun mahmuzu yavaşça dokunsa şaha kalkardın. Ey şimdi her adımda derin derin soluyan hasta İşe yaramaz beygir Uzan olduğun yere dayanmasını bil. Sönmeyen yanı var mı dünyanın... Ruhum, acılarını örtün. Ağır mermer tabutlarda uyanacak zamandır. Yenilmiş yaralar içindesin kocamış bunak Artık ne kavganın tadı ne de aşkın dinmeyen fırtınası ulaşmaz sularına. Elveda kavalın türküsü Flütün iççekici elveda Somurtkan ve karanlık kapılarımı çalmayın artık Ey hazların derinliği duyumların ateşi elveda.. Ruhum sevgili baharının bitti. O çılgın kokuların tükendiği zamandır.. Ayaklarımın altında yusyuvarlak dönüyor dünya Issız dağların karlı ağzında donmuş bir yolcu derinlere kayıyor Geçmişin titreyen eli sazdan örülmüş rüzgarlı kulübesi Gerek yok sığınmaya Ey her solukta gövdemi yutan zamanın muazzam ürperişi Ruhum dünyanın çığlarını çağır. Seni sarıp döne döne götürecektir zaman.
Charles Baudelaire
Charles Baudelaire
47 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.