Suçluların hapishaneye kalmasının gerçek sebebi onları ıslah etmek değil, bizim ve toplumumuzun ahlaki üstünlüğünün yeniden de yeniden teyid etmektir.
Durkheim
İnsanlar teorime göre doğaları gereği saldırgandırlar. İnsanlar, sevilmeyi arzulayan ve sadece kendisine saldırıldığında savunmaya geçen nazik yaratıklar. Tam tersine, içgüdüsel yapıları gereği saldırganlıktan güçlü bir hayal neye yönelmiş varlıklardır. Bu durumda şöylesi bir soru kendini gösterir: Uygarlık bu saldırganlığın nasıl önlemektedir? Homo homini Lupus, yani insan insanın kurdudur. Olagelen şey insanın bu saldırganlığının içe yansıtılması, içselleştirilmesidir; saldırganlık, içinden çıktığı yere geri gönderilmiş, kişinin kendi egosuna yönelmiştir.
Bu noktada, egonun bir çözümü, geri kalanına karşı süperego olarak yönetimi devralır, artık ‘vicdan’ formuna bürünmüştür ve egonun öteki, yabancı biriyle üzerinde tatmin etmek isteyeceği aynı şiddette uygarlığı bizzat egoya karşı devreye sokmaya hazırdır. Uygarlık, böylelikle bireylerin saldırmaya dönük Tehlikeli arzularının üzerinde, onu zayıflatmak ve zararsız hale getirmek suretiyle egemenlik kurar, bireyin içinde bir faili tespit eder ve bu onu, fethedilmiş bir şehirdeki bir garnizon gibi gözetim altında tutar.
Şunu unutmayın doktor Watson bireyin zihinsel yaşamındakah bir model Kah bir yardımcı ve kafir muhalif olarak daima yer alan başka birisi vardır ve bu yüzden işin başından itibaren bireysel psikoloji daima ve aynı zamanda sosyal piskoloji ya da grup psikolojisidir.
Yaz geceleri kısalıyor, ömrümün sonuna yaklaştığımı hissediyorum. Artık ne genç bir insanım, ne de çok umutsuz. Garip bir yaştayım. Bir de çok erken yoruldum galiba. Duygularımı gereksiz yere çok hırpaladım. Bu yüzden artık yazlar bana acı veriyor.