Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ESİR, YORGUN, YALNIZ, YERLİ VE ONURLU BİR ADAM: KEMAL TAHİR
Türk düşün ve yazın hayatının seçkin isimlerinden olan Kemal Tahir, 15 Nisan tarihinde İstanbul Vezneciler semtinde, İsmail Kemalettin adıyla dünyaya geldi. Kimliğinde 13 Mart olarak görünen doğum tarihi, 1917 yılında yapılan takvim değişikliğinden kaynaklanan bir yanlışlığın sonucudur. Babası 2. Abdülhamit'in hünkar yaverlerinden ve baş
SÜVEYDA-Sergül VURAL
youtube.com/watch?v=nAmVgb2... Kalbimdeki basiret ve olgunluk beneğim, Ne olursun tut beni tut belimden süveyda. Sen gözümün bebeği, sen ki sevda meleğim, Dehlizlere düşmeden tut elimden süveyda. Şu kararan kalbimin kardan beyaz noktası, Kim demiş kara diye sen ki sevda ustası? Sana kara diyenin mürekkebi,
Reklam
Zonklayan başım benim, kan hokkası cerahat, Ona yastıkta değil, secde yerinde rahat.
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Yerli Tiyatro yazarlarımız ve eserleri.
1. Musahipzade Celal (1868-1959) Aynaroz Kadısı, İtaat İlamı, Fermanlı Deli Hazretleri, Kafes Arkasında, Bir Kavuk Devrildi, Macun Hokkası,
“Bir tüy, bir mürekkep hokkası ve bir kâğıt beni her zaman bir kılıçtan ya da tabancadan daha çok korkutmuştur.”
Gönderi kullanım dışı
MARTI mavi fısıldar tutarda göğü adımlar çizer bulutlar hokkası beyaz kanatlar fırçası sen de martı uçtu ben diyeyim fısıldadı
Reklam
Metafizik Ürperti
Otuzüç yıl saatim işlemiş ben durmuşum, Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum. Anladım işi, sanat Allah’ı aramakmış, Mârifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış. Zonklayan başım benim, kan hokkası cerahat, Ona yastıkta değil, secde yerinde rahat.
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Bir tüy, bir mürekkep hokkası ve bir kağıt beni her zaman bir kılıçtan ya da tabancadan daha çok korkutmuştur.
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)
-sendeki kafası güzel yaraya kandım zehra- seninle bir aynanın sırrı gibi bakışmaktayız kırıldığımız yerden bir keskinlik uzuyor yılgın tabiatlı nehirlerin aktığı beyaz bileklerimize seninle belediye otobüsüne binmek gibi bir tedirginlik içimizde terimzi çekmeyecek atletsizlikle yani zehra, bu ten ne allasen babanın malı gibi bizi hor kullanman
Necip fazılın mürşidine yazdığı şiir;
Allah dostunu gördüm, bundan altı ay evvel, Bir akşamdı ki, zaman donacak kadar güzel. Bana, yakan gözlerle, bir kerecik baktınız, Rûhuma büyük temel çivisini çaktınız. Otuz üç yıl saatim işlemiş ben durmuşum, Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum. Anladım işi, sanat Allah’ı aramakmış, Mârifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış. Zonklayan başım benim, kan hokkası cerahat, Ona yastıkta değil, secde yerinde rahat. Yandı kitap dağlarım, ne garip bir hâl oldu, Sonunda bana kalan, yalnız ilmihâl oldu. Şu geçeni durdursam, çekip de eteğinden, Soruversem: “Haberin var mı öleceğinden?” Büyük randevu. Bilsem nerede, saat kaçta? Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta! Dostlarım, ev eşyamdı, bir bir gitti diyorum. Artık boş odalarda, ölümü bekliyorum."
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.