Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İran
Burada Ayetullah Humeyni’nin İngiliz Askeri İstihbarat Servisi 6. Bölümünün yani yaygın adıyla MI6’in bir ürünü olduğunu da 1985 yılında yazdığım What Really Happened in Iran? isimli kitabımda belirttiğim gibi vurgulamak gerekir. MI6’in detaylı planı Amerika tarafından adım adım uygulanarak Humeyni iktidara getirilmiştir.
Alper bana 700 lira borç verdi bugün lsrail kaç mermi yapabilir bu parayla? Tarık Ali'nin Muhammed ikbal için söyledikleri doğru mu? Frengiden öldü diyor Lahor pavyonlarında. işte 90'1arda böyle şeyler düşündük biz sevgilim Düşündük şiir yazınca temizlenir ülkemiz. Şimdi ikbal cennette, Tarık Ali İngiliz Merminin de biliyorsun, bini bir para Ve diyelim ki Humeyni'yi de seviyorum Jack Daniel'ı da Diyelim ki ev kirasından muaftır bütün şehir Diyelim ki zalimler de centilmen olabilirler ... Bana duyduğun sevgiyi azımsasana!
Sayfa 76 - Sel Yayıncılık, 0nyedinci Baskı: Mart 2015Kitabı okudu
Reklam
İSLAM COĞRAFYASINA DAİR OKUMA LİSTESİ
Genel: Coğrafyanın geneline dair okumalarla başlama adına, Ira Lapidus’un “İslâm Toplumları Tarihi”yle konuya giriş yapabiliriz. Prof. Dr. Âdem Apak’ın “Siyer-i Nebî”si, bilhassa İslâm’ın doğuş yıllarına dair çok sağlam bir kaynaktır. Prof. Dr. Namık Sinan Turan imzalı “Hilafet - Erken Dönemden Osmanlı’nın Son Yüzyılına”, panoramik bir bakış
Humeyni sevdalılarının kulakları çınlasın.
Ölülerin dünyaya geri döneceğini, ruhların birbirine geçebileceğini, Allah'ın ruhunun on iki imama intikal ettiğini, imamların ilah olduğunu, bir bâtın imamının zuhur edip o gelene kadar emir ve yasakların kendilerine tatil olduğunu, Cebrail'in ['aleyhi's-selâm] vahyi Hz. Ali'ye (radıyallahu 'anh] getirmesi gerekirken hata yaparak Resûlullah'a [sallallahu 'aleyhi ve sellem] getirdiğini söyleyen "Rafizileri" de küfre nispet etmek vaciptir. Onlar İslam dininden ayrılmışlardır. Onların hükmü mürtedlerin hükmüdür.
Sayfa 60
Burası İran, şurası Türkiye. Dönüp bir daha geriye bakıyorum. Orada Atatürk'ün resmi, burada Humeynî'nin. Ağrı Dağı ise yerinde duruyor. Bir sınır kapısından geçmek her zaman mucizevî bir tecrübe. Toprak aynı, ama akçeleriniz, diliniz bir anda geçmez oluyor.
Burası İran, şurası Türkiye. Dönüp bir daha geriye bakıyorum. Orada Atatürk'ün resmi, burada Humeynî'nin. Ağrı Dağı ise yerinde duruyor. Bir sınır kapısından geçmek her zaman mucizevî bir tecrübe. Toprak aynı, ama akçeleriniz, diliniz bir anda geçmez oluyor.
Reklam
Allah'ın Belaları Kanserli Hücre Gibiler
Derbent Cuma Camii, 734'te Emevîler tarafından inşa edilen devasa bir külliye. Tarihin bir ironisi olarak, cami, günümüzde Şia'nın kontrolü altında. Sadece caminin içi ve dışı değil, camiye çıkan bütün sokaklar ve caddeler siyah-kırmızı Şia bayraklarıyla donatılmış. Hz. Hüseyin, Hz. Zeynep, Hz. Ali gibi isimlerle Rusya bayraklarını, caminin girişinde Vladimir Putin'le Ayetullah Ali Hamaney'i yan yana görmek, ilginç bir manzara oluşturdu doğrusu. Sovyetler Birliği döneminde, 1930'da ibadete kapatılan cuma camii, 1938-43 arasında hapishane olarak kullanılmış, daha sonra ise yeniden Müslümanlara iade edilmiş. Camide cuma namazı önce Şiîler tarafından, daha sonra da Sünnîler tarafından kılınıyor. Şia ezanı hoparlörden yüksek sesle okunurken, normal ezana yalnızca caminin içinde ve çıplak sesle müsaade ediliyor. Sadece Kafkasya'nın değil, tüm Rusya'nın en eski Müslüman mabedi olan caminin çevresinde Ayetullah Humeynî'nin sözlerinin yazılı olduğu afişleri de sıkça görüyorsunuz. Muhitte öylesine baskın bir İran tesiri var ki, kendinizi bir an İran'ın herhangi bir şehrinde zannedebilirsiniz.
Sayfa 100-101Kitabı okudu
İran 3, Şii İdaresinde İran
Tebriz sokaklarındaki seyyar dolar satıcılarını gözlemlerken, kapalı çarşıdaki esnafın sinek avlayan dükkânlarını izlerken, oturduğumuz bir nargilecide ('galyan' diyorlar İranlılar) "Az kaldı, Amerika daha da üstümüze gelecek” diyen yaşlı amcayı dinlerken, hep aynı şeyi düşündüm: İran, sadece dış dünyanın baskısıyla değil, aynı zamanda kötü yönetimle ve yolsuzluklarla da boğuşuyor. Ülkedeki varlıkları halkla paylaşmak ve sosyal refahı artırmak yerine, ülke dışında sürdürülen savaşları finanse etmekte kullanmayı daha kârlı gören İran devlet aklı, içeride ve dışarıda sıkıştıkça dinî semboller, lider kül- tü (camilerde bile Humeynî ve Hamaney portreleri gördük sıklıkla) ve Şiîliğin törensel ritüellerini kitlelere pompalayarak 'millî duruş' oluşturmaya çalışırken, artık mızrağın çuvala sığmadığı bir evreye çoktan girilmiş görünüyor. Tebriz'in bana verdiği mesaj şu oldu: İran, içeriden bir patlamaya doğru ilerliyor. İran devlet aklı ise, politik söylemler, hamaset ve milliyetçilikle bunu bastırmaya çalışıyor. Bu yolun, selamete çıkmayacağı aşikâr.
Bir eleştiri sadedinde kendisine yöneltilen; "Ayetullah Humeyni İran'da devrim yapmayı başardı. Sen neden Pakistan'da devrim yapmayı başaramadın?" sorusuna nazik bir edayla şu cevabı vermiştir: "Ben Allah'ın indinde gündelik bir işçiyim. İşimin karşılığını da gündelik olarak yetirmem gereken işleri yapmak, karşılığında da malum karşılığını almak. Binanın inşasına, şeklinin nasıl olacağına, ne zaman tamamlanacağına karışmak benim üzerime vazifem değil. Ya da tamamlanacak mı tamamlanmayacak mı karışmam. O benden nerede, nasıl ve ne zaman çalışmamı isterse öyle ihlâsla görevimi yerine getiririm. Yoksa işin sonunun nereye varacağı benim görevim olmadığı gibi, beni ilgilendirmez de. Bu, davet sahibinin işidir, işçinin değil."
Alpler bana 700 lira borç verdi bugün İsrail kaç mermi yapabilir bu parayla? Tarık Ali'nin Muhammed İkbal için söyledikleri doğru mu? Frengiden öldü diyor Lahor pavyonlarında. İşte 90'larda böyle şeyler düşündük biz sevgilim Düşündük şiir yazınca temizlenir ülkemiz. Şimdi İkbal cennette,Tarık Ali İngiliz Merminin de biliyorsun,bini bir para Ve diyelim ki Humeyni'yi de seviyorum Jack Daniel'ı da Diyelim ki ev kirasından muaftır bütün şehir Diyelim ki zalimler de centilmen olabilirler... Bana duyduğun sevgiyi azımsasana!
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.