KIZIL ELMA uğrunda kılıç çekince kından
Bahtıyarlık denen şey artık geçmez yakından;
Mesut olup gülmeyi sök, çıkar hatırından.
Belki öldükten sonra bir parça güleceksin.
Yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset.
Sen bütün varlığına yurdumuzun malısın.
Sen bir insan değilsin; ne kemiksin, ne de et
Tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.
“Mukadderat isterse seni yoldan çevirsin,
Sen hele bu yollarda yıpranarak aşın da,
Varsın bütün ömrünce bir an nasip olmasın
Yorgunluğu gidermek serin bir su başında.”
Bu ayın kitabı Merve’nin aşırı ısrarları sonucu seçtirdiği Hüseyin Nihal Atsız’ın Ruh Adam kitabıydı. Kendisi kitabı iki defa okumuş doyamamış bir de bizimle beraber okumak istemiş. Biz de mecbur kabul ettik.
Her ramazan olduğu gibi bu ramazanda da önce hep birlikte iftarımızı yaptık. İftarımızı yaparken de bir yandan fasıl çaldı. Fasıl
Yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset.
Sen bütün varlığınla yurdumuzun malısın. Sen bir insan değilsin; ne kemiksin, ne de et;
Tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın
Yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset. Sen bütün varlığınla yurdumuzun malısın. Sen bir insan değilsin; ne kemiksin, ne de et; Tunçtan bir heykel gibi ebedî kalmalısın.
Yüz paralık kurşunla gider "HAYAT" dediğin;
"Tanrı yolu" yolu uzaktır; erken kalk, sıkı giyin.
Yazık, bütün ömrünce o kadar özlediğin
Güzel Kızıl Elma' na varmadan öleceksin.