Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hüseyin Yenilmez

Hüseyin Yenilmez
@huseyin_yenilmez
Sivas Kongresi'ndeki Amerikan Mandacılığı Üzerine Görüşler-III
Onlar uçakla havada uçuyorlar, biz henüz kağnı arabasından kurtulamıyoruz. Onlar savaş gemisi yapıyorlar, biz yelkenli bir gemi yapamıyoruz. Bu şartlar altında bugün bağımsızlığımızı kurtarsak bile yine günün birinde bizi bölünürler. Eğer bundan sonra da bu durumumuzda kalır ve dışarıdan bir destekle kalkamayacak olursak, belki de ileride, Yunanistan’ın saldırılarına karşı bile kendimizi savunamayız. (sy 96-102)
Reklam
Sivas Kongresi'ndeki Amerikan Mandacılığı Üzerine Görüşler-II
Herhalde bir Amerikan kefilliğini kabul etmek zorundayız. 20. yüzyılda, 500 milyon lira borcu, harap bir memleketi, pek verimli olmayan bir toprağı ve ancak 10-15 milyon lira geliri olan bir millet için, bir dış kaynak olmaksızın yaşamak imkânı olamaz. Bizim gelirimiz borcun faizine bile yeterli değildir. O zaman güç bir durumda kalacağız; bunun için bağımsız olarak yaşamaya mali durumumuz elverişli değildir. (sy 96-102)
Sivas Kongresi'ndeki Amerikan Mandacılığı Üzerine Görüşler-I
Refet Bele, Rauf Orbay ve birkaç katılımcının daha görüşlerini birleştirirsek: Bizim Amerikan mandasını tercih etmekten maksadımız bütün toplumları kendisine tutsak eden, kalpleri, vicdanları söndüren İngiliz mandasından kurtulmak ve sakin milletlerin vicdanlarına saygılı olan Amerika’yı kabul etmektir. Yoksa asıl iş para meselesi değildir. Manda ile bağımsızlık birbirine engel olan şeyler değildir. Bir de diyelim ki, biz dışarıda ve içeride tam bir bağımsızlık isteriz. Ancak acaba hemen kendi başımıza yapabilecek miyiz, yapamayacak mıyız? Bunu düşünelim. (sy 96-102)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İstiklalin Vapuru: Bandırma
"Doğuda Rum ve Ermeni azınlığa yönelik saldırıları önlemesi" amacıyla 9.Ordu Müfettişi olarak görevlendirilen Mustafa Kemal Paşa 16 Mayıs 1919 sabahı Samsun'a gitmek üzere Bandırma vapuruyla İstanbul'dan yola çıkar. Şişli'deki evde yapılan toplantılarda kararlaştırıldığı üzere Cevat(Çobanlı), Fevzi(Çakmak) gibi paşalar ve İsmet(İnönü), Selahattin(Adil), Asım(Gündüz), Kazım(İnanç) gibi subaylar İstanbul'da, Harbiye Nezareti'nde kalarak mücadeleye destek sağlayacak; Kazım Karabekir, Ali Fuat(Cebesoy), Mersinli Cemal Paşa gibi kolordu komutanları da Mustafa Kemal Paşa etrafında mücadelenin sahadaki silahlı gücünü oluşturacaklardır.
İstanbul'daki Altı Ay
Mustafa Kemal İstanbul'a geldiğinde aklındaki hareket tarzı, mevcut devlet sistemi dahilinde işgallere karşı koymaktır... ... Bu sırada Rauf Bey, İsmet Bey, Ali Fuat Paşa gibi isimler Mustafa Kemal Paşa'nın evinde toplanarak mücadelenin planlarını yaparlar. Bu görüşmelerde kendisinin adı "mücadelenin lideri" olarak belirlenir. Kamuoyunun onun liderliğine hazırlanması amacıyla paşayı tanıtan yazılar yayınlayan Minber adında bir gazete bile çıkarılır.
Reklam
Osmanlı İmparatorluğu'nda Türkçülük-II
Bu olaya kadar bir siyasal programdan değil, daha kültürel bir Türkçülükten söz edilebilir. İsmail Gaspıralı'nın Osmanlı imlasını ıslah ve Osmanlı Türkçesini bir ölçüde öz Türkçe ile ayıklama yoluna giderek bir gazete çıkarması ve Rusya'da Müslüman Türk topluluklarında Türkçe okuma-yazma hareketinin hızlanması buna önemli bir örnektir.
Osmanlı İmparatorluğu'nda Türkçülük-I
Pantürkizm başlangıçta siyasi birleşmeyi hedefleyen bir milliyetçilik değildi. Fakat bu durum Balkan Savaşı'na kadar geçerli olacaktır. Balkan Savaşı'ndan sonra imparatorluk toprakları elden çıkınca, buna ihtiyaç duyulacak ve Turancılık siyasi program haline getirilecektir.
Sivas Kongresi hazırlıkları, delegeler ve katılım üzerine
... Bazı yerlerden hem temsilci seçmiyorlar hem de maneviyat kıracak ve herkesi ümitsizliğe düşürecek cevaplar veriyorlardı. 9 Ağustos 1919'da İstanbul'dan gönderilen şifreli mesajdan bir bölüm: * İstanbul'dan temsilci göndermek imkansızdır. Gönderilmek istenen kimseler, orada verimli, başarılı iş göreceklerine emin olmadıklarından dolayı, boşuna masraf etmemek ve yolculuk sıkıntılarına katlanmamak için hareket etmiyorlar.
Bizim millet "Olmaz!" demeyi çok sever. Olmayınca da sevinir. "Bak, dediğim çıktı." diye.
Yılmaz Erdoğan
Yılmaz Erdoğan
Ama o eskiden de bir düşünce, bir umut, hatta bir hayal uğruna bütün varlığını binlerce kez feda etmeye hazır bir insan değil miydi? Yalnızca var olmak ona her zaman az gelmiş, o hep fazlasını istemişti.
Sayfa 678Kitabı okudu
Reklam
687 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
38 günde okudu
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski
9.2/10 · 159bin okunma
Akılca ve ruhça kim sağlam ve güçlüyse, insanlara onun buyuracağını biliyorum artık! Kim daha yürekliyse haklı olan da odur. Her şeyin içine tükürmekte, aldırmazlıkta en ileri gidenler, yasa koyucu olurlar. Herkesten daha gözü pek olan herkesten daha haklıdır. Bu güne kadar böyle gelmiş, bundan sonra da böyle gidecek!
Sayfa 521 - RaskolnikovKitabı okudu
Niçin beni kucaklıyorsun Sonya? Bu acıyı tek başıma çekemediğim ve "sen de acı çek ki, ben biraz hafifleyeyim" dediğim için mi? Böyle bir alçağı sevebilir misin sen?
Sayfa 517 - RaskolnikovKitabı okudu
Hayatta en güvendiğim insana duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı;çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
205 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.