Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben tesadüf diye başlayayım söze. Öyleki Piri ziyarete gidelim dedik. Kapıdan girmeden önce yan tarafta ziyaret etmek istediğim bir yer vardı. Daha önce uğramıştım ama görüşmek nasip olmadı. 2 sene sonra o kapıdan tekrar girdim. Pir'in kaçıncı kuşaktan torunuydu. Merve dedim sen mânâ arıyorsun; peki kaldı mı o mânâ. İçerde sohbet ederken bir
Amin...Ecmain...
Huşû'nun ardı duadır . Duanın ardı gözyaşı . Dua âdemoğluna en çok yakışan hâldir . Benim yüzüm yerde gerek Bana rahmet yerden yağar demektir . Kibrin düşmanı , tevazuun dostudur . Huşû kalp gözünün açık tutulmasıdır . Açık duran kalp gözü kâinatın her " ân " huşu içinde elpençe divan durduğuna şahit olur . Müşahade makamı budur . Cümle mahlukat bu makamda tesbihatla meşguldür . Bişuur da olsalar varolmuşlardır . Şuur sahibi insan , emaneti yüklenen insan , meleklerin secde ettiği insan , şanına yakışan yerde bulunmalı , varol malı değil midir ? Öyledir . Lakin insanoğlu aynı zamanda " cahil ve nankör " dür . Ya Rabbi bizi nimetine şükredenlerden , her nefeste " Allah " diyenlerden eyle .
Sayfa 140 - 141Kitabı okudu
Reklam
Hakikaten namaz,dinin direğidir.Onunla kazanılacak kemâlât,hiçbir ibadetle kazanılamaz.İslami ibadetler içinde namazın rütbesi, âhiret nîmetleri içinde zirve teşkil eden ru'yetullâh,yani Cenab-ı Hakk'ı müşahede makamı gibidir.Zira namaz,mü'minlerin miracıdır.Dünyada kullarının Hakk'a en yakın olduğu an,huşu içinde kıldıkları namaz anlarıdır.Namaz,kulun daha bu dünyada iken Rabbine mülaki olmasıdır.Bu yüzden Rasulullah(sav)"Namaz gözümün nûrudur"buyurmuş ve son nefeslerinde ümmetine,"namaza dikkat etmelerini"vasiyet etmiştir.
Sayfa 358 - erkam yayiniKitabı okudu
Huşu makamı
Huşu (korku), zillet ve küçüklük makamıdır ve yaratıkların niteliklerinden biridir.
Şehre girdiğimiz zaman, hiçbir ışık görülmüyordu. Herkes uykuda. Nihayet bir yer bulduk. Fakat orada da yatmak ve uyumak imkânsız. Ortalık ağarıyor. Birdenbire, bir ses, kalbimde hazin bir akis bıraktı. Dağların tepeleri, güller gibi kızarıyor. Minarelerde ezanlar okunuyor. Fakat bu ezanlar bildiğimiz makamlardan değil. İstanbul minarelerinden pâyitahtın mes’ut köşelerine yayılan, ruha sükûn ve huşu veren saba makamı, buralarda meçhul. Buraların makamı da halkı gibi yanık, halkı gibi mahzun. Tatlı, tesirli, ağlar gibi, inler gibi kürdî bir ses, kuyularda yanan bedbahtların cesetleri üzerinden dağılıyor, Erzincan’ın felâket görmüş halkını ibadete davet ediyor.
19 öğeden 11 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.