Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
✿✿✿ "Demeliyim ki şu hayat bir katre-i andır Varlıkta hiçlik ve hiçlikte varlık aşktandır Nefsi sorarsan o emmarede bir çıyandır Küfür kuytularda giz şimdilerde ayandır Bu ıstırap miskinden zahitlere beyandır Muttasıl-ı muştuya mazhar Hakk'a uyandır Maksudu İlahi olanın ameli püryandır O zaman-ı ahir cehennem gibi üryandır Had ile fiil
28. MektupKitabı okudu
Bu küçük masa benim. Bu sandalyeye filanın lütfu, falının yardım ve tavsiyesiyle oturmadım. Memleket bu makamı bana sırf kendi emeğimin mükâfatı olarak verdi. Ben başkaları gibi bu küçük memuriyeti azımsamıyorum. Bilâkis onu kendim için çok fazla yüksek buluyorum. Bu küçük masa bütün bir milletin saadeti için çalışan büyük makinenin bir parçası; benim onun başında göreceğin iş ne kadar ehemmiyetsiz olursa olsun, eserin heyet-i umumiyesine teysir edecek. Büyük seslerin dağlardan aldığı aks-i sadada nasıl en küçük ihtizazın -duyulmayacak kadar hafif, fakat herhalde mevcut- benim naçiz mesaimin de bu büyük dertli milletin saadetinde öyle bir hissesi olacak. Bunu ben daima böyle bilmeye ve ona göre çalışmaya azmettim. Küçükken çok dindar bir çocuktum. İstanbul’un büyük camilerine gider, o muhteşem mihraplar karşısında gönlüm huşu çarpıntıları, gözlerim vecd yaşlarıyla dolu, dua ederdim. O şimdi önümde bu küçük memuriyet masası beni aynı vecd ile ve huşu ile sarsıyor, gözlerimi yaşlarla dolduruyor. Camide kendimi Allah’ın muhteşem gözü karşısında hissederdim. Burada büyük millet asil ve mağdur çehresiyle bakıyor, ıslak gözleriyle yardım istiyor zannediyorum, bu bükâ beni daha derin ürpermelerle sarsıyor, sarsıyor.
Reklam
Namaz
"Namaz dinin direği, ariflerin gözünün nuru, sıddıkların ziyneti, mukarrabinlerin tacıdır. Namazın makamı, Allah'a vuslat makamıdır. Aynı zamanda namaz; yakınlık, heybet, huşu ve haşyet, tazim, vakar, müşahede, murakebe, esrar, Allah'a yalvarış, Allah huzurunda duruş, Allah'a yöneliş, Allah dışındakilerden yüz çeviriş makamlarını ifade eder. "
Sayfa 49 - Hayy kitap
V A S IL Nefesler Âleminin Adamları (Ricâl) Nefesler âleminin ricâline (adamlar) gelirsek, şimdi onları zikredeceğim! Onlar, Davud’un (as.) kalbi üzerindeki kimselerdir. Hiçbir dönemde sayıları artmaz ve eksilmez. Onları Davud’un kalbiyle ilişkilendirdik ve bazen bu nitelikle daha önce de bulunabilirler. Bununla kastedilen şudur: Onlarda tek tek
...Oğuzhan Âsım GÜNEŞ...
"Demeliyim ki şu hayat bir katre-i andır Varlıkta hiçlik ve hiçlikte varlık aşktandır Nefsi sorarsan o emmarede bir çıyandır Küfür kuytularda giz şimdilerde ayandır Bu ıstırap miskinden zahitlere beyandır Muttasil-ı muştuya mazhar Hakk'a uyandır Maksudu İlahî olanın ameli püryandır O zaman-ı ahir cehennem gibi üryandır Had ile fiil kulda
Sayfa 144
Şüphesiz namaz kulun zimmetinde bir borç olmaktan çok daha fazlasıdır. Maşuka aşk ve muhabbeti ilan etmektir namaz. Şekil şartları namazın cesedi, huşu ve huzur-u kalp ise ruhudur. Şuhuttan uzak, kalple değil, sadece kalıpla kılınan namaz ile farz yerine getirilmiş olsa da vuslat başka bir vakte kalmıştır. Zira huzursuz namazın encamı yoktur. Şuurla kılınan namaz insana kötülüklerden el etek çektirir. Cümle günahlardan onu uzaklaştırır. Rabbinin sevgi, güven ve rızasına ulaştırır. Sevdiği kulunun Allah işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olur. Her ne isterse verir. Onu her türlü tehlikeden korur. Rabbi tarafından sevilen ve himaye edilen bu kuldan daha mutlusu, daha zengini var mıdır? O halde fukara; malı, mülkü, serveti, makamı, rütbesi, unvanı olmayan değil, aşkı, muhabbeti, kıyamı, rükûsu, secdesi, teşehhüdü bulunmayandır. Namazla huzura eren, şuurla dirilişi yaşayan bu kulların elinden, dilinden, gözünden, kulağından kimseye zarar gelmez, gelmemelidir. Hem namaz kılıp hem zulmedenler, hem kıyama durup hem günah irtikâp edenler, hem secdeye varıp hem hiç çekinmeden kul hakkı çiğneyenler namazın ruhunu incitmekte, huzurunda oldukları Rablerini üzmektedirler. Salat o ibadettir ki cana can olsun. Kulu maddeden manaya, kesafetten letafete yükseltsin. İrfan ile âdemiyete eriştirsin. Niyâzî Mısrî Hazretleri ne güzel söyler: "Savm u salât u hac ile Sanma biter zâhid işin İnsan-ı kâmil olmaya Lâzım olan irfan imiş'
Sayfa 273
Reklam
Fasıl: Endülüs ülkesinde "Merşanetu'z Zeytun"da salih bir arkadaşımız vardı. Kur'an öğretirdi. Büyük bir fakih, hafız, erdemli bir kişi olup yoksullara hizmet ederdi. Abdülmecid b. Seleme adlı bu zat -Allah onu muvaffak etsin- bana şunu anlattı: "Bir gece namaz kıldığım köşemde Kur'an okuyordum. Kur'an'dan
Amin...Ecmain...
Huşû'nun ardı duadır . Duanın ardı gözyaşı . Dua âdemoğluna en çok yakışan hâldir . Benim yüzüm yerde gerek Bana rahmet yerden yağar demektir . Kibrin düşmanı , tevazuun dostudur . Huşû kalp gözünün açık tutulmasıdır . Açık duran kalp gözü kâinatın her " ân " huşu içinde elpençe divan durduğuna şahit olur . Müşahade makamı budur . Cümle mahlukat bu makamda tesbihatla meşguldür . Bişuur da olsalar varolmuşlardır . Şuur sahibi insan , emaneti yüklenen insan , meleklerin secde ettiği insan , şanına yakışan yerde bulunmalı , varol malı değil midir ? Öyledir . Lakin insanoğlu aynı zamanda " cahil ve nankör " dür . Ya Rabbi bizi nimetine şükredenlerden , her nefeste " Allah " diyenlerden eyle .
Sayfa 140 - 141Kitabı okudu
Hakikaten namaz,dinin direğidir.Onunla kazanılacak kemâlât,hiçbir ibadetle kazanılamaz.İslami ibadetler içinde namazın rütbesi, âhiret nîmetleri içinde zirve teşkil eden ru'yetullâh,yani Cenab-ı Hakk'ı müşahede makamı gibidir.Zira namaz,mü'minlerin miracıdır.Dünyada kullarının Hakk'a en yakın olduğu an,huşu içinde kıldıkları namaz anlarıdır.Namaz,kulun daha bu dünyada iken Rabbine mülaki olmasıdır.Bu yüzden Rasulullah(sav)"Namaz gözümün nûrudur"buyurmuş ve son nefeslerinde ümmetine,"namaza dikkat etmelerini"vasiyet etmiştir.
Sayfa 358 - erkam yayiniKitabı okudu
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.