Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz. Nûh
Tufan gerçeğinin mânevî yorumunda insanoğlunun tarih, zaman, hayat ve kader problemleriyle yüzyüze gelip boğulacak gibi olduğu anda ilâhî lûtufla kurtulduğunun öyküsü yatmaktadır.
Ümmetin Şahitliği
Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu: Kıyâmet gününde Nûh aleyhisselâma: "Üstlendiğin peygamberlik görevini ümmetine tebliğ ettin mi?" diye sorulacak. O da: "Evet, yâ Rabbî, tebliğ ettim" diyecek. Bu defa onun ümmetine: "Nûh size benden aldığı görevi ulaştırdı mı?" diye sorulacak. Onlar da: "Hayır, bize bir uyarıcı gelmedi" diyecek. O zaman Cenâb-ı Hak, Nûh peygambere: "Görevini yaptığına dair şâhitlerin kimlerdir?" diye soracak; o da: "Muhammed ve ümmeti" diye cevap verecek. İşte bunun üzerine Muhammed ümmetine sorulacak, onlar da (Kur'ân-ı Kerîm'den öğrendikleri şekilde) Hz. Nûh'un görevini yaptığını söyleyeceklerdir. Resûl-i Ekrem bunları anlattıktan sonra şu âyeti okudu: "Böylece, siz bütün insanlara şahit olasınız, Peygamber de size şâhit olsun diye sizi ölçülü, dengeli ve adâletli bir ümmet yaptık." (Bakara-143)
Sayfa 96
Reklam
Hz. Nuh, Kur'ân'ın deyimiyle "bin eksi elli (950)" sene insanları Allah'a kul olmaya çağıran bir davetçidir. Nûh, kelime olarak "𝗶𝗻𝗹𝗲𝘆𝗲𝗻" anlamına gelir. Hz. Nûh'a ismi ziyadesiyle sirayet etmiş, insanları İslâm'a ve imana davet etme adına çok ızdırap çekmiştir. Böyle ağır bir yükün altında inleyen Hz. Nûh, ne yazık ki tüm çabalarına rağmen kendi hanımına da evladı Kenan'a da sözünü geçirememiştir.
Allah ve Resulünün müşriklikle nitelendirdiği kimseler iki sınıfa ayrılır: 1 - Hz. Nûh'un kavmi / 2 - Hz. İbrahim'in kavmi Hz. Nuh kavminin şirklerinin temeli; salihlerin kabirlerine bağlanmaları, sonra heykellerini yapmaları ve giderek onlara tapmalarıdır. Hz. İbrahim'in kavminin şirklerinin temeli ise; yıldızlara, güneşe ve ay'a tapmalarıdır. Bunlardan her biri ayrıca cinlere tapıyorlardı. Çünkü şeytanlar onlarla konuşuyor ve bazı hususlarda onlara yardımcı oluyorlardı. Hakikatte cinlere taptıkları halde, kendilerinin meleklere tapan insanlar olduklarına inanırlardı. Aslında onlara yardımcı olan ve şirk koşmalarından hoşnut bulunan cinlerin kendileriydi.
Hz. İbrahim'in nesebi
İbrahim b. Tareh b. Nahûr b. Sârûğ b. Rağuva b. Faleğ b. Âbir b. Şaleh b. Erfehşed b. Sâm b. Nûh (aleyhisselam).
Ehli kitaptan alıntı olarak naklediyor yazarımız.Kitabı okudu
Size diyecekler ki: "Ruslar bir taraftan, Çin diğer taraftan saldırdı, Türkistan İslam Devleti'ni yıktılar.... İşgal yüz yıla yaklaştı, hâlâ Türkistan hürriyetine, istiklaline kavuşamadı. Nasıl olacak?!" Kur'an-ı Hakîm bize Hz. Nuh'u anlatıyor. Mücadelesi tam dokuz yüz elli yıl devam etmişti. Hz. Nûh mesai mefhumu olmadan tebliğ etmişti: "Ey Rabbim! Gerçekten ben kavmimi gece gündüz (imana) davet ettim." demişti. Bu uzun mücadelenin sonunda Hz. Nuh'un ellerini, ayaklarını bağladılar. Allah'a ibadet etmesini yasakladılar. Sizler yorulduğunuz anlarda dokuz yüz elli yıl direnen Hz. Nuh'a bakacaksınız. Allah Teâlâ bize Hz. Nuh'u Kur'an-ı Hakimde anlatıyor ki O'nun gibi olalım; yoruldum deyip köşeye çekilmeyelim.
Reklam
Hz. Nûh'u ( aleyhisselam) anlamak
Onlardan baba olanlar, çocuğu ergenlik çağına gelip, sözünü anlayacak yaşa ulaştığında ona özel olarak şunu vasiyet ediyordu: Yaşadığın sürece ve hayatta kaldığın müddetçe asla Nûh'a iman etmeyeceksin." İşte bundan dolayı Hz. Nûh şöyle diyordu:" Ve kötü kimseden, aşırı giden kâfirden başka evlat doğurmazlar." (Nûh, 27.)
Hz. Nûh dedi ki
"Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. Doğrusu ben, sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum." (Araf, 59.)
Ahiret -Kur'an
Kur’an’da Hz. Nûh, İbrâhim, Yûsuf, Mûsâ, Îsâ ve diğer peygamberlerin kendi ümmetlerine âhiret akîdesini telkin ettikleri ifade edildiği gibi (bk. Yûsuf 12/101; Meryem 19/33; Tâhâ 20/55; eş-Şuarâ 26/81-102; Nûh 71/17-18), Allah’a ve âhiret gününe inanan yahudi, Nasârâ ve Sâbiîler’in kurtuluşa erecekleri beyan edilmekte (bk. el-Bakara 2/62; el-Mâide 5/69) ve “kendisinden önceki ilâhî kitapları doğrulayıcı” olarak gönderilen Kur’an’ı âhirete inananların kabul edeceği haber verilmektedir (bk. el-En‘âm 6/92).
Reklam
Hz. Nûh ile ona iman edenlerin kurtuluşu ve tûfan*ın bir daha vuku bulmaması için ahid yapılmış, buluta konan yay (gökkuşağı) bu ahdin alâmeti sayılmıştır (bk. Tekvîn, 6/18, 9/12, 15, 16)
"Vaktiyle biz Nûh’u kendi kavmine resul olarak göndermiştik. Nûh, bin yıldan elli yıl daha az bir süreyle onların arasında kaldı. Sonunda zulümlerini sürdürürlerken onları tûfan yakaladı." Ankebût/ 14 (Kur’an-ı Kerîm’de kavmiyle giriştiği inanç mücadelesi hakkında bilgi verilen ilk peygamber Hz. Nûh’tur; ayrıca yine Kur’an’da kaç yıl yaşadığı bildirilen tek peygamber de odur. Tevrat’ta da Nûh’un 950 yıl yaşadığı bildirilmektedir.)
Sayfa 420Kitabı okudu
466 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.