PEYGAMBERİMİZ HAZRET-İ MUHAMMED MUSTAFA SALLALLÂHÜ ALEYHİ VE SELLEM
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz, Milâdî 571 senesinde Mekke-i Mükerreme’de dünyaya şeref vermişlerdir. Kendisi Kureyş kabilesinin Hâşimoğulları sülalesindendir. Peygamberimiz (s.a.v.), daha doğmadan iki ay önce muhterem babası Hz. Abdullah vefat edince yetim kalmıştı. Dünyayı teşrîflerinden altı sene sonra
La havle ve la kuvvete illa billah
Ebu Musa´nın (Allah ondan razı olsun) rivayet ettiğine göre, Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurmuşlar ki:
"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh´ı çok şöyle! Çünkü bu cennet hazinelerinden bir hazinedir."
Ebu Hureyre ise (Allah ondan razı olsun) :
"Bana Rasûlüllah (s.a.v.) buyurdular ki:
(Lâ havle ve lâ kuvvete illâ
TEVBE ETMENİN FAZİLETLERİ
Necmüddîn el-Gazzî rahimehullâh, Hüsnü’t-Tenebbüh isimli eserinde, günahtan tevbe etmenin bazı faydalarını şöyle zikretmiştir:
Mümin kimse, tevbe ederek kulluğun kemâline ulaşır. Tevbesi sebebiyle Hz. Allâh’ın muhabbetini kazanır. Bir hadîs-i şerîfte, “(Bir günah ile) imtihan olunup da çok tevbe eden bir mümin kulunu, muhakkak Allâhü Teâlâ
Hadislerle raks etmek
Hz. Âişe (R.anhâ)’den rivâyet edilmiştir: Rasûlullah (S.a.v.) evde oturmakta idi. Bir gürültü ve çocuk sesleri işittik. Hz. Peygamber ayağa kalktı, bir de baktı ki, Habeşli bir kadın raks etmekte ve etrafında da çocuklar toplanmış bulunmaktaydı. Rasûlullah (bana): “Ya Aişe, gel de seyret” diye buyurdu. Evet, demem üzerine usanana kadar bana onları seyrettirdi.
Kaynak: [Hanbel, Müsned, 3/152; Tirmizî, Sünen, 6/62]
Buhârî'deki rivâyette Hz. Aişe (R.anhâ)’dan şöyle dediği rivâyet ediliyor: “Nebi (s.a.v.) beni ridâsıyla örtüyor ve ben de mescitte oynayan Habeşlilere bakıyordum. Ta ki usanıncaya kadar onları seyrettim”
Kaynak: [Buhârî, Menâkıb: 15, 4/162]
________________
«Hazret-i Şârih» diye anılan İsmâîl Rusûhî Ankaravî (Rh.a.) bu hadisleri izah ederken şöyle buyurmuştur:
“Eğer raks, eğlence ve oyun mutlak haram olsaydı, Hz. Âişe raks eden Habeşlilere bakmazdı"
Kaynak: [Ankaravî, Minhâcü'l-Fukarâ, 255]
R.S.A.V. SÜNNETİ HAKKINDA.
'' İbn Abbas'ın ( r.a.) rivayet ettiğine göre HZ Peygamber s.a.v. şöyle buyurmuştur. '' Her kim ümmetimin fesada düştüğü zamanda sünnetime sımsıkı sarılırsa onun için yüz şehit sevabı vardır. ''
( DÜRRETÜL VAİZİN. )
İçtihat ve Yenilenmenin Gerekliliği
Donukluğu ve taklidi reddedip içtihat ve tecdide inanmak, İslam’ın hedeflerini, naslarını ve pratik hayata uygulanmasını anlamada zaruri bir araçtır. Bunu yaparken yer, zaman, örf ve adetlerin değişmesiyle âlimlerin verdiği fetvaların değişebileceği şeklindeki hesabı da göz önünde bulundurmak gerekir. Dinlerin kendilerini içtihada bu tarzda sevk
KÜÇÜK GÜNAHLAR
Hz. Aişe (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Ey Aişe sakın günahları küçük görme! Çünkü Allah, küçük günahların da hesabını soracaktır."
Nesai
Sadaka vermek belayı def eder.
Sadakanın en üstünü, kişinin ilim öğrenip sonra da onu bir müslüman kardeşine öğretmesi ve hayrı devam eden bir yardımda bulunmasıdır ki, biz buna "sadaka-i cariye" diyoruz.
Müslümanın hayatta iken yaptırdığı cami, okul, hastane, çeşme, köprü v.b. sosyal hizmetler sadaka-i cariyedir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu hususta şöyle