Muhammed Gazali
Acaba verilen eğitim ve yaşatılan hayatla kız çocuklarının İslam'dan uzak yaşayıp inançsız ve amelsiz olarak ölmelerine ve ahirette cehenneme gitmelerine sebep olmanın küçük yaşta kız çocuğunu toprağa gömmekten daha büyük bir suç yahut daha büyük bir cahiliye değil midir? Çünkü cahiliye devrinde küçük yaşta toprağa gömülen kız çocuklarının son tahlilde suçsuz ve günahsız olduğu için cennete gitmesi söz konusu iken, akil ne baliğ olarak İslamsız bir hayat yaşatılan ve cahiliye ölümü ile ölen kız çocuklarının başka yere gitmesi söz konusudur. Başka bir deyişle, cahiliye devrinde gömülen kız çocuğunun geçici dünya hayatı mahvedilirken, modern cahiliye devrinde islamsız yaşatılan kızın sonsuz ahiret hayatı mahvedilmektedir. Onun için modern cahiliyenin kız çocuklarına yaptığı haksızlığın yanında Arap cahiliyesinin yaptığı basit kalmaktadır.
Kimi çevrelerde yaygın olan kanıya göre "İslam'da kadının adı yok"tur. (...)Bu yazıda değinmek istediğim asıl konu, Kur'an'da kadın erkek ilişkileri ile ilgili hükümlerin neredeyse tamamının kadınların lehine erkeklerin aleyhine olduğunu göstermektir Çünkü Kur'an kendi "etkin tarihi" içinde okunduğunda kadınlarla ilgili her inen ayette bir hakkın erkeklerden alınıp kadınlara verildiği görülür ve Kur'an'ın nüzul sureci tamamlandığında artık kadın ile erkek arasında bir farkın kalmadığını görürüz. Tabii ki eğer Kur'an'ı kabileci Arap gelenek ve törelerinin etkisinden sıyrılarak okumasını becerebilirseniz.
Reklam
Gelenekte kadın eşdi, anneydi, yeri evdi. Evin gerçek sahibi idi, ailenin nazımı idi. Müşkül duruma düşüldüğünde ilk ona sığınılırdı. İffet, şefkat, merhamet onun değişmez vasfı idi. Kapalı bir dünyada yaşar, dünyayı oradan müşahede ederdi. Oysa modern hayat, sadece erkeklere mahsus değildi. Kadınları modern hayata katmak, onu evinden çıkarmak, daha fazla öğretim görmesinin yolunu açmak, ev işlerini, çocuk yetiştirmeyi bilmese bile iyi tahsilli, teknisyen veya sanatçı olmasını sağlamak. Çalışma hayatının her alanına kadını sokmak. Kariyer basamaklarına tırmandırmak.. Varoluşunu bunlarla tanımlamak ve anlamlandırmak.
"Çalışan kadın" miti, "ekonomik özgürlük" kavramı ile birleştirildi. Kapitalizmin esiri olan kadınlar, kazançlarının neredeyse tamamını kadınlara yönelik kapitalist üretime kaptırdıklarını fark edemediler. Fark edemedikleri bir başka şey de kadınlık, eşlik, annelik fonksiyonlarının kaybolduğu idi.
"Tevhid inancından sapan ve dinlerini gelenek, görenek, mitoloji,bozuk inanışlar bulanık kültürlerle bulandran /bozan bütün uluslarda Yahudilerin, Hıristiyanların ve Arap Múşriklerinin şefaat inanç ve beklentilerine benzer inanışlar ve beklentiler oluşur. 'Bu toplumlarda insanlar Allah'ı gereği gibi takdir edememekte /anlamamakta (6 En'am/91, 22 Hac /74, 39 Zümer/67)'', Tevhid inancını ve dinin doğasını kavramamakta dinin inanmak, amel etmekten oluştuğu, ahiret hayatının da ancak "vahyin öğretilerine uygun" yapılan inanç ve ameller ışığında şekilleneceği gerçeğini göz ardı ederek tevhid inancını korumadan ve amel etme görevlerini yerine getirmeden işi aracılar/torpil ve anlayişiyla kurtarmaya çalışmaktadırlar" İbrahim Sarmış/Şeytan Üçgeni Bid'at - Tevessül - Şefaat/Düşün Yayıncılık syf ; 276
Sayfa 276 - Dûșûn yayıncılık ~
Kuran-ı Kerim, korunan, vahiy katiplerine yazdırılan, Hz. Peygamber ve ashab tarafından ezberlenen, nüshaları çoğaltılan, böylece harfiyyen kuşaktan kuşağa aktarılan bir kitaptır.
Sayfa 105 - Düşün YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
174 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.