Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beşeriyeti bir kabus gibi sarmış olan siyonizm, önüne durmak isteyen her çeşit meşru kuvveti, her çeşit gayri meşru silaha müracaat ederek devirir. Bilhassa kütleleri perçinleyici bir ana kuvvet olan iman ile, milli değerleri ezmek, temel prensibidir. Maalesef bu arada, bizim gibi teşkilatsız, hatta başsız olan hamiyetli vatan evlatları ise, şuurlu memleket aşkımız ve iman kaynaklarımızdan dolayı, suçlu ve geri kimseler olarak umumi efkara takdim ediliriz.
Kendisini çağıranlar, bu üç katlı ve ahşap binada olmalıydılar. Allah nasip ederse bu defaki tahmini daha isabetli olacaktı. Yine de, sol taraftaki mezar taşlarının yanından geçerken içinde bir şüphe yok değildi. Açık bırakılmış kapıdan içeri girdiğinde kendini, tavandan sarkan avizedeki onsekiz kandilden çok, kelimelere dökülmesi gayrı kabil bir
Reklam
Çilekler
Müslüman bir kadındı. Yaşı altmışın üzerinde olmasına rağmen, gençlerle konuşurken bile tülbentiyle ağzını örterdi. Evinin arkasında iki üç metrekarelik bir toprak parçası vardı. Ayakta zor durmasına rağmen, üşünmez, bahçeye yeşil soğan, fasulye falan ekerdi. Geçen yılın bahar ayında benden çilek fidesi istedi. Güle oynaya getirdim. Bahar bitti, yaz bitti ve sonbaharda ninemiz vefat etti. Geçen gün, evlerinin arka tarafından geçerken bahçeyi gördüm. Belli ki ninemizin vefatından sonra bahçeyle kimse ilgilenmemişti. Çileklere gelince... O iki kök çilek fidesi, bahçenin her yerini sarmış. Çelikler kıpkırmızı olmuş, toplanmadıkları için çürümeye başlamış. "Behçeye inip şunları yiyeyim" diye niyetlendim. Sonra, rahmetlinin bahçeye izinsiz giren çocuklara söyledikleri aklıma geldi, hemen vazgeçtim. Bahçeye uzun uzun baktım, ölümü düşündüm: Ölüm, insanın bir yarısını alıp gidiyor. Ardında, işte böyle yarım kalmış projeler, verilmiş sözler, binbir emekle yapılmış evler, ekilmiş bahçeler, daha ilk meyvesi bile yenmemiş fidanlar bırakarak... Sonra eve döndüm, ömrümü uzatmak için biraz şiir çalıştım.
Beşeriyeti bir kâbus gibi sarmış olan siyonizm, önüne durmak isteyen her çeşit meşrû kuvveti, her çeşit gayrimeşrû silâha mürâcaat ederek devirir. Bilhassa kütleleri perçinleyici bir ana kuvvet olan îman ile, millî değerleri ezmek, temel prensibidir. Maalesef bu arada, bizim gibi teşkîlâtsız, hattâ başsız olan hamiyetli vatan evlâtları ise, şuurlu memleket aşkımız ve îman kaynaklarımızdan dolayı, suçlu ve geri kimseler olarak umûmî efkâra takdim ediliriz.
Sayfa 289Kitabı okudu
Kaynak
Geleneksel anlayışta Hadisler, dinin ikinci kaynağı olarak tanımlanır. Oysa dinin yegâne kaynağı, koyucusu ve belirleyicisi yüce Allah’tır. Hz. Peygamber ise, dinin ikinci kaynağı, koyucusu ve belirleyicisi değil, onun tebliğcisi ve uygulayıcısıdır.
Sayfa 63
"Beşeriyeti bir kabus gibi sarmış olan siyonizm, önüne durmak isteyen her çeşit meşru kuvveti, her çeşit gayrimeşru silaha müracaat ederek devirir."
Sayfa 289 - Kubbealtı NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Eski Ahit'te meşiah, bir sıfat olarak kutsal yağ ile meshedilmiş, yağlanmış kişi anlamına gelmektedir. Bu dini işlem çoğunlukla İsrail Kralları tahta oturduklarında onlara yapılırdı. Çünkü yönetimin de dini bir anlamı bulunmaktaydı. Bir din adamı tarafından yapılan bu işlem ile de krala kutsal bir kişilik kazandırıldı. Böylece Kral Allah adına hükmederdi
Sayfa 51
Hz. Davut, Yahudi literatüründe Mesih olarak anılmıştır.
Sayfa 47
Mesih inancı, Semavi kökenli 3 dinde ortak bir Fenomen/olgu şeklinde kıyametten önce bozulan dini ıslah ederek hak ve adaleti yeniden sağlamak üzere bir kimsenin, şahsın gelmesi olarak anlaşılmaktadır.
Sayfa 33
194 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.