Herkese merhaba. Bir haftayı aşkın süredir aranızda değildim. Mesaj kısmı beni merak eden dostlarla dolmuş. Bende burdan genel bir açıklama yapmaya karar verdim. Bildiğiniz üzere ülkemizin başına bir deprem felaketi geldi. Ben de Gaziantep'te ikamet ettiğimden depreme yakalananlardan oldum. O anı paylaşmak istiyorum sizlerle. (Bu yazı daha
iç döküş
Sürekli bişeyler eksik bir yarım hep yarım, Eksik yanımı neyin dolduracağını bilmiyorum.. her gün yarın güzel birşeyler olacak diyerek kendimi kandırıyorum. olmuyor güzel hiç bir şey olmuyor.. her günüm bir önceki günün aynısı bu gün yine dünden yarın. misket gibi yerimde sekiyorum, bir şeyleri degiştirmek istiyorum, Değiştire bilecegim tek
Reklam
126 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
ÖLÜME GEBE || AYLİN AKÇA "Çirkin bir gerçeğin yerine anlamlı bir şiirin bana isabet etmesini, beni ele geçirmesini tercih ederim." Herkese selam, Ölüme Gebe adlı kitabın incelemesiyle geldim. Kitaba başladığımda ben ne okuyorum böyle dedim, çünkü canlı bomba olan bir kadının ağzından kendisine neden canlı bomba dediğini, hayatını, neler hissettiğini hatta hissedemediklerini de okudum. Kader, aslında yirmi üç yaşında hukuk okuyan bir öğrenci. "Neler hissettiğimi size anlatabilirim. Ama ister misiniz bunu? İçinizdeki en temiz noktaya sıçrayacak, bütün benliğinizi karartacak bir yığın şey anlatabilirim. İster misiniz? Kendi saflığınızdan, temiz olduğunu düşündüğünüz her şeyden utanmanızı sağlayacak kadar irin var içimde, içinize aktarmamı ister misiniz?" Bıraktığım bu alıntı kitabın etkileyici cümlelerinden sadece birkaçı. O kadar zor süreçlerden geçmiş ki bu süreçlerin hepsini mor bir deftere yazdığı satırlardan öğreniyoruz. Pazartesi gününden pazara kadar yedi günlük bir iç döküş, yaşadıklarına isyan, herkese sitem... Her bölüm bir gün ismi. Aslında Kader'in ne istediği çok açık. Sadece sevilmek... Bu arada kitabın isminin neden Ölüme Gebe olduğunu da size oldukça iyi anlatıyor. Yazarın kalemiyle ilk kez tanıştım. Kader'in hayatının son yedi gününü bir günlüğe sığdırma fikri etkileyici. Çarpıcı hatta sarsıcı satırlara hazır olun derim. Keyifli okumalar. Dünya müjdeler vermiyor insana. Felaketler bir kolyeye dizilen boncuklar gibi birbirine yapışık."
Ölüme Gebe
Ölüme GebeAylin Akça · Tilki Kitap Yayınevi · 202311 okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Herkese merhaba. Uzun zamandır bu kitabı çok okumak istiyordum ve aylar önce alıp sonunda okuyabilmem benim için büyük bir başarı. Kimi kitabı beğenmiş kimi beğenmemiş. Kitap ismiyle bana dikkat çekiyordu. Werther ne acı çekmiş olabilirdi diye düşünmeden geçemedim. Öncelikle küçük bir araştırma yaptığımda kitabın Goethe tarafından 1774 yılında
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021122,3bin okunma
89 syf.
10/10 puan verdi
·
19 saatte okudu
Okurların ve yazarların en büyük ortak paydası kitaplarken, ben dün gece #hercumaşiirgecesi rutinime hem meslektaşım hem de ikiz babası olan #ahmettevfikkaraaslan ‘ın #mevsimevveli kitabını konuk ettim. Mesleğimiz; hakkıyla yapıyorsanız çok yorucu üstüne bir de ikiz babası olmak ki onu zaten anca yaşayan bilir, hal böyleyken bu güzel şiirleri
Mevsim Evveli
Mevsim EvveliAhmet Tevfik Karaaslan · Kralos Yayınları · 027 okunma
Hayat herkesin hayatıydı ama birileri sürekli diğerlerini eleştirmekle görevli sanıyordu kendini. Hiç bir zaman kendini eleştirememiş insanlar nedense başkalarını eleştirmekte hiç zorlanmıyorlardı. Burada bir dipnot açmak gerekir. Eleştiri kötü bir şey değildir fakat sadece olumlu, samimi ve yapıcı olduğu zaman. Eleştiri yalnızca insanların kötü yönlerini açığa vurmak amaçlı yapıldığında onları mutsuz etmek ve yaralamaktan başka bir amaç taşımamaktadır. Peki insanları yalnızca kötü yönleriyle eleştirenler kötülük yaptığının farkında olup hiç kendini sorgulamıyor muydu? Sanmıyorum. Sanmıyorum çünkü bu eleştirilerin ucu bucağı yoktu. Eleştirdiği insanın kalbini bilmeden, içindeki çocuğu bilmeden eleştirenler kendi içlerindeki çocuğu çoktan kaybetmemiş midir? Kaybetmeselerdi çocuklar gibi gerçekçi ve saf duygularla bakmazlar mıydı? Çocuklar gibi küçük şeylere sevinmezler miydi? Çocuklar gibi herkese sevgiyle, hoşgörüyle yaklaşmazlar mıydı? Bunların hiçbirini kendilerinde göremediğimiz insanların eleştirmek olarak gördüğü görevleri aslında dünyaya kötülük saçmaktı. En acısı da neydi biliyor musunuz? Bu gerçekleri onların hiç bir zaman göremeyecekleriydi. Diyeceklerim bu kadar değil ama ne desek lafugüzaf. Bir iç döküş parçasıydı. İyi akşamlar.
Reklam
46 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.