İnfilak parcaları şehrimde.
Yürüyemem acısız hiçbir yere.
Bir yangın ki sonsuz bir girdap,
Dönüşler kuytu sokak sevincinde.
Gelmek de yetmez.
İçimdeki son güvercini gönderdim.
Şehrinin güvenliği yok.
Bakılmaz artık yüreğinin kapılarından.
Tüm sonlar yeni başlangıçlardaysa,
savaşta kaybettim heyhat.
Geriye dönen olmadı.
Dikenli yutkunuşlarıma bakılmadı.
Gizlenmedi yara kalbimdeki mabedimden
Resimler sustu, bakışlar fırtınaya karıştı.
İçimdeki tılsımlı cümleler sonlandı.
Bazı şeyler mahşere kaldı...
Bugünkü izlediğim filmde not ettiğim güzel bir alıntı ;
Fikirler ancak onları savunacak birileri olursa hayatta kalırlar.
~İçimdeki Yangın (Incendies)🎬
Akşam alacasına yakıştırdığım hüzün Yüreğimin dalında kanayan körpe çiçek Yangın yerlerine izi düşen yaslı yüzüm
Adını bildiğim gurbet o bitmeyen ayrılık Karanlığın ağlarına takılan gönül kuşum Taşımakla gönendiğim içimdeki ağırlık
Sözlerim sihirli değil, aşkı anlatamam
Yüreğimde sönmeyen bir yangın kıvılcımıyla,
uykusuz kalbimle yalnız seni ararım
Yokluğunla boğuşur, içimdeki derin okyanuslarda kaybolurum
Neşem, heycanım, cesaretim seninle gelir
Gözlerimdeki umut ışığı seninle parlar, seninle büyür
Senden bir daha yok, senin bende yarattığın aşktan bir daha yok
Sözlerim sihirli değil, aşkı anlatamam..
Lanet ettim her bir yeni saniyeye, uzaklaştıran seni benden,
Nefret ettim sensiz kalan dünyada, gözlerime yansıyan her bir nesneden.
Azad ettim tüm iyi duygularımı, gittiler artık benden,
Anladım ki nefesim sönünce sönecek içimdeki bu yangın,
Sön öyleyse ey nefes, biliyorum, sen de bıktın.
ACI YAĞMUR
Bir zamandır ablam
annemin kafayı üşüttüğünü söylüyordu.
Ben pek üzerinde durmadım.
Evet, ablam da haklı.
Yaşlı bir kadınla her gün
aynı evde olmak kolay değil.
Dün pazardı, şöyle bir uğradım onlara.
Biraz kaynattık işte, eskilerden filan…
Artık kalktım gidiyorum,
elini öptüm annemin.
“Oğlum, bir daha gelişinde anneni de getir…” dedi.
İçimdeki yangın gözlerimi yaşarttı.
Ablamın yüzüne bakmadan
kaçarcasına çıktım evden.
Yağmura sığındım dışarıda.
Necati Tosuner