Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İdealizm sözcüğünün içinde kasıtlı olarak bir ahlak kavramı vardır ve bu materyalizm düşmanlarının kurduğu bir tuzaktır. Materyalizm düşmanları dünyayı maddeyle değil, bir ruhla açıkladıkları için, gerçekte, yalnız onların bir fikre, bir ideale sahip olabileceklerine herkesi inandırmak isterler... Bu bir safsatadır. Felsefi idealizm, gerektiğinde en iğrenç işlere kılıf görevini de görür, ideal üstüne söylenen şatafatlı sözler, kabul ettirilmeye çalışılan sömürünün üzerini asla örtemeyecektir. Yani materyalizm ile idealizm kesin olarak birbirleriyle bağdaşamazlar, materyalizmin her ilerlemesi, idealizme indirilen bir darbedir. Bu, karşıtların birliğidir ve materyalizm ile idealizmin arasındaki savaş kaçınılmazdır.
94 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Mülksüzleştirenleri Mülksüzleştireceğiz!
Marksizm’in ne olduğu sorulduğunda, muhtemelen “Marx’ın öğretileri” cevabı gelecektir. Marx’ın öğretilerinin ne olduğu ise “komünizm” denecektir. Komünizm nedir sorusu ise “eşitlikçi bir düzen” cevabıyla taçlandırılacaktır. Ancak bunlar yeterli cevaplar olmaya yakın değil. Marx’ın kapitalizm hakkındaki incelemeleri, çözümü ve felsefi düşünceleri
Karl Marx ve Marksizm Üzerine
Karl Marx ve Marksizm ÜzerineVladimir İlyiç Lenin · Yordam Kitap · 2014460 okunma
Reklam
Ölüm Üstüne
Her türlü dinsel inancı bir kenara koyarsak, ölüm karşısında bu dünyanın yaratıp da sonsuza dek ayakta kalacağını sandığı hiçbir şey ayakta kalamaz. Soyut biçimler ve kategoriler o zaman anlamsız görünür, onların evrenselliğe göz dikmesi geri dönüşü olmayan bir yok oluş süreci karşısında temelsiz görünecektir. Ne biçimsel ne de kategorik yaklaşım varlığı temel yapısında kavrayabilir, ikisi de yaşamla ölümün derin anlamına ulaşamaz. Bu durumda, idealizm ya da akılcılık onların karşısına ne koyabilir ? Hiçbir şey. Başka kavramlar ya da öğretiler de bize ölümle ilgili neredeyse hiçbir şey öğretmezler. En uygun tutum sessiz kalmak ya da bir umutsuzluk çığlığı atmak olacaktır.
-oradadır huzur hâlâ...
Gecenin ağına bir bulut düştü, Dimağlara zehir, sevdaya tuzak, Mümkünler acabaların kıyısına demir attı, Dağladılar, körün gözünü dili yüzünden, Aptalın önünü açıp saldılar çayıra, Aydın olanlar sustu korkudan, Çılgınca yaşadı bundan cesaret alıp bazıları, Sınırsız sanılsa da -tek tek saydı herşeyi zaman, Öfkeler gelip evlerin çatısında
Ahlâkdışı Anlamda Doğruluk ve Yalan Üzerine - Friedrich Nietzsche
Bir zamanlar, sayısız güneş dizgeleriyle akarak uzayıp giden evrenin kıyıda köşede kalmış bir yerlerinde, bir gök-cismi varmış; bunun üstünde yaşayan bazı kurnaz hayvanlar da, bilme yetisini bulup kurmuşlar. Bu, “Dünya Tarihi”nin en gözüpek ve en yalancı dakikası olmuş: ama işte, yalnızca bir dakika sürmüş. Doğanın birkaç soluk alıp verişi
Eleştirel Felsefe hiç kuşkusuz daha şimdiden Metafiziği Mantığa çevirmişti, ama, daha önce anımsatıldığı gibi, o da sonraki idealizm gibi nesnenin önünde ürkerek mantıksal belirlenimlere özsel olarak öznel bir imlem verdi; ama bu yolla bu felsefeler aynı zamanda kendisinden kaçtıkları nesne ile yüklü kaldılar, ve onlar için bir kendinde-Şey, sonsuz bir engel geride bir öte-yan olarak kaldı. Ama bilincin karşıtlığından kurtuluş - ki bilim bunu varsayabilmelidir - düşünce-belirlenimlerini bu ürkütücü, tamamlanmamış duruş noktasının üstüne yükseltir ve onların böyle bir kısıtlama ve gönderme olmaksızın, kendilerinde ve kendileri için oldukları gibi, mantıksalın ya da arı-ussalın kendisi olarak irdelenmelerini ister.
Sayfa 35 - İdeaKitabı okudu
69 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.